Okumamış cahilin zararı kendisinedir. Çevresine ve topluma zararı olmaz. Okumuş cahilin zararı hem çevresinedir. Hem de toplumadır. Bakın yıldız teknik üniversitesi profesörü Bedri Gencer ne diyor. “Çocuk yaşta evlilik bitti. Deprem geldi” diyor. Yaşından başından, sakalından ve Kariyerinden utanmadan sıkılmadan bunu söyleyebiliyorsa. Bu okumuşun cahilidir. Bu söylemi zır cahil birisi kesinlikle söylemez. Bunu söylemekten hicap duyar. Bunu söyleyen sakallı bir profesör olursa. Hem çevresine hem de topluma zarar verir. Bakalım diyanet işleri başkanı bu açıklamaya ne diyecektir.
Devlet bankalarından kullanılan kredilerin faizi haram değildir. Özel bankalardan kullanılan kredinin faizi haramdır. Dediği gibi buna da bir şey uyduracak mıdır? Yoksa bu Profesörün haklı olduğunu mu savunacaktır? Atatürk bu diyanet işleri başkanlığını. Dini hurafelerde arındırsın. Böyle dini kendi menfaatine kullananlara mâni olsun. Ve İslam dinini millete öğretsin diye kurmuştur. Diyanet şimdiye kadar maalesef bu görevini yerine getirmemiştir. Kariyerini hiçe sayarak böyle bir paylaşımda bulunan profesör yoğun eleştiri gelince paylaşımını kaldırmıştır. Bu zatın bu söyleminin topluma ne zararı vardır.
Küçük yaştaki kızlarla evlenmeyi düşünenlerin ayranını kabartacaktır. Biz küçük yaştaki çocukların evlenmesini doğru bulmuyoruz. Amma doğru bulanlar yok mudur? Vardır tabi ki? İşte bu söylem onları cesaretlendirecektir. Kaş yapıyım derken göz çıkarmak işte buna denir. Bu kişi derhal o üniversiteden alınmalıdır. Diyanet işleri başkanlığı alınmasına aracı olmalıdır. Bu zihniyete olanlar ikaz edilmelidir. Bu ülkede mecelle bunun için kaldırılmıştır. Mecelle kaldırılarak Türk medeni kanunu getirilmiştir. Kızların evlenme yaşı 17 erkeklerin evlenme yaşı 18 0larak belirlenmiştir. Kızların çocuk yaşta evlendirilmesi yasaklanmıştır.
Kadınlara evinin tek hanımı olması bu medeni kanunla sağlanmıştır. Çünkü üzerlerine kuma getirme olayı kaldırılmıştır. Çok evliliğe son verilmiştir. Yukarıda okumuşun cahilinin topluma zarar verdiğini söyledim. Bir profesör bu medeni kanunu bilmiyor mu dersiniz? Bilmemesi mümkün değildir. Bir insanın ne ise fikri, odur zikri Peygamber efendimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor. Kuranı kendi fikirlerine göre değerlendirenler. Çoğaldıkça kıyameti bekleyin diye buyuruyor. Depremin evlilikle ne alakası var sorarım sizlere? Bu bey efendi. Depremin ne olduğunu da mı bilmiyor?
Bir doğa olayının evlilikle ne alakası olabilir. Kendi fikri böyle olduğu için. Zikri de böyle olmuştur. Böyle düşünenler Hem İslam dinine zarar veriyor. Hem de topluma zarar veriyor. Bakın böyle biriside Manisa da var. Daha önce yine deprem konusunda şöyle demişti. “Manisa’nın etrafında deprem bulutları dolaşmaya başladı. Allah bana sordu sallayayım diye. Bende burayı sallama dediğim deprem doğuya gitti” demişti. Bu seferki deprem için de “Allah yine sordu. Olmaz dedim. Yine sordu. Defalarca sordu. Baktım olacak gibi değil.
Hiç kimsenin evi yıkılmasın dedim. Hiç kimsenin evi yıkılmadı” demez mi? Hoca efendi depremin jeolojik bir olay olduğunu bilmiyor. Bulut halinde geldiğini söylüyor. Utanmadan sıkılmadan bir de bu söylemlerini video yapıp sosyal medyada paylaşıyor. Sen kimsin de (tövbe ya Rabbim) Allah’la konuşuyorsun. Sen Allah’ın aciz bir kulusun. Allah Miraç da en çok sevdiği resulü ile dahi perde arkasından konuşmuştur. Bu hoca efendi (tövbe ya Rabbim) kendisini peygamber efendimizden daha üstün görmüş oluyor. Bu şirktir bu hocanın akasında namaz kılınmaz. Maalesef bu kendisini dindar zannedenler. Milleti kandırıyorlar. Bunlar okumuşun cahilleridir. Allah bu ülkemizi bunların şerrinden korusun. Saygılarımla.
Türkiye laiktir laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 30- 01-2020 Mustafa KOÇAL
