Ülkemizde, her gün yaygın ve yerel medyada yüzlerce köşe yazarının yazıları yer alıyor. Bazılarını zevkle okuyoruz. Zevk ve beğeniyle okuduğum yazarlar arasında, Hürriyet Gazetesi'nde, parçalı yazıları ile çok etkili olan Ahmet Altan başlarda geliyor. Sözcü'nün yazarları arasında, basit ve halk diliyle yazan Emin Çölaşan'ın yanı sıra esprili bir üslubu yeğleyen Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun'u çok beğeniyorum. Aydınlık Gazetesi'nin Atatürkçü yazarı, Bandırma damadı Mustafa Mutlu'yu beğenerek okuyorum. Cumhuriyet'teki yazarların ise hepsi ayrı bir değer. Tek tek saymaya gerek yok.
Köşe yazarlığı çok zor ve birikim isteyen bir dal. Her alanda kendini yetiştireceksin. Bol kitap okuyacaksın. Türkçeyi çok iyi bilip hatasız kullanacaksın.
Balıkesir ili ve ilçelerindeki yerel medyayı genelde iyi izlerim. Birkaç istisna dışında, köşe yazarı olduğunu sananlarla dolu. Kimileri, her gün yazmaya çalışıyor. Hele hele kimileri, her gün, ayrı ayrı yayın organlarına yazı(!) veriyorlar. Her gün yazmak kolay mı? Birikim yok, yaşamları boyunca okudukları kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Yazılar nasıl mı oluyor? Tabii ki düzeysiz ve çapsız. Her gün yazacağım derken sık sık çeşitli yayın organlarından aldıkları yazıları, ya kopyala-yapıştır yapıyorlar, ya fıkra ve şiirlerle sayfalarını dolduruyorlar, ya da hep aynı tarzda, aşkı yazıyorlar! Çoğu, de-da ve ki ekiyle bağlaçlarının ne olduğundan habersiz. Yazılarına göz attığımda, ayrı yazılması gereken de-da bağlaçları bitişik, ya da tam tersi. Zaten, kilerin hepsini ayrı yazıyorlar. Çünkü, onlara göre ki diye bir ek yok! Hepsi bağlaç! Çoğu, yıllardır gazetecilik yapmakla öğündükleri halde Türkçe fakiri! Bilmedikleri sözcükler için ne sözlüğe, ne de yazım kılavuzuna bakma alışkanlıkları var! İşin en ilginç yanı ise her gün yazan bu kişiler, okunduklarını sanıyorlar. Oysa doldurdukları sayfaları kendilerinden başka okuyan yok. Zaten okuma özürlü bir toplumuz. Kısa köşe yazısı yazmak daha da zordur. Bunu becermek için bilgi, birikim ve deneyim gerekir. Bunların olmadığı bir yazar(!) ne yapsın? Yazısını uzatmaya çalışınca, zaten içinde ciddi bir mesaj olmayan, hafif yazıyı kim okuyacak?
Sözün kısası, köşe yazarlığının ayağa düştüğü bir dönemde gerçek köşe yazarı olmak zor iş dostum!
