Aran KARAN


NAFTALİN

NAFTALİN


     Evlerimizde Güve dediğimiz, odun, kumaş ve kürk gibi şeylere musallat olan çeşitli cinsten böcek ve kurtçuklara çok rastlarız. Özellikle çok eski yıllarda bir çok evde elbiselerimizi ve giysilerimizi güveden korumak için annelerimiz Naftalin kullanırdı. Keskin ve kendine özgü bir kokusu olan Naftalin, maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen orta ve ağır yağlarda ayrıştırılmış beyaz pulcuklar biçiminde, billur yapılı katı bir kimyasaldır. Keskin ve kendine özgü bir kokusu vardır.

    Geçtiğimiz günlerde eve geldiğimde birden burnuma güzel bir Naftalin kokusu geldi. Önce şaşırdım çünkü eşim kesinlikle Naftalin kullanmaz hatta eve bile sokmazdı. Sorduğumda annemin kendisine örmek için sandıktan çıkardığı yün iplikleri verdiğini ve kokunun da bu iplerden geldiğini söyledi. İşte eve geldiğimde o anda duyduğum naftalin kokusu beni bir anda çok ama çok eskilere çocukluğumun o güzel günlerine götürdü.

 Gardırop ve yüklüklerde muhafaza edilen kıyafetlerimizi yazlık ve kışlık olarak ayırdığımız zamanlarda annem elbiselerimizin aralarına özenle Naftalin koyardı. Daha önem arz eden ve sandıkta saklanması gereken bazı eşyalarımız içinde her daim sandığa naftalin koyardı. O keskin güzel Naftalin kokusunda, heyecanla kalbim küt küt atarak hatırladım çocukluğumu. İlk olarak yakası Kolalı siyah ilkokul önlüğüm geldi aklıma. Okul bahçesinde her pazartesi sabahı okunan istiklal marşımız ve heyecanla okuduğumuz andımızı hatırladım. Yerli malı Yurdun malı haftasında sınıfta arkadaşlarımızla paylaştığımız yiyeceklerimizi hatırladım. Yine arkadaşlarımızla keyifle oynadığımız yağ satarım bal satarım oyununu hatırladım. Her Pazar talaşla tutuşturulmuş banyo kazanında tüm aile bireylerinin sırayla yaptığı Pazar banyoları aklıma geldi. Yine soba ve ya maşınga yanan odalarda tüm aile bireylerinin bir arada beraber oturduğu günleri hatırladım. Sokaklarda özgürce koşup oynadığımız akşam yorgunluktan bitkin bir şekilde eve geldiğimiz günleri hatırladım. Camda bekleyen Komşu teyzemizden bir bardak su istediğimiz günleri hatırladım. Saçlarımıza limon sürüp kız arkadaşlarımızla buluştuğumuz günleri hatırladım, Lisede okurken her Cuma okul çıkışı Salep içmek için Öz Taylan süt evine gittiğimiz günleri hatırladım. Utandığımızda yüzümüzün al al kızardığı ergenlik günlerimizi hatırladım ve özlemle güldüm meğer ne güzel günlermiş, ne kadar mutluymuşuz o an bir kez daha anladım.

 Sandıktan çıkan Naftalin kokulu bir iplik eski güzel günleri nostaljik bir sinema filmi gibi bana tekrardan yaşatırken, dijital dünyada, beton binalara sıkışmış teknoloji bağımlısı insanları düşündüm. Hırgürün kavgaların eksik olmadığı, ruhunu kaybetmiş sokaklar geldi aklıma, bencilliğin ve kibrin ne kadar çoğaldığını, hoşgörünün ne kadar azaldığını bir kez daha hatırladım. Hiçbir şeyi beğenmeyen, hiçbir şeyle tatmin olmayan, tahammülsüz açgözlü insanların ne kadar çoğaldığını düşündüm.

Ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Şair Sezai Karakoç’un şu dizelerini içim ürpererek mırıldandım:

”Baharı yaz uğruna tükettik,

Aşkı naz uğruna.

Ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna.

Derken ömrü tükettik bir hiç uğruna.”

arnkrn1907@gmail.comARAN KARAN / 20.11.2021

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,50% 0,08
  • EURO

    34,60% -0,12
  • GRAM ALTIN

    2496,16% 0,48
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli
  • Pazartesi 22.5 ° / 9.7 ° false

Balıkesir

20.04.2024

  • İMSAK 04:46
  • GÜNEŞ 06:17
  • ÖĞLE 13:12
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:58
  • YATSI 21:23