İrfan AYDINOĞLU -SİSMİK KALEM


İSTANBUL DEPREMİ´NİN ZAMANI İÇİN YANITLANMASI GEREKEN SORULAR

İSTANBUL DEPREMİ´NİN ZAMANI İÇİN YANITLANMASI GEREKEN SORULAR


Bilindiğiz gibi bu köşede uzun zamandır deprem konusunda ilgili bilim insanlarının neler yaptıklarını, bu konudaki güncel haberleri, yapılan çeşitli açıklamalarını, farklı görüş ve yorumları ele alarak değerlendiriyor, elimden geldiğince dikkatleri ülkemizin deprem gerçeği üzerine çekmeye çalışıyorum. Çünkü deprem belası diğer felaketlere benzemiyor. Her an yaşamımızı doğrudan tehdit ediyor.

Son 6 aydır İTÜ´ den Prof. Dr. Cenk Yaltırak hocanın İstanbul Depremi konusunda yaptığı bilimsel araştırma ve çalışmaları halka ulaştırmak ve medyadaki bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak için Facebook ortamında kurduğu ?Geçmişten geleceğe Marmara Depremleri? sayfasını etkin olarak izliyor, etkileşimli tartışmalara katılıyorum. Facebook grubunda bu konuda hem en güncel bilgiler ve haritalar yayınlanıyor, hem de Olası İstanbul Depremi hakkındaki önemli gelişmeler günü gününe takip edilerek olası deprem tehlikesine karşı kamuoyu doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmış sağlıklı bilgiler ile bilinçlendirilip uyarılmaya çalışılıyor. Herkesin sorusu ciddiye alınarak mutlaka yanıt veriliyor.

Yıllardır deprem konusu ile yakından ilgilenen biri olarak deprem konusunda yetkinliğini yayınlandığı 202 adet makale ile uluslararası platformlarda kendini kanıtlamış Cenk Yaltırak hocanın peşine düştüm ve gruptaki diğer arkadaşlar ile birlikte sorularımızı sorarak ilk ağızdan aldığımız yanıtları kendi düşüncelerimle yoğurarak sizlere aktarmaya çalışıyorum.

Grubu takip edenlerin çoğu artık İstanbul Depremi hakkında ortalıkta dolaşan birbirinden çok farklı görüşlerin temelleri hakkında yeterince fikir sahibi olmuş durumda. Naçizane ben de sizin dikkatinizi son gelişmelere çekmek için bu ortamda yazmaya, sizleri bilgilendirmeye devam etmekteyim. Cenk hoca yıllarını Marmara Denizi´ne adamış bir bilim adamı olarak insanların medyadan gördüğü, duyduğu, okuduğu yalan yanlış haber ve açıklamalara kapılmaması ve deprem için gerekli önlemlerin alınması için çaba harcamaya devam ediyor. Sizler de sorularımızı ve deprem konusunda aklınıza takılanları ?Geçmişten geleceğe Marmara Depremleri? grubuna üye olarak hocanın bizzat kendisine sorarak öğrenebilirsiniz.

Son zamanlarda Marmara´da meydana gelen depremlerin oluş sıklıkları, büyüklükleri ve oluş yerleri (loksayon) itibarı ile daha önce izlediğime göre oldukça farklılaştığı kanaatindeyim.

/resimler/2017-4/15/0933151183409.jpg

1) Marmara Denizi´nde 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´nden bu yana belirli bir seyir izlemesine alışık olduğumuz sismik aktivitenin 2011 yılından beri kademeli olarak azalmaya başlaması, son birkaç ayda neredeyse sıfır depreme düşmesi ne anlama geliyor?

2) Marmara Denizi´nde meydana gelen depremlerin iyiden iyiye azalma trendine girmesi ile eş zamanlı olarak gelişen yeni bir olgu da, Marmara Denizi´nin diğer kısımlarında hiç deprem olmazken, Çınarcık Çukurluğundaki Doğu Marmara Sırtında Ekim ayında başlayan ve ard arda tam 5 kez tekrar eden, 1,6-2,9 magnitüdlü yaklaşık 20 adet depremcikten oluşan bir mikrodeprem aktivitesinin ortaya çıkması ne anlama geliyor?

3) Bu mikrodeprem aktivitesinin özellikle Marmara Denizi´nde stresin en fazla arttığı bir alanda meydana gelmiş olması sadece tesadüf ile açıklanabilir mi yoksa bu durumun ?özel bir anlamı? var mıdır?

4) Marmara Denizi´nde yaşanan bu suskunluğun (seismic quiescence) 2017 yılının Ocak, Şubat, Mart aylarında zirve yaparak neredeyse üç aydan fazla bir süre için Marmara Denizi´nde ?hiç deprem olmaması? ne anlama geliyor?

5) Nisan ayının başından beri suskunluğun sona ererek sismik aktivitenin yeniden artmaya başlaması ile birlikte eskiden hiç sismik aktivite göstermeyen bazı lokasyonlarda depremciklerin yeniden meydana gelmeye başlaması neyin göstergesidir?

6) 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´nden bu yana Marmara Denizi´nde görmeye alışık olduğumuz sismik aktivite trend mi değiştiriyor? Bir büyük depremden diğerine yaklaşık olarak 250 yıl süren ?deprem sürecinin? bir fazı sona erdi de başka bir döneme mi giriliyor? Ana şok yaklaşıyor mu? İstanbul Depremi son provalarını mı yapıp ana şoka mı hazırlanıyor? Eğer İstanbul Depremi son provalarını yapıyorsa bizler birey olarak, ulus olarak bu katastrofik afete yeterince hazırlıklı mıyız?

Başlıkta her ne kadar, " mutlaka yanıtlanması gereken sorular" demişsem de aslında bu soruların yanıtları hakkında kendime göre bazı düşüncelerim ve öngörülerim oluşmuş durumda, fakat bu yanıtlar kapıda hazır bekleyen Olası İstanbul Depremi´ nin zamanını tam olarak söylemeye yetmiyor anlamında söylenmiştir.

/resimler/2017-4/15/0933456808966.jpg

UZUN SÜREN SUSKUNLUK DÖNEMİ BÜYÜK BİR DEPREMİN YAKLAŞMAKTA OLDUĞUNUN GÖSTERGESİDİR.

Bir bölgede meydana gelen deprem sayılarındaki artış veya azalma anlamlıdır. Gereğinden fazla uzun süren sismik aktivitedeki azalma yani suskunluk dönemi büyük bir depremin yaklaşmakta olduğunun göstergesidir.

Dünya´nın çeşitli yerlerinde meydana gelmiş olan büyük depremlerin öncesinde şimdi Marmara Denizi´nde bir benzerini yaşadığımız bir "suskunluk dönemi" yaşandığı bilinen bir gerçektir.

Sismik suskunluk (seismic quiescence), sismik aktivite gösteren sismojenik bir bölgenin, yapılan uzun dönemli sismik aktivite gözlemlerine göre, belirli bir zaman aralığında, meydana gelen deprem sayısının ve depremlerin magnitüdlerinin veya gözlem bölgesinde depremlerle açığa çıkan enerjideki göreceli olarak ölçülebilen azalmadır.

17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´nden beri Marmara Denizi ve yakın civarındaki sismik aktiviteyi her gün düzenli olarak takip eden birisi olarak, İstanbul´u tehdit eden fay hatlarının içinden geçtiği Marmara Denizi için sismik aktivitede gözle görülür bir ölçüde azalma (suskunluk) anomalisi tespit etmiş durumdayım.


Kişisel görüşüme göre belirli bir bölgede olağan şekilde seyreden depremlerin sayılarının giderek azalması hatta birden kesilmesi başlı başına bir anomalidir ve bence anomalilerin en büyüğüdür.

Fakat bu anomalinin tespit edilmiş olması tek başına yaklaşmakta olan Olası İstanbul Depremi´ nin zamanını tam olarak kestirebilmek için yeterli değildir.

Olası İstanbul Depremi´ nin zamanını en sağlıklı bir biçimde ve minimum hata payı ile belirleyebilmek için yapılması gereken bazı önemli araştırmalara ihtiyaç vardır.

Bunlar, sismik aktivite azalışı ile ilgili salt gözleme dayalı olan verilerin, istatistik biliminden yararlanarak Ulusal Deprem İzleme İstasyonları´ nın yapmış olduğu kayıtlara göre rakamlara dökmek ve belirli dönemlere ait karşılaştırmalar yapabilmek için grafiklerini çıkartmaktır.

Türkiye´de meydana gelen depremlerin izlenmesi bakımından, henüz birtakım ufak tefek eksikleri bulunmasına karşın, Ulusal Deprem İzleme Ağımız modern ve teknolojik imkanlar ve bu konuda yetişmiş insan kaynakları gelişmiş ülkelerinkinden geride değildir.Ellerinde mevcut veri tabanları oldukça geniştir. Ulusal Deprem İzleme Ağımızın kaydettiği güvenilir deprem verileri bu grafiklerin çıkarılmasında rahatlıkla kullanılabilir.

17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´nin öncesinde tıpkı şimdi yaşamakta olduğumuz gibi depremselliğin azaldığı bir dönemin yaşandığı bilinmektedir. Yine 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´nden 5 yıl önce kırılmaya aday fay segmentlerinin sagment başı ve segment sonlarında depremcik kümelenmelerinin görüldüğü depremden sonra yapılan çalışmalarda tespit edilmiştir.

17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi ve 12 Kasım 1999 Düzce Depremleri öncesine ait uzun dönemli sismik veriler kayıtlarda ayrıntılı olarak mevcuttur. En azından bu son iki büyük depremin öncesine ait eldeki verilerin incelenerek büyük depremler öncesinde yaşanan depremsiz (suskun) dönem hakkında daha ayrıntılı bir fikir sahibi olabiliriz.

Yeryüzünde meydana gelen diğer büyük depremler öncesinde yaşanan sismik etkinlik azalışlarını (suskun dönemleri) inceleyip daha sonra büyük depremler üreterek kırılan sismojenik fay hatlarının kendilerine has karakteristik özelliklerini de göz önünde bulundurarak ?sismik etkinlik azalışı? ve ardından meydana gelen büyük deprem arasında geçen süreler incelenerek edinilen bilgiler Olası İstanbul Depremi´nin .zamanını kestirmede çok faydalı olacaktır.

Olası İstanbul Depremi´nin zamanı hakkında yapılan yorum ve tahminler ancak bu türden yapılmış ciddi araştırmaların sonucu olursa bir anlam kazanabilir.

Bu türden çalışmaların dışında hiçbir araştırma ve hesap kitaba dayanmayan, İstanbul Depremi 2050 veya 2150 yılından önce olmaz şeklinde yapılan açıklamaların ve tahminlerin hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Deprem felaketi insan hayatını ilgilendiren çok ciddi bir sorundur, maalesef bu konuda yapılan yanlışların telafisi yoktur.

/resimler/2017-4/15/0934163215949.jpg

  • BIST 100

    8794,79%0,88
  • DOLAR

    32,34% 0,18
  • EURO

    35,08% -0,25
  • GRAM ALTIN

    2237,19% -0,27
  • Ç. ALTIN

    3955,10% 0,13
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44