Dünden devam.
İzmir askeri hastanesinde gittim. Bana dış kursa gidemez diyen. Bevliye doktoru idi. Hastaneye girdim müracaatı mı yapıyordum.
O bevliye doktoru beni gördü. “Beni şikâyet edersin ha!, Ordudan ihraç edeyim de görürsün” dedi.
“Bende giderim” dedim.
“Hastaneden kaçtı diye rapor tutarım” dedi.
Asker hastalığını tedavi ettirmezse suç sayılır. Mecburen bevliye doktoruna gittim. “Dışarıda sıranı bekle” dedi.
Bu arada İngilizce kursundaki arkadaşlarımın haberi olmuş. Zaten kurs gördüğümüz yer ile hastane yan yana. Geçmiş olsun deneye gelenler oldu.
Doktor ikide bir yardımcısını gönderiyor. Beni çağırıyor. Bana hakaret etmeye başladı. Tuzak olduğunu anladım. Amacı kendisine cevap verdirerek beni suçlu duruma düşürmekti.
Yine yardımcısını gönderdi beni çağırdı. “Ne konuşuyorsun onlarla” dedi.
Siz beni ordudan ihraç edeceğinizi söylediniz ya. Bende avukat arkadaşımı çağırdım. Kanuni haklarımı araştırmasını istedim dedim.
Artık ok yaydan çıkmıştı. Hattı zatında avukat arkadaş falan yok. Birbirimize karşı kozlarımızı kullanmaya çalışıyoruz. Fakat doktor benden avantajlı idi.
Doktor illaki beni ameliyat etmek istiyor. Ben ameliyat isteğini ret ediyordum. Doktor “seni heyete sokacağım” dedi. Heyet raporu almak için. Doktorlara heyete girmek için evrağımı gezdiriyorum. Evrağı içeriye veriyorum. Doktor beni görmede evrağımı imzalıyor.
Hemşire evrağımı getiriyor. Dâhiliye doktoruna girdim. Benim doktorumda orada imiş. “İşte bu arkadaş” dedi ve dışarı çıktı. Meğer bizim doktor efendimiz. Doktorlara “ordudan ayrılmak istiyor. Ayırıverelim” diyormuş. Dâhiliyeci doktor “neden ayrılmak istiyorsun” dedi.
Bende jeton düştü. Beni ameliyat etmek istiyor. Ben ret ediyorum ya! Beni “ordudan ihraç ederek. Benden intikam alacak.” Birde hava kuvvetleri bana verdikleri “dış kursa katılamaz raporunu düzeltin” dedi ya.
Benden intikam almaya çalışıyor. Heyete girme evrağımı tamamladım heyete verdim. Heyet toplandı dâhiliye doktoru “ben bu rapora katılmıyorum” dedi. Dışarı çıktı. Beni çağırdılar. “Bak bevliyeci doktorun seni ameliyat edeyim diyor. Neden kabul etmiyorsun” dediler.
“Ben 6 ay önce ameliyat oldum. Şimdi hiçbir rahatsızlığım yok” dedim.
Orduda görev yapamaz diyerek bana çürük raporu verdiler. Doktor bey böylelikle emeline ulaşmış oldu. Benim böbreklerim at nalı böbrek. Sekiz yüz binde bir bulunan böbrek cinsi. Onun için taş yapıyor.
İzmir hava hastanesinin verdiği raporu. Balıkesir askeri hastanesinin heyet toplantısına götürdüm. “Karar ekseriyetle verilmiş biz müdahale edemeyiz” dediler.
Bir üst hastaneye mutlaka gitmem gerekiyor. Ankara’ya gittim. Hava kuvvetleri sağlık dairesi başkanlığına bir dilekçe verdim. Gülhane hastanesi baş asistanlar kuruluna sevkimi istedim. Sağlık dairesi başkanına durumu anlatmak için. Odasına gittim. Benim dilekçemi daire başkanına getirdiler. “Nedir o” dedi. Balıkesirli arkadaşımızın dilekçesi. “Balıkesir askeri hastanesine havale ettik” dediler.
Bizim en son müracaat edeceğimiz yer Gülhane’dir dediler. Daire başkan albay “siz bu işlerin içerisindesiniz bir şey bilmiyorsunuz. Bu kişi sizden iyi biliyor” dedi.
“Ne diyor bu arkadaş? Baş asistanlar kuruluna sevkini istiyor.” Gülhane de bir sürü kurul var. Asistanlar kurulu, baş asistanlar kurulu, Profesörler kurulu bu kişi bilinçli olarak başasistanlar kurulunu istemiş.
“Sevk edin arkadaşı istediği bölüme” dedi. Böylelikle Gülhane hastanesine sevkim yaptırdım. İzmir hastanesinin ordudan ihraç ettiği raporu bozdurmak için uğraşmaya başladım. Saygılarımla. Devamı yarın.
