18 Eylül serhat diyarı Edincik´imiz ve Erdek´imizin Yunan işgalinden kurtuluşunun 96´ncı yıldönümü kutlu olsun.
Ay ve Yıldız bu tepede boşuna birleşmedi
Bu tepeye boşuna Ayyıldıztepe denmedi
Öyle korkunç bir savaş yaşandı ki burada
Vatan için toprağa düşüyordu yiğitler ardı ardına
Son çırpınışta kaçmaya çalışıyordu düşman
Göz gözü görmüyordu toptan, tozdan, kurşundan
Burada atıldı düşmana son kurşunlar, vatan kurtuldu
Son kurşun anıtı Ayyıldıztepe´ye gururla kuruldu.
18 Eylül Erdek ile serhat diyarı Edincik´imizin Yunan işgalinden kurtuluşunun 96. Yıldönümünü kutlar bu uğurda canlarını feda eden tüm Şehitlerimize ALLAH´tan rahmet diler, Gazilerimize şükranlarımızı sunarız…
Rehberimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´tür.
Ülkemiz, Cumhuriyet´in kurulduğu 95 yıl önceki durumundan daha karışık bir görüntü içinde… Bocalayıp duruyoruz! 21. yüzyılda hâlâ 1400 yıl öncesinin ilkel şartlarında yaşamak isteyenlerin olması ne hazin değil mi?
Dün Atatürk´ü anarken gururluyduk. Ama içimiz buruktu…
O büyük insanın, bin bir güçlüğü yenerek kurup bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti´ni yeteri kadar koruyamamış olmasının ezikliğini iyice hissettik!
O gün de bugünde dış dünya bizi boğmaya kalkmış, topraklarımızda gözleri var. Onlara karşı tek yürek, tek yumruk hep birlikte olmalıyız. Peki olmuyor muyuz? Heyhat, ne gezer! Biz birbirimizi yemeği bir matah marifet sanıyoruz!
Ülkemiz bölünmek isteniyor. Bu hele ki son zamanlarda açıkça dillendirilmeye başladı. Her yandan kuşatılmış durumdayız, içteki hainler saldırıyor, dıştaki emperyalist düşmanlar hücum ediyor, hırsızlar, ahlaksızlar, uşak ruhlu kalleş insanlar iftiralar atıyor. Buna karşı biz ne yapıyoruz?
Ülkemizdeki fukaralığı yenmek için çalışmıyoruz. Gelir dağılımındaki adaletsizliği yok etmek için çaba harcamıyoruz. Soygunculara, hortumculara bile muteber adam gibi bakıyoruz!
Yurtseverleri içeri tıkıyoruz! Bir kısım çıkarcılar devleti yiyorlar! Ülkenin değerlerini bir bir yok ediyorlar! Hiç birimiz ses çıkaramıyoruz!
Atatürk ne demişti?
“Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi, erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir.
Cumhuriyet, ahlâk erdemine dayanan bir idaredir.
Cumhuriyet erdemdir.
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır… Samimi ve meşru olarak şartı ile her fikre saygı duyarız. Her düşünce bizce saygı değerdir.
Hürriyet olmayan ülkelerde kişilerin hayat hakkı yoktur. Böyle bir toplum ilerleyemez.
Çökmeye mahkûmdur. Ancak, sonsuz bir hürriyet de tasavvur edilemez!”
Bir an büyük Ata´yı düşünürken, “Cumhuriyet nerede, kime emanet edilmiş ve ilkelerine ne oldu?” diye düşünmeden etmemeliyiz.
Atatürk “BASIN MİLLETİN ORTAK SESİDİR. BİR ULUSU AYDINLATMA VE İRŞATTA, BİR MİLLETE MUHTAÇ OLDUĞU FİKRÎ GIDAYI VEREREK İLERLETMEKTE REHBERDİR.” demişti.
Kıymetli okurlarım, elinizi vicdanınıza koyup söyleyin:
Bugün (yeni adıyla medya olan) basınımız o halde mi acaba? Atatürk´ün tarifine uyuyor mu?
Her şeye rağmen basınımızın bir kısmı hâlâ düzgün…
Bir çok kişi kirli yüzlerini ortaya çıkarıp, ahlaksızlıklarını gözler önüne seren düzgün, doğru, nitelikli medya ya, öfkeden gözleri dönmüş boğalar gibi saldırıyorlar!
Aklı başında duyarlı, düzeyli, bilinçli bir kamuoyu, tepkisini göstererek yönetimleri hatadan döndürür. Bizdeki kamuoyu ise bunun tam tersini yapıyor:
İyileri cezalandırıp, kötüleri ödüllendiriyor. Ne kadar yalan söyleyen, halkı aldatan varsa onu bilinçsiz bir şekilde el üstünde taşıyor. O zaman, her yanda yaşanan tüm olumsuzluklar için şikayet etmeye hakkımız olur mu? Elbette asla ve asla yılmak yok, insanlarımızı aydınlatmak için çok mücadele edeceğiz, Atatürk´ün gösterdiği “MUASIR MEDENİYETE.” Doğru ilerlemeye devam edeceğiz. O, her şeye rağmen mevcut 2018 yılı günümüzde hâlâ bütün yüceliği ve önderliğiyle ulusumuza yol gösteriyor. Her geçen gün, onu da büyütüyor.
Rehberimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´tür. ALLAH, O´nun değerli görüşlerinden sizleri, bizleri nasiplendirsin ve başımızdan eksik etmesin…