Çok uzaktan gelir poyraz, tee Rus steplerinden.
Karadeniz’i yalar, köpüklerinden düşer Marmara’ya, okşar, maviliğinden deniz kokar.
Poyraz
Biraz tuz, biraz mavi Kapıdağ’a vardı ya, mola verir ormanda.
Meşede, gürgende, kayında, kestanede, ıhlamurda, çamlarda bir yeşil muhabbettir.
Doğanın koynunda orman kokusunu alır poyraz.
Düşer Erdek yoluna.
Sokak sokak, kapı kapı.
Huu! Ben geldim, kuşun yoldaşı!
Kuzeyin rüzgârı poyraz.
Soğuk mu soğuk biraz.
KOTRALARIN TELLERİNDE ISLIK ÇALAR POYRAZ
Rıhtımına çekilmiş teknelerin kuytusunda şaraplanır balıkçılar. Yancağızlarında yalanan kediler.
GENÇ MARTILAR
OYNAŞIR POYRAZLA
AÇ ÇIĞLIKLARIYLA
Poyrazda oynaşır, küçük dalgacıklarla vurur ömrüme, düşer ada yollarına, yalnızlığın türküsü olur poyraz.
Adalarda mahsur, çıplak, yoksul adalarda,
POYRAZ MI, BU KENTİN RÜZGÂRIDIR
TÜRKÜ SÖYLER BURADA