Ömer Dede KILIÇ (Köy Esintileri)


SABIR VE UMUDUN GETİRDİKLERİ

SABIR VE UMUDUN GETİRDİKLERİ


Parkinson hastası baba, üç yıldır hep dile getiriyordu umut fakirin ekmeğidir diye. Çoğu sevdikleri sabır ve umut telkin ediyorlardı. Bu bir sınav diyorlardı. Baba ise elinden kayıp gitmekte olan aile yaşantısı ve mutluluğunu üsteliyordu. Kadirşinas dostları ise hasta babaya sabır ve umutta ısrar ediyorlardı. Hasta baba ise sadece umut ediyordu. Hasta baba sevdiklerimin bunu görmelerini istiyordu. Gün geliyordu yeminine inanmıyorlardı. Gün geliyordu toklar, hasta babanın aç yattığını görmüyorlardı ya da görmek istemiyorlardı.

Hele umutla sarıldığı şu küçücük ve kısacık hayatta, üç gün sefaya rıza göstermiyorlardı bile. Haddime miydi jeep İle gezmek, haddime miydi ailesiyle mutlu olmak, haddime miydi sevenleri tarafından sevilmek. Bir gün umudun yeşereceğine inanmak istiyordu. Hah tamam bu sefer görüldü diyordu ama çırpınışları nafileydi. Hasta babanın dünyası kararmış, adeta karanlıkta el sallıyordu ama ne gören vardı ne çığırışlarını duyan vardı. Dümeni kırılmış gemi gibi yalpalıyor, pusulasız gemi gibi bir o tarafa, bir bu tarafa umutsuzca dolaşıyordu umut dünyasında. Kaybettiklerini bulmak adeta hasta baba için küçücük dünya, derya deniz oluyordu. Babanın döktüğü gözyaşı damlaları, derya denizde kayboluyordu.

Haydar YİĞİT ve Rüştü BOZBIYIK gibi arkadaşlarımın telkinleri koskoca umut dünyasında dev oluyordu ama gerçek dünya da gaz lambasındaki alev gibi cılız kalıyordu. Hasta babanın hani sevenleri yok muydu? Hani aç yatıp, kimseye bildirmedikleri neredeydi. Yalnız gecelerde ağlıyordu kaderine, göz pınarlarının kuruduğunu hissetmiyordu bile. Allah´ım neydi günahım diyordu ama nedenini bulamıyordu. Hiç bilerek kötülük yapmadığına inanıyordu ve karşılığı bu mu olmalıydı diye kendini sorguluyordu.

Kayda değer bir mantıklı bir cevap bulamıyordu. Hani kendisine namuslarını emanet edenlere ve emanet edilenlerin namuslarına halel getirmediği teyze çocuklarına borç para verdiği 250 tl. Gibi cüzi bir parayı tekrar istemek zorunda kaldığında, genç teyze torunların tarafımdan kovuluyordu. En yakını Ablasına verdiği borç parayı istediğinde akıl yoksunu ilan ediliyordu ve kendisinin hayal gördüğü söylenerek kendilerine dile kolay, tam 30 yıl hiç karşılık beklemeden hizmet eden, koca yürekli dayıya adeta nankörlüğün daniskası yaşatılıyordu.

Yine yakın mesai arkadaşlarımdan birisi, bir gün yanına gelip (hiç hasta babaya önceden sormadan ve izin almadan) araba modelini yükseltmek için bankadan para çekmek istediğini ve bunun için hasta babaya kendisiyle birlikte bankaya kadar gelmesini rica ediyordu. Baba sadece kendisinin kefil sıfatıyla bankaya gittiğini zannediyordu. Ancak bankaya vardıklarında krediyi hasta babanın çekmesi gerektiği söyleniyordu. Kendisinin ise kredi hakkını doldurduğunu söylüyordu. Hasta baba için arkadaş önemliydi.

Peki, arkadaşlık neydi. Arkadaşlık sanıldığı gibi kolay mıydı?  Hayır, arkadaşlık fedakârlık istiyordu, samimiyet istiyordu hülasa arkadaşlık devamlılık istiyordu. Peki, bu muydu arkadaşlık. Hayır, iyi gün dostları ırmağı geçene kadar ayıya dayı diyorlardı. Devir değişmiş herkes işi bitine kadar arkadaşlığını sürdürüyor, işi bitince de ya telefonlarını kapatıyorlardı yâda uzaktan durup arkadaşlarının düştüğünü görüp. Dıştan belli etmeseler de içten seviniyorlardı.

Oysa gerçek arkadaşlık, arkadaşlarının düştüğüne sevinmemeliydi, gülmemeliydi. Bir sıralar sağlıklı iken herkesin gıpta ile baktığı arkadaşlarının hastalanıp, bu hallere düşmesine ağlamalıydı. Bir ihtiyacın var mı diye sorulmalıydı. Elinden bir şey gelmese de dimdik arkadaşlarının yanında olmalıydı. Gün geliyordu eşi ve evlatları tarafından el üstünde tutulacağı yerde, tabir caizse muhannete muhtaç ediliyordu.

Hasta baba aç kaldığı gecelerde ÖZ HALASI VE KAYINVALİDESİ ekmek istemek için evinin kapısını çaldığında, rahatsız ediliyorum diye şikâyet edilip hapishane köşelerinde aç ve sefil bırakılıyordu. Aç gezdiği günlerde ise hasta babayı ilk zamanlarda Dayıoğlu Doktor Yakup hoca görüyordu. Ancak o da umudunu kaybediyor ve hasta babanın öğretmenlik yapmasını bile hayal ürünü olarak görüyordu. Derse yetişmek için Kırıkkale-Çelebi arası yol ücretini istemek zorunda kaldığı Yakup hoca bile 20 tl. yi vermekten imtina ediyordu.

Yaşadıklarına çok üzülen Parkinson´u baba artık feryadı figan ediyordu. ?YAZIKLAR OLSUNKİ EVLATLARIMA, YAZIKLAR OLSUNKİ İYİLİK ETTİĞİM AKRABALARIMA, YAZIKLAR OLSUNKİ AHDE VEFASIZ ARKADAŞLARIMA diye çırpınıyordu. Siz vefasızlar,,,,,,,, sizler aslında iyilik kapısını kapatırken gerçek bir dost kaybettiğinizin farkın damısınız serzenişinde bulunuyordu.  

Evet, bir tarafta bizim sana yapacağımız bir şey kalmadı diyen sevdikleri vardı. Diğer tarafta ise TÜM İYİLİK KAPISINI ARALAYAN birileri vardı. Hasta babanın başarılarını ve umutlarımın yeşereceğine inanan insanlar vardı. ÖZ BABASININ VE ÖZ ABLASININ ramazan ayında kapı kilitleyip bir kuru ekmeği hasta babaya çok görürken, hala ona inananları yanında görmek elinden kayıp gitmekte olan umutlarını yeşertiyordu.

Evet hala insanlığın ölmediğini gösteren gerçek bir dost, gerçek bir akraba, gerçek bir kardeş vardı. O insan aç kaldığı günlerde hasta babanın ekmeği ve suyu oluyordu. Evet o yüce insan hiç karşılık beklemeden gösterdi insanlığını. Hep umut pompaladı. Bir gün sabrın ve umudun sevdiklerime kavuşturacağını fısıldadı kulaklarına. Bu yüce insan ŞENGÜL hanımdı. Hasta babaya tüm merhamet kapılarını açmıştı. Ekmek vermişti, su vermişti, hülasa hayat vermişti. Bu müstesna insana çok dua ediyordu.

Parkinson hastalığının pençesinden kurtulmak için çırpınan baba tam umudumu yitirirken, Mevla beni neden görmüyor diye hâşâ serzenişte bulunurken, işte sabırla ve umutla beklediği Mevla´sı artık onu görüyordu.

                                                                     DEVAMI VAR. 26.05.2019 Ömer Kılıç

  • BIST 100

    8986,9%2,05
  • DOLAR

    32,32% 0,22
  • EURO

    35,05% -0,15
  • GRAM ALTIN

    2282,87% 0,25
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,00
  • Perşembe 22.6 ° / 10.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli

Balıkesir

28.03.2024

  • İMSAK 05:27
  • GÜNEŞ 06:52
  • ÖĞLE 13:19
  • İKİNDİ 16:49
  • AKŞAM 19:35
  • YATSI 20:54