Seçimin galibi ne yunanlı, ne Pontus, nede Sisidir. Mağdur edilen bir Türk vatandaşıdır. Önce şunu söyleyeyim. Seçimin sakinlik içerisinde geçmesini takdirle karışlıyorum. Çünkü propaganda döneminde ortam gerilmişti. Seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu ortamın gerilmesine hiçbir surette katılmadı. Sinirleri çok sağlam bir siyasetçi olduğunu vatandaşa kabul ettirdi.
Son bir haftada Sayın cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçime müdahil olmasaydı. 15 bin fark 777 bine çıkmazdı. Son bir haftada İmamoğlu´na yakıştırılan kelimeleri Türk milleti kabullenemedi. İstanbul gibi dünyanın sayı şehirleri arasında olan bir şehrin, belediye başkanlığına adayı olan bir Türk vatandaşını, yunanlı, Pontus ve Sisi olarak seçmenin önüne konursa? Bunu Türk milleti kabullenemez. İşte farkın bu kadar artmasının sebebi olmuştur.
Acı dil farkın artmasına sebep olmuştur. Bu birinci sebeptir. İkinci sebep ise 31 Mart seçim propaganda sürecinde. Muhalefetteki partiler FETÖ´cü ve PKK´lı ilan edildi. Muhalefeti seçim sürenci boyunca böyle itham ettiler. Seçimlere kısa bir süre kaldığında. Öcalan ile avukatlarının görüşmesine izin verildi. Avukatlar gitti geldi. Fakat Öcalan´ın HDP ye gönderdiği talimatı basınla paylaşmadılar. İktidar seçime iki gün kala İmralı ya bir akademisyeni gönderiyor. Bu akademisyen Öcalan´ın HDP ye gönderdiği tarafsız olun mesajını basınla paylaştı.
Bu akademisyeni iktidar neden gönderdi? Öcalan dan yardım istemek için göndermiş olmuyor mu? Bu ne perhiz? Bu ne lahana turşusu? Siz değimliydiniz? Muhalefeti bunlarla işbirliği yapıyor diyen itham eden? Burada bir yanlışlık yok mu? Kimin işbirliği yaptığı belli oldu. Buda farkın yüksek çıkmasının sebeplerinden biridir. Kuzey Irak da ki Kürdistan dan Barzani seçime iki gün kala neden Türkiye ye geldi?
Kürk vatandaşların oylarını AKP ye vermelerini sağlamak için değil miydi? Öcalan ve Barzani ile muhalefet görüşmediğine göre işbirliğini kimin yaptığı açık değil mi? İktidara göre herkes yalancı. İmamoğlu yalancı millet ittifakı yalancı. Bir doğru olan varsa cumhur ittifakı. İmamoğlu için topal ördek benzetmesi yapıldı. Belediye meclis üyelerinde çoğunluk bizde biz onları çalıştırmayız denildi. Bu bencilliktir. Bu bencilliğin karşılığı millete hizmet edilmesini istememektir. İstanbullu vatandaşların menfaatine olacak bir şeyi engellemek değimlidir?
Hani vatandaşa hizmet etmek için çalışılıyordu? Demek ki şahsi ikbal vatandaşın önüne geçmiş olmuyor mu? Böyle bir düşüncenin artık bu ülkeye hizmet etmesi beklenemez. Ben AKP´nin İstanbul seçiminin komple yenilenmesini istemediğini şöyle yorumlamıştım. Eldeki belediyeleri kaybetme korkusunu olduğunu söylemiştim. Şayet komple yenilenmiş olsaydı. Belediyeler ve meclis üyelilerinde çoğunluğu İmamoğlu Millet ittifakı ele geçirecekti.
Bu günkü tablo bunu gösteriyor. İktidar bunu anladığı için yalnız büyükşehir belediye başkanlığının yenilenmesini istedi. Azgın çoğunluk seçimi kazandı. Millet ittifakı adayı İmamoğlu´nu kutluyorum. Başarılar diliyorum. İnşallah İstanbul ve Türkiye için hayırlara vesile olur. Söylenecek çok şey var. Bazı şeyleri zamanı geldiğinde söyleriz. Cumhur ittifakına seçimi kaybettiren ve farkın 777 bine çıkmasını sebebi son günlerdeki söylemler ve olaylardır. İmamoğlu bu seçimi tek başına almıştır. Cumhur ittifakı ile tek başına mücadele etmiştir.
Çünkü Cumhur ittifakında herkes seçime müdahil olmuştur. Siyasi yönden yağacakları bir şey kalmadığının kendileri de farkında oldukları için. Şimdi yargıyı devreye sokmaya çalışıyorlar. Artık millet iradesine saygı göstermeleri gerekir. 777 bin fark tarihi bir farktır. AKP sözcüsü seçmenimiz kendisini gözden geçirmelidir diyor. Bu ne demektir? Seçmeni suçlamaktır. Seçmenin körü körüne sizi desteklemesi beklenemez. Şayet öyle bir kanıları varsa? Önce kendilerini sorgulamalıdırlar. Seçmen bize neden oy vermedi diye. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
24- 06- 2019 Mustafa KOÇAL