Uzun süredir yazmıyordum diye başlayayım. Bir süre ara verdik diyelim. Bu yazının başlığı aslında Bir Kitaptan, Bir Plaktan da olabilirdi. Radyodan kısa süre önce yayınlanmıştı. Sonraları üst üste haftalarca sürdü. Bir edebiyat ya da yazın programının adını taşıyor. Fakat yalnızca o değil. Adından da anlaşılacağı gibi güzel plaklar, müziklerle bezenmiş, ince ince örülmüş... Kimi eksikleri olmasına karşın gereksinim duyduğumuz, özlediğimiz güzellikleri barındırıyor. Birçok yazarın, şairin, felsefecinin, müzisyenin adlarını, seslerini, metinlerini... Eksiklerden birini ben tamamlayayım ve buraya ekleyeyim...
'Anavarza kayalıklarının üstünde kartallar dönüyordu, kanat kanada. Çirişsikleri çiçeklerini güneşe uzatmışlardı, ak. Uzaklarda bir bulut bu yana savruluyor, gölgesi bataklık yerini yalayıp Dumlu üstüne kayıp gidiyordu. Çirişsikleri çiçeklerinde arılar, kara, yanardöner arılar, sarıca, bal arıları, boncuklu, mavi arılar... Mavi kengerler dikenlerini kayalıkların arasından som mavi çıkarmışlardı.' Yaşar Kemal, Yılanı Öldürseler...
Işığın Türkücüsü, 6 Ekim 1923'te doğdu. Yaşar Kemal, edebiyatımızın ulu çınarı, çağdaş edebiyatın deviydi. Rus Yazınında Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Gorki... Amerikan Yazınında Hemingway, Jack London, Steinbeck... Fransa'da Victor Hugo, Balzac... Bizde de Yaşar Kemal...
Yaşar Kemal'in deyimiyle, bir dili yaratmak, destancıların, aşıkların, ozanların, özellikle de yazarların işidir. Roman ne demek? Roman, bir uygarlık demektir. Kültür demektir. Dünyanın insanlarının kültürleri romanlarıyla ortaya çıkar.
Roman, apayrı, bambaşka, büyülü bir dünya yaratmaktır. Roman dilini kurmak dikenli bir yolu açmaktır.
Bunun üstüne de güzel bir müzik sesi duyulur.
O yar gelir yazı da yaban gül olur yar yar
Gül olur yar yar
Gül olur
Yüzün görsem tutulur dilim lal olur yar yar
Lal olur yar yar
Lal olur
Aşka düşen divane gezer del' olur yar yar
Del' olur yar yar
Del' olur
Aşka düşen divane gezer del' olur yar yar
Del' olur yar yar
Del' olur
Evlerine vara da gele usandım yar yar
Usandım yar yar
Usandım
El kızını ben kendime yar sandım yar yar
Yar sandım yar yar
Yar sandım
Yüreğime hançer de vurdu gül sandım yar yar
Gül sandım yar yar
Gül sandım
Yüreğime hançer de soktu gül sandım yar yar
Gül sandım yar yar
Gül sandım
Mezarımı derin de kazın dar olsun yar yar
Dar olsun yar yar
Dar olsun
Üstü çimen altı da lale zar olsun canım
Zar olsun yar yar
Zar olsun
Ben ölürsem sevdiceğim sağ olsun yar yar
Sağ olsun yar yar
Sağ olsun
Ben ölürsem sevdiceğim sağ olsun yar yar
Sağ olsun yar yar
Sağ olsun canım sağ olsun canım sağ olsun...
Üstünede bir İnce Memed türküsü giderdi. Onu da başka bir zamana bırakalım.
Bir Kitaptan Bir Plaktan adlı nefis çalışmaya bir parça da olsa katkı vermişsem ne mutlu bana...
Nesir Pekmezi, Şiir Balı'nı da oradan aldım. Belki buna şu da eklenebilir. Müzik Sütü... Çünkü o da ruhun gıdasıdır. Müzik üzerine de yazılacak, söylenecek denizlerce, deryalarca, okyanuslarca sözler var. İnsanın ruhuna dokunan...
Dilimizin, kültürümüzün, yazın sanatımızın ustaları da deryalar kadar var.