CaNeMrE


ÖYLE DERİN Kİ BU AŞK

ÖYLE DERİN Kİ BU AŞK


#AŞK

Öyle derin ki… Bu aşk

Corona’nın dünyayı ve ülkemizi etkilediği bu günlerde, ölen insanlarla birlikte doktor, hatta profesör boyutunda ölenlerin sayısı da giderek artıyor.

Sağlık yemini edenler, bu günlerde 7/24 çalışarak, Covid-19 ile mücadele ederken, diğer yanda da, “Evlerinizde oturun” bu işin şakası olmaz diyen iktidarın uygulamaları ile evde karantinada kalanlar, kalmayanlar, dua edenler, etmeyenler, vurdumduymaz davrananlar, davranmayanlar, korkanlar ve korkmayanlar, değişik duygular taşıyorlar.

İşin şakası yok! Virüsün ise hiç şakası yok… Hacı, hoca, doktor, emekli….vs. fark etmiyor, götürüyor…

Evli çift, 10. yıl evliliklerini New York’ta geçirmek için Münih’ten havalandılar. Kaptan Pilot; 5 Bin fite çıktık, 7 bin fite çıktık, şimdi 10 bin fitteyiz bu düzeyde yolculuğumuz devam edecektir, iyi yolculuklar diledikten sonra kabin görevlileri; yemek ve içki servisine başladılar. Artık 10 bin fitte uçuyorlardı. Bir kaç dakika sonra beklenmedik bir şey oldu. Kovboy filmlerinde, posta arabası sürücülerinin atları durdurmak için el frenini çekerek, tozu dumana katması gibi, uçakta bir sağa bir sola yalpalıyor, savruluyordu. Panik, korku ve endişe had safhadaydı. Uçak içindeki panik ve korku, zengin, fakir, yaşlı ve genç fark etmiyordu… Sonuçta korkuydu!

Uçak; Atlas Okyanusunda 10 bin fitten 5000, daha sonra 4000 fite düşmüştü. Korkudan ayılan-bayılanların fenalaşanların yanında, yine korkudan kriz geçirenler, nefes alamıyorum boğuluyorum, lütfen maske diyerek haykıranlar, kısaca can pazarı yaşanıyordu uçakta. Boğulduğunuz düşünsenize, ciğerlerinize çay bardağının yarısı kadar bile su dolsa, siz kendinizi kaybedip, ölebiliyorsunuz. Birde oksijensiz ortamı ve uçağın içini düşünün. Yaşayanlar için çok zor bir süreç. Siz hiç nefes alamadığınızı hatırlıyor musunuz? Ya da su içerken boğazınıza kaçtığını. Dakikalarca kendiniz gelemiyorsunuz…

Bu gün doğduğun toprak, oturduğun koltuk, edindiğin mal mülk, zenginliğin, eğitimin, hatta özgürlüğün; ki bu gün onu yerden yere vuranlar da dahil! Farkındalar mı?

Neyin? Kimin?

Onun; eğitime ve bilime, çağdaşlığa, demokrasi ve hukuk normlarına, eğitimli insanların bu toplumu kalkındıracağı inancına… En önemli hedefi “Eğitim Seferberliğiydi”

#Corona, yani #Covid-19 ile tüm mekânlar, alışveriş merkezleri, okullar ve camiler kapalı. Toplu alanda bulunmak, yaşamak, ibadet etmek, alışveriş yapmak riskli ve öldürücü.  Hemde gözle görülmeyen bir düşman tarafından. Aslında biz onu gözle göremediğimiz için “Soyut” bir kavramdan bahsediyoruz.

Bakın İran’a adı; Demokratik Cumhuriyet. Ama Cumhuriyet yok, demokrasi yok, özgürlük yok. Peki, ne var? Din. Ve Covid-19 İran’da da çok can alıyor, ölümler çok. Mollalar çare olabiliyorlar mı? Dua, işe yarıyor mu? Hayır…

Ne işe yarıyor?

Bilim, tıp, doktorlar, hemşireler…..

Camiler toplu alan olduğu için kapalı, iktidar; ibadetinizi evinizde yapabilirsiniz dedi. Yani ibadet, dua, namaz evde de yapılabilen inançlar. Şimdi 60 bin kapasiteli camiler kapalı. Fakat 600 yataklı, 300 yataklı hastaneleri ful, Covid-19 için çalışıyor, sağlık emekçileri. Bu arada hasta olan, hatta ölen Diyanet görevlisi yok ama Profesörlerden ölen çok. Yani 60 bin kapasiteli Cami yerine 6000 kapasiteli 10 hastanemiz olsaydı, bu gün elimiz daha güçlü olacaktı.

Bir gecede “Yarın Cumhuriyet İlan” ediyoruz, çocuklar dedi. Yine bir gecede “Halifeliği” kaldırdı. Kimse kimsenin kölesi olmayacak, olamazda dedi. Onun için ülkenin her yeri, yanı, vatandaşı, işçisi, köylüsü, çiftçisi, çobanı birdi. Bunun adı demokrasi ve laik eğitim sistemiydi. Bugün tehlike büyük; bu tehlikeye karşı eğitimli, bilimsel ve tıp eğitimi almış doktorlardan, Covid-19 aşısını bulmasını istiyoruz. Yine bu aşamada, imamlardan, hocalardan bir şey isteyen var mı? Yok.

Yaşadığı sürede, Türk Halkının gelişmesi, büyümesi, refahı, eğitimi ve ekonomisi adına Cumhurbaşkanı olarak 15 yılda, dış yardım almadan ülkesini “Muasır Medeniyet Seviyesine” çıkaran, dünyada tek lider;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ tür.

Saygı ve rahmetle…

Bu gün yaşasaydı;

Marshall Yardımları, NATO tezgâhları, çok partili hayata geçiş, darbeler, bugün halen daha eğitimi yönlendiren Fulbriht Komisyonu olur muydu? Olmazdı.

Onun düşünceleri 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a ayak basarak başlattığı, özgürlük ateşi sonunda “Emperyalizmi” denize dökmüştü. Sağlıkta, eğitimde, ekonomide, askeriyede, sanayi ve ticarette gelinen noktada kazandırılan eserlerin, özelleştirmelerle yabancılara satılması ne kadar acıydı.

Şimdi uçağın içini düşünün;

Boğulanlar, nefes alamayanlar, panik içinde olanlar, baygınlık geçirenler….! 10 Bin fitten, 4000 fitlere düştük, düşüyoruz. Kendimize hedef koyduğumuz Almanya, Hollanda, Norveç, İsveç….en az 200 Milyar Euro vatandaşına para yardımı yaparken biz vatandaşımızdan para talep ediyoruz. Kenya bile vatandaşlarından elektrik ve su parası almayacak. Geldiğimiz yere, düştüğümüz seviyeye bakın!

İşte, onun için Gazi Mustafa Kemal Atatürk Aşkı, bende ve bizde kalbimizde her zaman başka türlü yanıyor ve atıyor.

Bu aşk nedir derseniz? Onun vatan aşkı, ülke sevdası, bağımsızlık aşkıdır. Ondan bize geçmiş bizden  de gelecek nesillere.

Uçak mı? Katar uçağı mı? Yok değil…

ATATÜRK ne diyordu; “Herkes dinini yaşamakta özgürdür. Ama din, bir devletin politikası olamaz.

Dua edin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e; neden?

Sistemi laikleştirerek, dini, eğitimi ve hukuku birbirinden ayırdı. Yine bu gün halen daha, onun kurduğu sistemde azda olsa, özelleşen hastanelerin yanında, canla başla çalışan vatansever doktorlar, hemşireler var. Onun yolundan ilerleyen.

Birde Atatürk için dinsiz hatta komünist diyenler var.

Anlamlarını biliyorlar mı acaba bunların?

Bu gün;

60 Binlik cami yerine 6000 binlik 10 hastane olsaydı,

İmam Hatip yerine, Fen Liseleri olsaydı…

Ah, Fulbriht Komisyonu ahh…

Ah, emperyalizm ahh…

Corona’dan daha tehlikelisin.

Yerinde rahat uyu Atam, bizdeki, aşkın bir başka.

İnşallah uçak Atlas Okyanusa çakılmaz!

Ama içindekiler, çakılmadan daha ölecekler, havasızlıktan, panikten ve çaresizlikten.

Ölmeden, boğulmak, nefessiz kalmak, nefes alamamak en kötüsü…

Aynı Covid-19 gibi.

Virüs emperyalizm gibi.

Güçsüz bünyeyi öldürüyor.

Sağlamlar ayakta kalıyor.

Emperyalizm öyle istiyor.

Kim dökmüştü emperyalizmi denize.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Başka söze gerek yok.

Esen Kalın.

                                  Can Emre 02-04-2020

  • BIST 100

    9722,09%0,80
  • DOLAR

    32,53% -0,03
  • EURO

    34,90% 0,36
  • GRAM ALTIN

    2422,03% 0,00
  • Ç. ALTIN

    3994,55% 0,00
  • Perşembe 21.3 ° / 10.9 ° Güneşli
  • Cuma 20.9 ° / 10.4 ° Güneşli
  • Cumartesi 22.1 ° / 9.9 ° Güneşli

Balıkesir

25.04.2024

  • İMSAK 04:37
  • GÜNEŞ 06:10
  • ÖĞLE 13:11
  • İKİNDİ 16:58
  • AKŞAM 20:03
  • YATSI 21:30