İsa çoktan öldü.
İkibin yıldan fazla oldu İsa peygamberin öldüğü….
Kimseyi dövmeyen,
Kimseye sövmeyen,
Kimseye kem bir söz söylemeyen,
İyi bir marangoz olan,
Kendisine tokat atana öbür yanağını da dönen,
Eline demir kılıç değil, bir sopa bile almayan,
Göklerdeki BABA’nınoğlu,
Sırtına yüklenen yüz kiloluk haçı,çarmıha gerileceği Golgotatepesine kanrevan içinde taşıyan,
Yol boyunca Musevilerce aşağılanan,
‘’Ya İsa, bırak ben taşıyayım’’ diyen Magdalı Meryem’e, ’’Hayır, herkesin haçı kendisine “ diyen
Hazreti İsa.
Dağ taş dolaşıp BABA’nın gökyüzündeki düzenini anlatan, fakir fukara dostu, acının peygamberi Hazreti İsa çoktan öldü.
İkibin yılı aşkın……
X X X
O hiç kimseyi öldürmedi.
Yoksulların, acı çekenlerin, emeği ile geçinen sıradan insanlara sabır diliyordu.
Sevginin yeryüzü cenneti yaratacağını,BABA’nıngökyüzü krallığında en güzel yaşamın,cennetin yoksul insanlara ait olacağının müjdesini veriyordu.
Hazreti İsa çarmıha gerildi egemen güçlerce.
X X X
Onun havarileri-müritleri, onun sözleri ile oluşturdukları inancı, Hristiyanlık dendi adına,önce Suriye’de,sonra Anadolu’da,sonra da tüm Roma imparatorluğunda yaydılar.
Havarilerin yerini de din adamları aldı.
Yoksulların dini, din adamlarının ve egemen yöneticilerin dini oldu.
Papa,kardinal,piskopos,papaz,rahip….binlerce parazit.
Yoksul insanların emeği ve kanıyla beslenen üretimsiz vampirler.
Hristiyanlık adına, bu dini yaymak adına tüm dünyayı kana buladılar.
Acı ve ölümü götürmedikleri, sokmadıkları ülke,yerkalmadı.
Hazreti İsa’nın cennet olması için ölüme gittiği bu kutsal yaşamı, cehenneme çevirdiler.
X X X
İsa öldü.
İki bini aşkın yıl geçti.
İnananları, O’nun sözlerini çoktan unuttular.