İrfan AYDINOĞLU -SİSMİK KALEM


KAPIDAKİ İSTANBUL DEPREMİ´NE IŞIK TUTACAK BAZI YENİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR

KAPIDAKİ İSTANBUL DEPREMİ´NE IŞIK TUTACAK BAZI YENİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR


17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´nde ana şok öncesi ve sonrası kaydedilen sismik kayıtları araştıran Fouriyer Grenoble Üniversitesi´nden Michel Bouchon ve arkadaşları, 2011 yılında Science Dergisi´nde yayınladıkları ?Extended Nucleation of the 1999 M 7.6 Izmit Earthquake? adlı makalelerinde, sismik kayıtları inceleyen ayrıntılı analizlerinde 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´ nden 44 dakika önce, ana şok ile aynı lokasyonda ve 44 dakikalık bir süre içerisinde ana şok ile aynı karakteri taşıyan 0,9 ile 2,8 magnitüdlük 26 adet öncü depremcikten oluşan deprem fırtınasının meydana gelmiş olduğunun belirlendiği yazılmış ve bu olgudan yola çıkılarak depremin (ana şokun) 44 dakika süren bir hazırlık aşamasından sonra gerçekleştiği ileri sürülmüştü.

2011 çalışmasında, bilim adamları, tek bir istasyonun sismik kayıtlarını kullanarak tüm öncü şokların aynı dalga formlarını gösterdiklerini ve aynı fay segmentini tekrar tekrar yırttıklarını ve sonuç olarak deprem öncesi başlayan yavaş kaymanın ana şoka neden olduğu, depremin bu şekilde gelişip hızlandığı sonucuna varmışlardı.

4 Temmuz 2018 tarihinde William L. Ellsworth ve Fatih Bulut tarafından yazılıp Nature Geoscience Dergisi´nde yayınlanan "Nucleation of the 1999 İzmit earthquake by a triggered cascade of foreshocks" isimli makalede ise tek bir istasyon verisi yerine deprem odağına en yakın 9 ayrı istasyon verisini kullanarak, ana şoktan 44 dakika öncesinden itibaren deprem odağı üzerindeki fay hattı boyunca batıdan doğuya doğru hareket eden toplam 26 adet öncü deprem tespit ettiklerini, tüm bu öncü depremlerin (ana şokta kırılan fay segmentii üzerinde) birbirine yakın olan fakat farklı lokasyonlarda meydana geldiğini ve kırılmanın tekrar etmediğini tespit ettiklerini açıkladılar. Elde ettikleri sonuç, çok parçalı kırılma modeli olarak adlandırılan, bir depremin yan yana komşu olan segmentlerdeki bitişik diğer bir segment üzerinde başka bir depremi tetikleyerek meydana getirdiği domino etkisini gösteriyor. Bir anlamda 1999 Kocaeli Depremi´ nin, fay hattı üzerindeki depremlerin segmentler arasındaki domino etkisi şeklinde, gelecek ana şokun merkez üssüne doğru göç eden depremler dizisi şeklinde geliştiği açıklanmış.

William Ellsworth ve Fatih Bulut, Kocaeli Depremi´ nin, ana şok öncesinde oluşan 44 dakika süreli yavaş bir kayma ile başladığı iddalarını çürüttüklerini iddia etmelerine rağmen, Michel Bouchon ise, ?Kocaeli Depremi konusunda Ellsworth ve Bulut´un çalışmalarına saygı duyduklarını fakat onların bu yorumlarına katılmadıklarını söylüyor.

Deprem anında devam eden (faydaki) cosismik stres aktarımı tarafından sürülen bir mekanizma süreci ile ard arda küçük yırtılmaların, neden olduğu deprem çekirdeklenmesinin (nucleation) merkez üssüne en yakın ve en sağlıklı veriyi kaydetmiş iki istasyondaki öncü deprem kayıtları, herhangi ciddi öneme sahip öncü şokların göç ettiğini göstermediğini söyleyen Bouchon bu nedenle hala eski yorumlarının arkasında durduğunu belirtiyor.

/resimler/2018-7/18/1102579598023.jpg

17 AĞUSTOS 1999 KOCAELİ DEPREMİ SİSMİK KAYITLARI ÜZERİNE YAPILMIŞ İKİ ARAŞTIRMA ÜZERİNE SİSMİK KALEM´İN YORUMU:

Yazılıp söylenenlere göre bu yeni ikinci araştırma 2011 yılındaki ilk araştırmanın sonuçlarını doğrulama-yanlışlama, t yani test etmek amaçlı yapılmış. Farklı yöntemler izlenerek farklı sonuçlara ulaşılmış. 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´ nin tek bir yakın istasyon sismik kayıtlarının yerine deprem odağına 100 km yarıçapında uzaklıkta bulunan 9 adet farklı istasyonun sismik kayıtları kullanılmış. Bana göre bu bir hatadır. Çünkü odak merkezinden uzaklaşıldıkça sinyaller distorsiyona (bozunma, orjinal halinden sapma..) uğrarlar. Ayrıca çok değişik kökenli nedenler ile deprem odağı civarındaki tüm istasyonların kayıtları aynı kalitede değildir. Bence buna hiç gerek yoktu çünkü varlığında benim de katkılarım olan 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´nin YPT (Yarımca Petrokimya Tesisleri) tarafından elde edilmiş olan mükemmel kalitedeki sismik kayıtları, Dünya´ da bu güne kadar meydana gelmiş büyük depremler içerisinde elde edilmiş olan en iyi deprem kaydı olarak nitelendirilmektedir. Bir çok yabancı kaynak da bunu teyit ediyor zaten. Siz uzak istasyondan alınan sismik kayıtları dikkate alırsanız ana şoktan 44 dakika önce meydana gelmiş olan 26 adet depremciğin lokasyonlarında farklılıklar olması da normaldir. Bence en doğru olan ve güvenilmesi gereken YPT İstasyonu kayıtlarıdır.

Araştırmacılar, "Science Dergisi araştırması analizlerine göre, öncü depremler yeryüzünün yaklaşık 15 kilometre altında, 7,6 büyüklüğündeki büyük depremin başladığı yere çok yakın bir noktada meydana gelmişti. Ayrıca dalga şekli ve derinliğindeki benzerlikler, 26 adet öncü depremin fayda aynı noktada meydana geldiği şeklinde yorumlanmıştı. Dolayısıyla araştırma, Kocaeli Depremi´ nde ilk önce bir ?yavaş kayma? meydana geldiği sonucuna varmıştı. Bir başka deyişle, kaymanın hızla ivme kazanması 7.6 magnitüd büyüklüğündeki ana şoku tetiklemişti. Araştırma benzer yavaş kayma olaylarının izlenmesiyle Türkiye´de ve dünyadaki diğer yanal atımlı aktif fay hatlarında, büyük depremlerin meydana gelmeden önce zamanında uyarı sağlayabileceğini öngörüyordu. Biz araştırmamızda, bu fikri test etmeye karar verdik. Ulaştığımız sonuçlarda böyle olmadığını, 1999 Depremi´ nin öncü sarsıntılarla tahmin edilemeyeceğini net bir şekilde gördük? diyorlar.

Bence bu "yavaş kayma" kavramı çok önemli değil. Üzerinde durulmaya bile değmez. Yani depremden 44 dakika önce meydana gelmiş olan 26 adet öncü şokun fay düzleminde önce yavaş bir kaymayı tetiklemesi ve en sonuncusunun ana şoku tetiklemesi diye bir durum söz konusu bile olamaz. Çünkü fay hattında büyük ölçekli depremlerde etkin olan güç, ufacık bir son darbe değil, yüzyıllardır devam etmekte olan stres biriktirme sürecidir. Farz-ı misal bu 26 adet öncü deprem hiç var olmasaydı bile ana şok yine aynı yerde ve yine aynı şekilde olacaktı. Bu olay depremlerin naturası (doğası) ile ilişkili basit mekanik bir olaydır. Depreme çok kısa bir süre kala, açılmaya hazırlık yapan fay düzlemi cidarlarının sürtünme direncinin düşmesine bağlı basit bir harekete geçme olayının sonucudur. Önce yavaş daha sonra hızlı kaymasının ya da tam tersi olmasının hiç bir önemi yok. Bu fay nasıl kaydıysa kaydı, işte sonucu da bildiğimiz ve yaşamak zorunda kaldığımız o korkunç yıkım olmuştu. Saniyede 5 km lik bir yırtılma hızı ile kırılan fay hattı, deprem odağının kendisinin yarattığı sismik dalgaların yayılma hızını bile aşmıştı.

/resimler/2018-7/18/1103291161040.jpg

MARMARA´DAKİ FAYLAR 2016 YILINDAN İTİBAREN DÖRT KEZ ANA ŞOK ÜRETMEYE TEŞEBBÜS ETTİ, FAKAT BAŞARILI OLAMADI...

2016 yılının son aylarında Avcılar´ ın 20 km. güneyindeki Doğu Marmara sırtı üzerinde haftalar mertebesindeki aralıklar ile meydana gelen, yaklaşık 15-22 adet depremcikten oluşan, M<2,9 magnitüdlü dört adet seri mikro deprem fırtınası her seferinde sönümlendi. Bu lokasyonda başlayan deprem fırtınaları sonunda ( büyük bir olasılıkla ) hatırı sayılır bir ana şok ile sonuçlanabilir. Bu lokasyon Prof. Dr. Cenk Yaltırak hocanın Marmara Fay segmentasyon modeline göre fay geometrisi sebebi ile 7,7 magnitüdlük bir ana şok üretme potansiyeline sahiptir ve 500 yıldır üzerinde bu miktarda stres biriktirmiş B segmentidir. 2016 yılından beri 4-5 kez kırılmaya niyet eden fakat her nedense (?) son anda olmaktan vazgeçen deprem işte bu büyük depremdir.

NOT: Büyük bir olasılıkla denmesinin nedeni, yer bilimlerindeki olaylarda ne yazık ki kesinlik olmamasındandır.

Benim hatırlayabildiğim kadarı ile 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´ den beri bu lokasyonun yakın civarında ( B segmenti üzerinde) meydana gelen en büyük deprem ise 14 Mart 2012 tarihli 3,7 magnitüdlü depremdir.

/resimler/2018-7/18/1103498505172.jpg

MARMARA DENİZİ´NİN ANLAMLI SUSKUNLUĞU

Marmara Denizi içindeki fayların 2011 yılından beri hem düşük yoğunluklu sismik aktivite eğilimine girdiği hem de meydana gelen depremlerin magnitüdlerinin düşme eğilimine girdiği gözlenmektedir. Yani Marmara Denizi yıllarca süren uzun bir suskunluk dönemi geçirmektedir. Büyük ana şoklar öncesi ( depreme kısa bir süre kala...) deprem üretecek olan fayların suskun bir dönem geçirdiği yer bilimlerinde bilinen ve üzerinde çok sayıda araştırma yapılmış bir konudur. Her fay kendine özgü çok çeşitli karakteristiklere sahip olduğundan bu suskun dönemin süresi ve ardından gelecek olan ana şokun zamanı arasında kesin matematiksel bir ilişki saptanamamıştır. Fakat yapılan araştırmalar bu suskun dönem ile ana şok arasında kabaca 5-7 yıl gibi çok kısa bir süre bulunduğunu ortaya koymaktadır.

Marmara Denizi´ndeki faylar üzerinde 7,6 büyüklüğünde bir deprem üretmeye aday faylar için üzerlerinde birikmesi gereken stres miktarları tamamlanmış ve ana şok için gerekli eşik zaman aşılmıştır.

Yani beklenen deprem her an kapımızı çalabilir.

Durum böyle iken 2045 yılından önce İstanbul depremi olmaz söylemi hiç bir hesap kitaba dayanmamakta ve ne yazık ki hiç bir bilimsel dayanağı bulunmamaktadır.

/resimler/2018-7/18/1104101946332.jpg

MAKALELERDEN ÇIKAN SONUÇ:

Büyük ölçekli depremlerin 5-7 yıl öncesinde bir sonraki depremde kırılacak olan segmentlerin birleşim (eklem) yerlerinde depremcik kümelenmelerinin (clustured) şekillenmeye başmasıdır.

Ana şoka çok kısa bir süre kaldığında ise segmentlerin yırtılma merkezlerinde (deprem odağı) belirli aralıklarla depremcik çekirdeklenmeleri (nucleation) görülmeye başlar. Bunun anlamı fayın kırılma provaları yapmasıdır. Bu hareketlenmelerle adeta fay artık doğum sancıları çekmeye başladı, ara sıra nefes alıp veriyor..

Science ve Nature dergisilerinde 2011 ve 2018 yıllarında yazılmış bu iki ayrı araştırma makalesinin önemi burada. Böylece farklı yöntemler ile işe başlayıp farklı iki sonuca ulaşılmasına rağmen bu olgu bilimsel olarak ele alınıp enine boyuna incelenmiş oluyor. Sonuçlardan hangisinin doğru olduğu o kadar da önemli değil.

Büyük ölçekli depremlerin çok yaklaştığına işaret eden diğer bir özellik ise ana şoka 5-7 yıl kala sismik boşlukta sismik suskunluk döneminin görülmesi. 2011 yılında başlayan bu dönemin de sonlarına doğru hızla yaklaşıyoruz.

Sismik suskunluk (seismic quisence) döneminden sonra ana şoka aylar mertebesinde (genellikle1-3 aylık..) bir süre kala büyük deprem belirtileri görülmeye başlar. Daha sonra ana şok gelir ve böylece deprem süreci tamamlanmış olur.

/resimler/2018-7/18/1104326318528.jpg
/resimler/2018-7/18/1104488975018.jpg
  • BIST 100

    8730,47%0,14
  • DOLAR

    32,33% 0,17
  • EURO

    35,13% -0,14
  • GRAM ALTIN

    2241,10% -0,09
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44