Enerji gerekli ülkemize, neden itiraz ediyorsunuz rüzgâr gülerine diyorlar ya bir kesim…
Hâlbuki itiraz edilen rüzgâr güllerinin kendisine değil…
Kurulmak istenen yere itiraz ediliyor…
Ben de itiraz ediyorum; rüzgârgüllerinin ormanlık alanda ne işi var?..
Bu güller dikenli?..
Altın arayacakların bereketli topraklarda ne işi var?..
Altın madeni nedeniyle doğanın altını üstüne getirip o güzelim tabiat, çorak bir arazi haline gelince görülüyor ki, aslında asıl altın madeni toprak altında değil toprağın üstünde…
Mesela binbir çeşit bitki örtüsü içinde yer alan zeytin yer üstündeki en güzel ve en faydalı altın madeni değil mi?
İşte ürün zamanı geldi.
“ Kara Elmas” diye tabir edilen zeytin ve işlendikten sonra “Sarı Altın” elde edilen zeytinyağı, yeryüzü üstünde yer alan bir ürün olarak altın gibi sadece yılda bir sefer ürün elde etme yerine, o ağaçlar yerinde durduğu müddetçe her yıl bu ürünü elde edebiliyorsunuz.
Yani yeryüzündeki altın madeni…
Ham de öyle 3-5 yıl değil, 20-30 yıl değil; yüz yıl, evet yüz yıl boyunca ürün elde edebiliyorsunuz.
Öyle bir maden ki bu mübarek zeytin ağacı; tanesini yiyiyorsunuz, adeta doğal ilaç olan yağını da yiyiyorsunuz, atığını yakıt olarak kullanıyorsunuz;
Başka;
Yağından sabun yapılıyor… Kozmatik sanayinde kullanılıyor.
Altın madeni yer altından bir defa çıkartırıl o da bulunursa, sonra…
Sonrası; çorak bir araziyle yüzsüze gelirsiniz…
Onun için diyorum ki asıl altın madeni toprağın altında değil toprağın üstünde… Aramanıza da gerek yok zaten dünya durdukça duracak bir bitki örtüsü…
KAPIDAĞ’A DİKENLİ GÜL
Kapıdağ’ı örnek gösterecek olursak zeytin ağacından başka çam ağaçları, ıhlamur, akasya, ceviz gibi değerli ürün veren ağaçlar da ormanlık alanda bulunuyor.
Çok çeşitli yaban hayvanı yanında arıcılık yapılıyor…
Akasya, ıhlamur ve kestane balı Kapıdağ’da üretiliyor.
“Orman orta malı değildir” diye adeta feryat eden Kapıdağ Dayanışma Platformu ve Ocaklar Mahallesi Sosyal ve Kültürel Gelişim Derneği de bunun için itiraz ediyor…
Ülkemize enerji gerekli neden itiraz ediyorsunuz rüzgâr gülerine diyorlar ya…
Halbuki itiraz edilen rüzgar güllerinin kendisine değil…
Kurulmak istenen yere itiraz ediliyor…
Ben de itiraz ediyorum; rüzgârgüllerinin ormanlık alanda ne işi var?…
Sadece rüzgârgüllerinin bulunduğu noktada orman talan edilmiyor, oraya gitmek için yapılan yol meydanda; tam bir ağaç katliamı…
İtiraz edilen yer ormanlık alana kurulmasına…
Hâlbuki buraya gelinceye kadar işte Ayyıldız Tepeden itibaren Edincik istikametine kadar belki 30 tane rüzgârgülü var.
Onlardan çok önce ben de yapım sırasında gittiğim Bandırma Rüzgâr Enerji Santrali için hiç bugüne kadar kuruldukları yere ciddi bir şekilde karşı çıkan veya itiraz eden olmuş muydu?
Paşalimanı Adası ile Gönen yolunda da kuruldukları alanlar orman alanı için de olmadıkları için bir itiraz olmuyordu.
Ancak ekili arazilere kurulmasına Orhaniye eski muhtarı Kadri Bolat da haklı olarak karşı çıkıyor.
Enerjiye karşı olmadığını söylüyor ve haklı olarak birinci sınıf olan arazilerimizden ellerinizi çekin diyor.
Tarım alanlarına, ormanlık alanlara kurulmak istenen rüzgargüllerinin “dikenli”
olduğunu söylemek istiyor.
Onun için “niye karşı çıkıyorsunuz, yurdumuzun enerjiye ihtiyacı var” diyenler itirazın asıl ve ne için yapıldığını acaba idrak edebilecekler mi?
