Ömer Dede KILIÇ (Köy Esintileri)


KABA ADAM

Parkinson rahatsızlığım ilerliyor


Parkinson rahatsızlığım ilerliyor, bir şey yapamamanın çaresizliğini yaşıyor, kendimi kapana kısılmış gibi hissediyor, umutsuzluğuma çok üzülüyordum. Artık sokaklarda yürüyemiyor, hatta konuşamıyordum bile. Kafamın içi öyle doluydu ki sağlıklı düşünemiyor, mantıklı karar veremiyordum. Konuşmamak için adeta insanlardan kaçıyordum. Hatta doktor olan küçük oğlumun bile arka arkaya sorularına tahammül edemiyor, kısa cevap veriyor, soru sorduğu için de kızıyordum. Gitmem gereken eş, dost, akraba ve arkadaş ziyaretlerine gidemiyor, benim rahatsız olduğum saatlerde misafir kabul ettiği için de eşimi kırıyordum. Çok sevdiğim işime de günde yarım saat gibi kısa bir süre gidiyor, yapmam gereken işleri de evde, nerdeyse yattığım yerde yapıyordum. İşte ahde vefa bu olmalı ki Amirlerim ve mesai arkadaşlarım hasta ve çaresiz bu insanı idare ediyorlardı. Daha fazla vebal altında kalmamak için emekliye ayrılıyordum.

Hastalığım vicdansızdı durmuyor, benim üzüntülerime kulak asmadan pervasızca ilerliyordu. Artık bir karar vermenin zamanı gelmişti. Ölümse hayatta bir ölüm vardı. Ben ise her gün ölüyordum. Her gün ölmektense bir gün ölmeyi yeğliyor, doktorlarımın bütün risk uyarılarına rağmen Ameliyata karar veriyordum. Arkamızda kale gibi duran büyüklerimle vedalaştıktan sonra, ameliyat masasına yatıyordum. Birinci gün, ameliyatım sekiz saat, ikinci gün ise dört saat sürse de ben dünyaya yeniden merhaba diyordum. Aman Allahım tıp ne kadar ilerlemişti. Ellerimden kayıp giden hayatıma yeniden kavuşmuş, adeta yeniden doğmuştum. Kafamın içi boşalmış, hayata bir başka pencereden bakıyordum. Sabahlara kadar, ihmal ettiğim arkadaşlarımla, akrabalarımla konuşmak, sevincimi herkesle paylaşmak istiyordum. 

Ameliyatımın ikinci günü hastane odalarına sığmıyor, doktorlarımın uyarılarını göz ardı ediyor, kendimi Ankara sokaklarına atıyordum. Ağır bedenim hafifliyor, kuş olup uçmak istiyordu. Sokakta gördüğüm tüm insanları kucaklayıp, öpmek istiyordum. Sevinçten ağlıyordum. Artık eskisi gibi yürüyebiliyor, artık eskisi gibi konuşabiliyordum. 

Bu duygularla yürüyordum Ankara’nın Saman pazarından, aşağı Ulus’a doğru. Çıkrıkçılar yokuşunu yavaş yavaş geçerken, içimdeki sevinç yumağı daha da katlanarak büyüyordu. Ulus’a varınca meşhur Rumeli işkembecisinden işkembe çorbasını içerken bir film şeridi gibi geçiyordu otuz sene önceki Zincirli Camii yanındaki meşhur çorbacılar, lokantacılar…

Sonra biricik torunum Yavuz Selim aklıma geliyor, Keçiören minibüsüne binip, büyük oğlumun evinin yolunu tutuyordum.

Minibüsün dolu olması, yolcuların ayakta gitmesi beni fazla ilgilendirmiyor, şoförün yanındaki tek koltuğa yerleşmiş, gelen geçmiş olsun dileklerini cevaplandırmaya çalışıyordum. Herkesle konuşmak, sevincimi herkese, dağa taşa haykırmak istiyordum. İçinde bulunduğum minibüs Ulus’u geçmiş hafifçe rüzgârlı sokağın virajını alırken, birden sert ve kaba bir sesle irkildim. Bu ses kaptanın yani minibüsü süren şoförün sesiydi. Şoför; biraz esmer, kalın sesli babayiğit, heybetli duruşuyla sanki külhanbeyli edasıyla başını bana çevirmiş, birazda ukalaca hemşerim ne yapıyorsun, minibüsün döşemesini niye yırtıyorsun dediğinde donup kalıyordum. Ne döşemesi, ne yırtması dediğimde, adamın sanki beni dövecek gibi katı bakışıyla karşı karşıya kalıyordum. Biraz cesaretimi toplayarak bu kaba şoföre itiraz ettiğimde adam hala sen benim malıma neden zarar veriyorsun dediğinde o zaman anladım sevincimi telefonda dostlarımla paylaşırken bir elimle gayri ihtiyarı minibüsün döşemenin buruşmuş ve hafifçe demirin pasına bulaşmış, örselenmiş belli ki en az beş, altı yıl önce kavlamış döşemesiyle oynadığımı. Bu kaba adam yırtılan döşemesini bana ödettirecekmiş gibi hala bağırıyor, bana ters ters bakıyordu.

Daha fazla dayanamayıp biraz heyecanım geçtikten sonra, birazda cesaretimi toplamış olmalıyım ki bağırmana gerek yok döşemenin kaçı kaç kuruş yeniden yaptırırım. Eğil de bak yeni mi yırtılmış, eski mi diye itiraz ettiğimde, adam ancak kendine geldi sanırım baktı fakat yine de sanki eskiden yırtık olduğunu benim sevinçle karışık diğer elimin döşemeyle oynamasını fırsat bilip ödettirmek istiyormuş gibi bakıyordu.

Sonra kaptan; ben kimseye zarar verecek durumda değilim. Bak, başımın üst kısmını göstererek, yeni beyin ameliyatından çıktım. Yeniden doğuşumu dostlarımla paylaşırken gayri ihtiyari diğer elimle de senin yırtılmış, örselenmiş döşemeni düzeltmeye çalışmışım dediğimde, O katı adam gitmiş, yerine sert bakışlı donuk yüzü hafif bir tebessüme bırakmış, kalın sesi incelmiş, katı kalbi yumuşamış birisi gelmişti. Sonra, geçmiş olsun kardeş, rahatsızlığın neydi diyerek normal bir insanın yapması gerekli laflar etmeye başladığında bende rahatlamış, minibüsün içinde bize kulak misafiri olan yolcularda rahatlamışlardı. Minibüsün içindeki gergin hava yumuşamış tatlı bir sohbet başlamıştı. Şoför dikkatlice arabasını kullanıyor arada bir bana dönerek; demek bu hastalıkta ameliyatla düzeliyormuş diye tıptaki gelişmeyi o da takdir ediyordu. Hatta yanlış hatırlamıyorsam kendisinin kayınvalidesinin de aynı hastalıktan vefat ettiğini, böyle bir ameliyattan haberlerinin olmadıklarını belirterek üzüntülerini dile getiriyordu. Ulus’ta başlayan gergin sohbet, tatlı bir muhabbete dönüşünce, zamanın ne de çabuk geçtiğini anlamamış, son durağa gelmiştik bile. Sonra koltuğumdan inmek için yerimden kalkarken, adam gözlerime bakıyor, belli ki o da bu tatlı sohbetin bitmesinden üzüntü duyuyordu. Sanki yaptığı hareketlerden özür dilermiş gibi hemşerim sana büyük geçmiş olsun diyerek, elini uzatıyor, sanki affını, pişmanlığını dile getirmek istercesine elimi bırakmak istemiyordu. O heybetli duruşuyla şifahen özür dilemesini belki gururuna yedirememişti ama, elini uzatıp vedalaşırken, bakışı ve gözleri çoktan özür diliyordu.     09.11.2019 Ömer KILIÇ

  • BIST 100

    9455,59%-0,72
  • DOLAR

    32,59% 0,37
  • EURO

    34,78% 0,16
  • GRAM ALTIN

    2496,79% 0,51
  • Ç. ALTIN

    4168,04% 0,00
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22