Deveye sormuşlar; “Yolun inişini mi seversin, yokuşunu mu?”
Deve yanıt vermiş; “Yahu, bunun düzü yok mu?”
Biri, 12 senedir Türkiye’yi yönetiyor, ödül olarak 13’ üncü senede devletin en tepesine çıktı. Ben Potamya’lıyım, eşim de Arap diye övünüyor!
Diğeri, Atatürk’ün kurduğu partinin yani Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanı, “Ben Dersimli Kemal’im” diye nara atıyor!
Türk Milletinin kadersizliğine bakar mısınız?
Potamyalı’dan kurtulsak, Dersim ’linin eline düşeceğiz.
Tıpkı “Kırk Katır mı, Kırk Satır mı” sorusunda olduğu gibi…
Yahu, sizler hiç okumaz mısınız? Hadi okumuyor, araştırmıyor, çevrenizde “bilen” insanlara tahammül edemiyorsunuz, insafınız da mı yok?
Sizler Türk Milletini ırk-inanış-etnik kökene göre bölmek mi istiyorsunuz?
Bu söylemlerinizle mi, Türk Gençliğine örnek olacaksınız?
Uygar dünyanın kendi içinde çoktan kapattığı, fakat gelişmekte olan ülkelere dayattığı tuzağa niçin düşüyorsunuz? Sizin etnik kökeninizden kime ne?
İnancınızı-etnik kökeninizi istediğiniz gibi yaşayın, sizlere engel olan mı var?
Geçmişi, iyisiyle-kötüsüyle, incelemeyi-araştırmayı tarihi gerçeklerin
ortaya çıkmasını ve Türk Milletine sunulmasını neden uzmanlara bırakmıyorsunuz?
Kendi işinizi iyi yaptınız da, sıra bunlara mı geldi? Sizler tarih uzmanı mısınız?
Tam 200 bin yıldır, dünyanın en çok nüfus hareketliliğinin yaşandığı, insanlığın en melez bölgesinde yaşıyoruz. Tarihteki en büyük savaşlarının, en büyük göçlerin, doğal felaketlerini yaşandığı, çeşitli nesillerin birbiriyle bin yıllar boyunca harman olduğu bölgemizde, “TÜRK MİLLETİ” ve Büyük Atatürk’ün dediği “TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRKİYE HALKINA, TÜRK MİLLETİ DENİR” sözü neyinize yetmiyor?
Sizin bu gereksiz tartışmalarınız, iş kazalarında en çok işçinin öldüğü ülke olmamız gerçeğini örtüyor mu?
Sizin bu çirkin-ırkçı yaklaşımınız, işsiz gençlerimizin iş bulmasını sağlıyor mu? Hırsızlığı-yolsuzluğu-rüşveti önlüyor mu?
Lütfen kendinize gelin ve işinizi yapmaya çalışın!
Yapamayacağınızı ben net olarak biliyorum fakat hala sizlere inananlara örnek vermek amacıyla, sizlere birer soru sormak isterim.
Yanıt vermeyecekseniz, bu soruları hiç olmazsa vicdanınızda kendinize anlatın. Eğer anlatabilirseniz!
Potamyalı;
-PKK Narko-Terör örgütü silah bırakacak dediniz. Bıraktı mı?
Söyleyin lütfen, bıraktı mı? Konuşsana Beyefendi, bıraktı mı?
Elinde silah olan bir çete ile Türk Milletinden ve Genelkurmay Başkanından gizli olarak neyin pazarlığını, neyin müzakeresini yapıyorsunuz?
Soru şu; PKK silah bırakacak derken, Türk Ordusunu kışlaya, Türk Polisini karakola kapattınız. Sizin esas hedefiniz, Türk Ordusuna mı silah bıraktırmaktır?
Dersimli;
944 delege sizin için İMZA verdi. Aldığınız oy 740! Çeşitli sebepleri olabilir ve bunlar sizi ilgilendirir. Ama bu sebeplerden sadece biri, Büyük Atatürk’ü çok seven Türk Milletini de ilgilendirir.
Bekaroğlu (Bekâr birinin nasıl oğlu olur) adlı Atatürk ve Lâik Cumhuriyet düşmanı olan birini, Genel Başkan korumasına alıp, Parti Meclisine seçtirmeniz herkesi ilgilendirir.
Bekaroğlu, görüşlerinden ve fikirlerinden pişmanlık duymadığını, hala aynı şeylere inandığını ve bunları sizinle paylaştığını kongre salonunda açıkladı.
Şimdi Bekaroğlu mu sizin yanınıza geldi, yoksa siz mi Bekaroğlu’nun yanına gittiniz?
Soru şu;
Partinizin kuruluş günü 9 Eylüldür. Bugün, Bekaroğlu’nu Anıtkabir’e yani Büyük Atatürk’ün manevi huzuruna götürebilecek misiniz?
Göstermelik dahi giderse, Fatiha mı okuyacak, yoksa Kefere Kemal mi diyecek?
Daha ne diyeyim, aziz Türk Milleti! Şaptan, şeker olursa bunlardan size fayda gelir! Hele bir uyansan, bir kendine gelsen, kendi evlatlarına sahip çıksan…
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Eylül 2014
Rifat Serdaroğlu
