Bandırmanın yetiştirdiği değerler
NİHAT YAZICI (13.11.1947 Gönen Koçbayır Köyü-)
Makine mühendisi-YEMMAK Teknik Müdürü ve ortağı
13.11.1947’de, Gönen’in Koçbayır köyünde doğan Nihat Yazıcı’nın, YEMMAK’ın bugünkü başarılı çizgiye ulaşmasında büyük katkıları bulunuyor.
Yazıcı, ilkokulu ve ortaokulu Gönen’de okudu. O tarihte, Gönen’de lise olmadığından Bandırma’ya gelerek, Şehit Mehmet Günenç Lisesi’nin fen bölümünden mezun oldu. Nihat Yazıcı, o tarihten bu yana, sosyal ve entelektüel gelişimini geçirdiği kenti benimsemesi nedeniyle kendini Bandırmalı saydığını belirtiyor.
Yazıcı, üniversite öğrenimini Almanya’da tamamladığı için kendini şanslı görüyor.
Makine mühendisi olan Yazıcı, “Diplom-Ingenieur” diploması aldı.
1977 yılında Bandırmalı Ayfer Hanım’la evlenen Nihat Yazıcı’nın, bir kız, bir oğlu ve torunu bulunuyor.
YEMMAK’IN DOĞUŞU
Yazıcı, YEMMAK’ın doğuş aşamalarını şöyle dile getiriyor:
“1978 yılında, askerlik için Almanya’ya döndük ama hemen askere alınmadım. Üç aylık bir boşluğum oldu. O dönemde YEMMAK kurucusu Rıdvan Kavruk ile tesadüfen tanıştım. Rıdvan Bey, beni işyerine davet etti. O zamanki işyeri, kiralık olup, bugünkü Liman AVM’nin karşısında, Çanakkale yol ayırımındaydı. 10-15 kişinin çalıştığı, küçük bir atölyeydi. Askere gidene kadar üç ay, Rıdvan Kavruk Bey ile birlikte çalıştık. Askerdeyken de temaslarımız sürdü ve bir daha hiç ayrılmadık. Yanında kalmam için işyerine ortak edeceğini söyledi. Daha sonraki yıllarda YEMMAK, anonim şirket durumuna gelince şirkete oldum. Şirketin sermayesi o dönemlerde yok denecek kadar azdı. En büyük sermayemiz ise azmimizdi. Bir yandan proje çizerken, bir yandan da müşteri ziyaretlerine başlayarak pazar araştırması yapıyordum. Gerek Bandırma’da, gerekse Anadolu’da son derece değerli, yatırımcı iş insanları ile tanışma fırsatı buldum.”
YENİ İŞYERİ
1981 yılında, bugünkü işyerine taşındıklarını vurgulayan Nihat Yazıcı, şunları aktarıyor:
“Artık yatırım için elverişli bir yerimiz vardı ve sermayemiz büyüyordu. Anadolu’da çok koşturduk. Hatta eşim bana, ‘Koluna gireyim, şöyle çarşıdan geçelim de, esnaf da benim, senin eşin olduğunu bilsin’ derdi. O dönemlerde, Bandırma’da, büyük sanayi olarak Eti Maden İşletmeleri ve BAGFAŞ Bandırma Gübre Fabrikaları vardı. Sık sık bu tesislere girer çıkardım. Bu tesisler, benim ilham kaynaklarımdı. Daha sonraları bu iki işletmeye de büyük işler yaptık. Bandırma’daki yatırımcı iş insanları ile çok iyi ilişkiler içindeydik. Vural Görener, Avni Kocaman gibi ağabeylerimizin tavsiyelerini önemserdik. Rıdvan Kavruk Bey emekli olunca, işyerimizde karar mercii olarak üç kişiden ikiye düştük. Hiç unutmuyorum, o günlerde BANVİT’in sahibi Vural Görener, ziyaretimize geldiğinde, ‘Saç ayak üç olur, iki ayak devrilir’ diyerek bizlere nasihatte bulunmuştu. YEMMAK, 1995 yılından başlayarak bölgesinde sürekli büyüyerek, Balıkesir ilinde yüksek vergi ödemede ve ihracatta sıralamalara girmeye başladı. Şirketimiz, dünyada söz sahibi oldu. Rahmetli Rıdvan Kavruk’tan sonra bizler ikinci kuşaktık. İkinci kuşaktık. Bugün YEMMAK, üçüncü kuşak ile birlikte yürütülüyor. 30’un üzerinde ülkeye, anahtar teslimi tesis ihracatı yapıyoruz. Üçüncü kuşak için, ‘Şirketleri ayakta kalmaları açısından en tehlikeli kuşak’ deniliyor. Ama bu kuşak, şirketimizin AR-GE’sini oluşturdu. Şu anda bünyemizde 20’nin üzerinde mühendis çalışıyor, ‘YEMMAK Teknoloji 4.0’ ile tanışmada yol alıyor.”
SOSYAL ÇALIŞMALARA DA ÖNEM VERDİ
Nihat Yazıcı, sosyal ve kültürel çalışmalara da destek verdi.
1995 yılına kadar YEMMAK çatısı altındaki çalışmalarının dışında hiçbir sosyal organizasyona katılmayan Yazıcı, daha sonra bu çalışmalara da önem vermeye başladı. Balıkesir Sanayi Odası’nda, Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği’nin(BANSİAD) kuruluşunda ve yönetiminde görevler aldı. Daha sonraki yıllarda da başkanlık yaptı. Yine Osman Kocaman’ın başkanlığı döneminde, Bandırma Organize Sanayi Bölgesi’nde başkan yardımcılığı yaptı.”
Yazıcı, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Avni Kocaman’ın da Bandırma için büyük kayıp olduğunu vurgulayarak, tanrıdan rahmet dilediğini belirterek, “Bu ulu çınarlar bir bir gidecekler, yerlerine bırakılan tohumlar yeşerecek, deneyimleri gelecek kuşaklara kılavuz olacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.
