Bandırmaspor´un Etimesgut Belediyespor´u 1-0 yenmesinin ardından ilgili bölüm odasında yapılacak basın toplantısına iniyorum. Bandırmaspor Teknik Direktörü Ramazan Kurşunlu´nun gelerek, rutin şekilde basın toplantısı düzenlemesini bekliyorum. Odada yalnızım. Başka gazeteci yok. Bir görevli odaya gelerek bana soruyor:
?Ağabey, başka gelecek arkadaş var mı??
?Bilmiyorum. Herhalde gelmeyecekler, ben yalnızım? yanıtını veriyorum.
Görevli arkadaş gidip, kısa bir süre sonra yeniden dönerek, ?Ağabey, Ramazan Hoca, basın toplantısı yapmayacağını söyledi? diyor.
Bak, Ramazan Kurşunlu efendi! Bu yaptığın hem ayıp, hem de saygısızlıktır. Nasıl ki, bir seyirci bile gelse tiyatro sahnesi açılır ve oyun sergilenirse, bir gazeteci bile gelse, o basın toplantısını yapmak zorundasın. İş ahlakı ve profesyonellik bunu gerektirir.
Senin, bu davranışını gazetecilik mesleğine saygısızlık olarak kabul ediyorum.
Yok öyle, maçtan sonra basın toplantısı düzenlemek için çok sayıda gazetecinin hazır bulunmasını bekleyerek, şov yapmak!
Bak, Ramazan Kurşunlu efendi! Eğer benden özür dilemezsen, bu saygısızlığına karşı ne yapacağım, biliyor musun? Bundan sonra senin düzenleyeceğin hiçbir basın toplantısına katılmayacağım gibi kamuoyuna yapacağın hiçbir açıklamayı benimle ilgili medya kuruluşlarına göndermeyeceğim.
Profesyonelliğin ve sportmenliğin en önemli ilkesinin rakiplerin yanı sıra herkese, hele hele gazeteciliğe ?saygı? olduğunu bu yaşa kadar öğrenememişsin demek ki! Bundan sonra öğrenebilir misin bilmem!
