Ömer Dede KILIÇ (Köy Esintileri)


KARS T TİPİ KAPALI CEZA VE İNFAZ KURUMUNDA NELER OLUYOR.

KARS T TİPİ KAPALI CEZA VE İNFAZ KURUMUNDA NELER OLUYOR.


Mahkûm sosyal hayatı kısıtlanmış insan demektir. Nedense bazı yetkili müsveddeleri sanki kendileri ayrıca ceza vermekle yükümlendirilmiş ve yetkilendirilmiş gibi hareket etmekte, devletin verdiği ceza yetmiyormuş gibi birde bu zatların keyfi hareketleri mahkûmların cezalarını ifa etmelerini zorlaştırmaktadırlar.

                Örneğin bir mahkûm, bir gün önceden rahatsızlandım revire çıkmak istiyorum diye dilekçe yazıyor. Artık mahkûm bekliyor, bu gün, yarın, haftalar… Bu geçen süre içerisinde acilleşirse revire çıkarılıyor, ya hastalık kendiliğinden acı çekerek iyileşiyor, revire gitmeye gerek kalmıyor, ya da on gün sonra mı artık sağlık memurunun keyfiyetine kalmış oluyor.

                Mahkûmların ikinci çilesi ise, doktorun yerine infaz koruma memurlarının doktormuş gibi doktorun yazdığı ilaçlara müdahale etmesidir. Soğuk algınlığı gibi basit hastalığa bile doktorun yazdığı ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlara müdahale etmektedirler. Örneğin; ben kalp doktoruna götürüldüğümde, doktorlar gerekli tetkik ve tedavinin yapılması için olağan üstü çaba gösterirken, infaz koruma memurları hemen müdahale ederek hocam spor yapmaması lazımken spor yapmış, tahliye olduğunda kendi araştırsın gibi umursamaz bir tavır sergileyerek, hastanın hayatı riske edilmektedir.

                Yine bir başka örnek, spor yaparken kalp spazmı geçirdim. Beni mahkûm arkadaşlarım sedye ile alıp ambulansa konulmak üzere çıkış kapısının olduğu salona getirdiklerinde görevli jandarmalar hemen müdahale edip, kalp yürü diye bağırıp çağırmaktadırlar. Bu mahkûmların hepsinin ceza çekmekten kaçmak gibi bir niyetleri ile yaptıkları sanılarak, insanlıktan uzak bir tutum içine girmektedirler.

 Oysa her mahkûmun kendine göre bir hikâyesi vardır. Herkes en büyük potansiyel suçlu gibi görülerek hareket edilmekte, netice de her mahkûmda bir insan olduğu göz ardı edilerek rencide edilmektedir.

Ben Parkinson hastası olduğum ve beyin pili takılı olduğu için her ay ilaç ve pil ayarı yapılması gerekmektedir. Ben bu durumu belgelerimle cezaevi yetkililerine sundum. Ama aynı umursamazlık, yetkililere gerek şifahi olarak gerekse bir dilekçe ile bildirmeme rağmen, biz sevk yaptık jandarmaya kalmış diyerek topu birbirlerine atmaktadırlar. Jandarmaya ulaşmak ise hiçbir mahkûmun ulaşacağı makam değildir. Cezaevi yetkililerine sorulduğunda ise ödenek yokmuş gibi bahanelerle devletimiz küçük düşürülmeye çalışılmaktadır.

Oysa devletimiz güçlüdür. Hiçbir yetkili devletimizi küçük düşürmeye hakkı yoktur. Ben on beş yıllık Parkinson hastası olarak hastalıkla içimde neler çektiğimi, hastalıkla nasıl cebelleştiğimi bir Allah bir de ben bilirim. Biz hastalara bir Allah vurmuş, birde devletimiz ama haklı, ama haksız bir kararla cezalandırmış birde görevlilerin böyle basit nedenlerle işlerini zorlaştırmaları mahkûmları çileden çıkarmaktadır.

Mahkûmların bir başka çilesi ise dilekçelere gerekli hassasiyetin verilmemesi, Cezaevi yetkililerince; Sumen altı edilmesi, savsaklaması veya yetkililerce tehdit edilerek dilekçelerin ya geri çektirilmesi yâda gereğinin yapılması işleminden vaz geçirilmesi. Örneğin pil ayarı için benim sevk işlemim geciktirildiği için birde Kars Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe yazdım. Hemen müdür yardımcısı yanına çağırdı ve yok geç tahliye olursun gibi aba altından sopa gösterilmek suretiyle dilekçemi savcı bey görmeden işlemden vazgeçirildi. Benim dilekçe hususundaki şahsi kanaatim. Cezaevlerine bakan görevli Cumhuriyet Savcısının bir cümle haftalık mahkûmların idareye verdiği bütün dilekçeleri incelemesi ve geri çektirilen veya işlem yapılmasından vazgeçtirilen dilekçelerinin incelenmesi mahkumların önemli isteğidir.

Mahkûmların diğer bir çilesi ise disiplin cezası tehdidi. İkide bir dilekçe yazma bak idareden devleti oyalamaktan disiplin cezası alırsın, bir yıl kapalı cezaevinde sorgusuz sualsiz yatarsın tehditleri. Bizim koğuşta Erkan AVCI diye hiç konuşmayan işaret diliyle anlaşan bir mahkûm vardı. Cezası çok mahkûmlar bu genç Erkan’ı dövmüşler,  bu çocukta kendini savunmak için bir yumrukta bu atmış kendini ifa edemediği için dört aylık cezası çıkmış bir yıl, dört aya. Yazık bir yıl boşu boşuna yatmış olacak. Bu gibi cezalar keyfiyet değil, kamera gibi somut delillerle verilmesi daha adil olur düşüncesindeyim.

Dünyada corona salgını gibi üzücü olayların yaşandığı şu günlerde bu gibi şeyler bir sinek küçük ama işte mide bulandırıyor. Oysa ne sinek düşsün nede mide bulansın. Hep beraber nice sağlıklı günlere ve mutlu yarınlara.

                                                                              09.04.2020 Ömer Dede KILIÇ

  • BIST 100

    9087,68%0,08
  • DOLAR

    32,37% 0,19
  • EURO

    35,00% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2325,25% 0,26
  • Ç. ALTIN

    3946,20% 2,77
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli
  • Pazar 23.7 ° / 12.3 ° Güneşli

Balıkesir

29.03.2024

  • İMSAK 05:26
  • GÜNEŞ 06:50
  • ÖĞLE 13:18
  • İKİNDİ 16:50
  • AKŞAM 19:36
  • YATSI 20:55