Masaya Edip Cansever´i koydum?.
Haydi, bu hafta sanata, şiire, dizelere birlikte yolculuk yapalım? ?Sadece spor yazıyorsun!..? diyenlere inat? Yürüyelim birlikte sahil boyunda? Sonbaharın gelişini kutlayan kestaneciye selam verelim? İstanbul Lokantasının önünde fırçalarıyla bateri çalan ayakkabı boyacılarının dünyalarına el sallayalım?
Piyangocu Mustafa bankaya sırtını dönmüş?
Piyangocu Mustafa sırtını bankaya dönmüş? Biletlerini saymakla meşgul? Bankaya küsmüş mü ne?... Meşhur Arastamız ´da çay ocakları ayakkabıcıların karmalarına girmekle meşgul?
Palamut bereketi ve Avni Amca?
Palamut bereketi var bu sene? Maşallah nazar değmesin sevgili Avni Amca (Armatör Avni Kocaman) ?Son 25 yılda böyle bir bereket görmedim!..? diyor? Bandırmaspor´a emeği geçmiş çok değerli bir isim.. Avni Amca bizden.. Fenerbahçeli?. Değerli oğlu, iş adamı Osman Kocaman´ı Galatasaray´a kaptırmış Avni Amca? Avni Amca´nın demokratik anlayışını alkışlıyorum?. Nereden nereye?.. Palamudun bolluğundan Avni Amca´ya? Hatta Bandırmaspor´un en değerli hocalarından Erdoğan Tokol´a?
Oltanın ucuna yem diye sıkıntılarını takmış?.
Sahil bandında yürümeye devam ediyorum.. Adam kayalıkların üzerine çıkmış? Atmış oltayı denize.. Balığın o bölgede çıkmayacağını o da adı gibi biliyor aslında? Sıkıntılarını, söyleyemediklerini, günlük dertlerini oltasının ucuna yem diye takmış bekliyor deniz babadan isteklerini?? Yaa! Bir balık için 4-5 saat kovayla kayalıklarda beklenir mi?? diyor Tekel´den emekli bir arkadaşı? Bilmiyor aslında adamın oltası ile yıllarını dövüştürdüğünü?.
?Kızın gözleri uzunları yakmış..?
Bir çay ocağı? Oturmuş küçük iskemlelerin birine? Çayını sessizce karıştırıyor bir teyze? Gelinlik kızının geleceğini hesaplıyor sanki çayını yudumlarken? Kızın gözleri uzunlarını yakmış bakıyor kısmetlerine? Bir naz, bir eda.. Ama hayat değil işte öyle?.
Çimlerin üzerinde bir köpek.. Hem de ücret ödemeden?
Elinde ipi, tasması ile küçük köpeğini gezdiren bir hanımefendi? Siyah gözlükleri ve köpeği ile sınıf atlamaya çalışıyor?Köpeğin umurunda bile değil.. Ne sahibi, ne de gelip geçenler? Ayağını kaldırıp güzelim çimlerin ortasına? Hem de hiç çekinmeden.. Hem de hiç oralı olmadan?
Elimde Edip Cansever şiirleri?.
Bir masa buluyorum denizi gören? Sandalyesi duvara yaslanmış? Sandalye duvara, ben sandalyeye yaslanıyorum? Elimde çok sevdiğim şairlerden Cansever´in şiirleri var? Gözüme şairin bir şiiri takılıyor? İsmi de güzel? ?Masa da Masaymış Ha !..? İlgimi çekiyor.. Başlıyorum okumaya?
?Adam yaşam savaşı içinde
Masaya anahtarlarını koydu.
Bakır kâseye çiçekleri koydu.
Pencereden gelen ışığı koydu.
Bisiklet sesini, çıkrık sesini?
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu?
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu?
Kimi seviyordu, kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu?
Üç kere üç dokuz ederdi?
Adam koydu masaya dokuzu?
Pencere yanındaydı, gökyüzü yanında..
Uzandı masaya sonsuzu koydu?
Uykusunu koydu, uykusuzluğunu koydu?
Tokluğunu, açlığını koydu?
Masa da masaymış haaa!..
Bana mısın demedi bu kadar yüke?
Bir iki sallandı durdu..
Adam ha babam koyuyordu? (Edip Cansever)
Bizimkinin masaya koyacak nesi vardı? Geçen günlerini koydu.. Okuduğu kitapları koydu.. Dalmıştı Tatlısu sahillerine doğru.. İstanbul´a hareket eden feribotu koydu.. Masanın ayaklarına baktı? Kontrol etmek istedi? Ayaklarına dolanan sevimli kediyi koydu? Devamlı parasını sayan emekliyi koydu masasının üzerine?
Bir ses geldi masasına doğru.. ?Hocam Manisa´yı dörtledik..? Güldü.. Sevindi.. Çayı çoktan soğumuştu.. Şiirin yerini kaybetmemek için kitabı ters yüz yaptı, yatırdı masaya.. Bakışlarıyla galibiyeti kutladı.. Sahilde mutlu bir çift el ele kol kola yürürken ceplerinin tümünü tıka basa sevgiyle doldurdu.. Çocuklara dağıtmak için.. Uzaktan güzel bir flüt sesi geliyordu? ?Dünya dönüyor/Sen ne dersen de.. / Yıllar geçiyor fark etmesen de..?
Fark edenlere, farkına varanlara, sanatsever okuyucularıma iyi haftalar diliyorum..
Zeyyat SAYGIN/ARADA BİR
