Rifat Serdaroğlu (SERDARCA)


O BİR TORBA KÖMÜR VAR YA!

O BİR TORBA KÖMÜR VAR YA!


Öylesine üzgünüm, öylesine kızgınım ki tarifi mümkün değil.
Öncelikle, Soma’da kaybettiğimiz canlarımız için Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun, Türk Milletinin başı sağ olsun.

Bugün rakamlarla istatistiklerle, dünyadaki ve bizdeki “Maden Kazalarındaki” ölüm oranlarından bahsedip sizleri üzmeyeceğim.
Bugün, 2002 yılından beri, Türk Milletine onuruyla çalışıp- yaşayan “Bireyler” olmayı değil, sadaka kültürü ile yetişmiş-biat etmeye alıştırılmış “Sürüler” halinde yaşamayı dayatan AKP anlayışından bahsetmek istiyorum.

Her devletin bir düzeni-sistemi vardır. Bu sistem, demokrasinin kıymetini bilen toplumlarda tıkır-tıkır işler. Aksayan, değiştirilmesi veya yenilenmesi gereken yerler, o ülkelerin Parlamentolarında acele etmeden, düşünerek-uzmanlara danışarak- devletin hafızasına başvurarak ve başka ülkelerdeki uygulamaları inceleyerek düzeltilir.
Gelişmiş demokrasilerde, “Örgütlü Toplum” vardır. Herkes kendi işini yapar, ama elinden gelenin en iyisini yapar!
Toplum katmanları, kendilerini ilgilendiren yasa değişikliklerinde, devlet kurumlarının uygulamalarında mutlaka söz sahibidirler. Orada siyasetçiler, hiçbir kişiye veya Sivil Toplum Kurumuna; “Sen sus, sen karışma, cübbeni çıkar siyasete gir, o zaman çık karşıma” diyemez.
İşçi, örgütlendiği sendikaları aracılığıyla hakkını alır, işveren kendi örgütleriyle hakkını alır, vatandaş hizmetin en iyisini, devlet de vergisini tam olarak alır.
İş güvenliği maksimum düzeye çıkarılmayan işletmelere asla izin verilmez.
Onlar Müslüman değildirler ama insan hayatına saygı duyarlar.

Bizim gibi demokrasisi yarım-yamalak olan ülkelerde sistem kör-topal işler.
Bu sistemin artık yürümeyeceğini, sistemin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini 2001 ve 2004 yıllarında yazdığım iki kitapta anlatmaya çalışmıştım.
Derdimizi kimseye anlatamadık. Fikri olmayan Genel Başkanlar, “Fikre ve Çözüme” niçin saygı duysunlar ki?

AKP iktidara bu yarım-yamalak işleyen sistemi kötüleyerek geldi. Ama AKP lider kadrosu demokrasiyi hazmetmedikleri ve kafalarının arkasında “Federal İslam Devleti” olduğu için, ciddi reformlar yapmadı. Bunlar yerine vatandaşın hoşuna gidecek, göz boyayıcı eylemlere başvurdular.
İnsanlara istihdam alanı yaratacak yatırımlar yerine, onları sadaka kültürüne alıştıracak “Yardım Politikalarını” tercih ettiler. Üstelik insanların onurlarını kıracak şekilde, kafalarına vura-vura, göstere-göstere yaptılar!

AKP kafası, örgütlü toplumdan nefret eder. Bu yüzden, toplu eylem ve gösterilere emrindeki devlet gücüyle acımasızca müdahale eder. 7 genç hayatını kaybetmiş, 12 genç kör olmuş, binlerce genç yaralanmış, yine binlerce genç gözaltında işkence görmüş bunlar AKP’nin umurunda değildir.
Yeter ki insanlar ses çıkarmasın, başkaldırmasın!

Özelleştirdikleri yerlerde- Belediyelerde hep taşeron işçi kullanmayı teşvik ettiler. Bir taraftan nüfus artışını desteklediler, diğer taraftan ithalat ekonomisi ile “Yatırım Ortamını” yok ettiler.
İnsanları, bir lokma ekmek sağlayacakları bir iş için yalvarır durumuna düşürdüler. Sendika-İş Güvenliği-İş Eğitimi diyeni anında kapının önüne koydular. Çünkü sistem, o iş için kapıda bekleyen binlerce Kunta-Kinte yaratmıştı.

AKP, 12 senedir TEK BAŞINA iktidardadır. TBMM’ de çoğunluktadır. Toplumu doğrudan ilgilendiren çok önemli konulardaki yasa çalışmalarında bir kişiye olsun danıştığını-akıl aldığını gördünüz mü?
Göremezsiniz. Çünkü onların anlayışına göre, Türk Milleti seçimden-seçime sandığa gider, oyunu verir, ancak bir dahaki seçimde oy verinceye kadar susması, karışmaması, karşı çıkmaması gereken bir sürüdür.

Hatırlayın, kendi çoğunluklarıyla çıkardıkları kaç kanunu bozup, yeniden çıkarttılar? Yaptıkları Anayasa değişikliğini bile, sonradan beğenmeyip, yasayla bozmadılar mı?

Türkiye son 12 yılda, göz boyayan- insanları geçici olarak rahatlatan, fakat gerçekte ülkemizin-yavrularımızın geleceğini yutan bir “Ortaçağ Anlayışıyla” yönetilmektedir.
Bu kafanın Türkiye’ye verebileceği “Dertten-Beladan” başka bir şey kalmamıştır.

Haa, Türk Milleti ya bu gerçeği görür ve o gariban işçilerimizin kanlarının bulandığı kömür torbalarını bunların suratına atar, ya da bir “Köse AKP Milletvekilinin” beslenmesi uğruna bölük-bölük ölmeye ve çocuklarının geleceğini yamyamlar gibi yemeye devam eder. Allah, akıl-fikir versin…

Not:
Yukarıda yazdıklarımı doğrulayan bir örnek bizzat Erdoğan tarafından açıklandı.
AKP Hükümeti, Soma’daki faciayı gerekçe göstererek, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını iptal etti. AKP’nin amacı “Yas Tutmak” değil, insanların toplu protestolarından kurtulmaktır.
Niçin iptal ediyorsun a badem! Bırak ta o gün milyonlarca Türk Genci, Soma Şehitleri için saygı duruşunda bulunsun ve toplu olarak onların ruhları için dua etsin.
Sana söylemiştim Erdoğan; Çankaya Yokuşunu sırtındaki bu kadar dosya ile çıkamazsın, nefesin yetmez diye. Şimdi sırtına yüzlerce işçimizin canları da bindi. Bırak Çankaya’ya çıkmayı, yakında sokağa çıkamayacaksın, sokağa…

Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Mayıs 2014
Rifat Serdaroğlu

  • BIST 100

    9094,29%0,16
  • DOLAR

    32,35% 0,12
  • EURO

    34,95% -0,21
  • GRAM ALTIN

    2324,56% 0,23
  • Ç. ALTIN

    3916,73% 1,91
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli
  • Pazar 23.7 ° / 12.3 ° Güneşli

Balıkesir

29.03.2024

  • İMSAK 05:26
  • GÜNEŞ 06:50
  • ÖĞLE 13:18
  • İKİNDİ 16:50
  • AKŞAM 19:36
  • YATSI 20:55