Hangi açıdan bakarsak bakalım bugün tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de çok zor geçeceği belli olan bir ekonomik süreçle karşı karşıyayız. Bizim onlardan tek farkımız üretim sorunları ve fiyat artışlarına ilave olarak döviz ve faiz gibi ekonominin temel aktörlerinden olan iki unsurla uğraşıyoruz olmamız.
Ve dünden bu güne geçen süre içinde tekrar tekrar yaşadığımız döviz, faiz ve enflasyon çalışmalarına baktığımızda maalesef millet olarak yüksek faiz temelli olan hep aynı işleri yapar durumda bu günlere geldiğimizi görüyoruz.
Bu konuda zarar demeyelim ama bende yükselen faizler nedeniyle konut kredisi alamayanlardan birisi olarak yaşadığım bir küçük olayı da izin verirseniz sizlerle paylaşmak isterim.
Kirada oturduğum konutuma kredi alabilmek için ilk yaptığım müracaatta bankacı arkadaşım, kredi almanın zamanı olduğunu söyleyerek gereken hazırlıkları yapmamı istemişti benden. Ama o aralar mazeretim çıkınca olmadı bu işlemler. Hatırladığım kadarı ile o sırada Erzincan’da olan torunumun hastalığı nedeni ile acilen yollara düştüğümden dolayı kredi alma işlerime uzun bir ara vermiştim.
Aradan geçen 2-3 ay sonrasında tekrar bankanın kapısını çaldığımda bankacı
arkadaşım bana biraz geç kaldığımı, faizlerin yükseldiğini, yine bir süre daha beklemem gerektiğini bana söylemişti.
Faizler konusunda çok fazla bilgim olmadığı için o tarihlerde neler olup bittiğini çok anlayamamıştım ama aradan geçen onca yıla rağmen çok değer verdiğim bankacı arkadaşımla o günlerde aramızda geçen birkaç cümleyi şimdi sizlerle paylaşmak isterim.
Yine yanlış yapıyoruz demişti bankacı arkadaşım. Neresi yanlış bunun dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Hatta bak, dolar artışını durdurdular, başka yolu mu var bunun diyerek bir karşı soruda sormuştum kendisine.
Sonra bana dönerek bak Erhan amca dedi, Türkiye olarak her enflasyonla beraber döviz artışında hep aynı yolu kullanıyoruz ama bu yolun çıkmaz bir yol olduğunu maalesef bir türlü göremiyoruz. Çünkü Türkiye düşmanları yıllardır denedikleri faiz-döviz ilişkisi nedeniyle Türk ekonomisini bozma gayretleri gibi çok kolay yolu yine önümüze koydular ve bizlerde aynen uyguladık ve sizin gibilerde ucuz kredilere ulaşamıyorlar demişti. Sözlerine devamla artık bu yolun değişmesi lazım. Çünkü bu yolla kazananlar hep dolar sahipleri oluyor. Olan olumsuzluklarda maalesef hep ülkemizin zararına yazılıyor. Örneğin faizlerin yükseltilmesi söz konusu olduğunda, önce fiyatı yükselen dolarlar satılıyor, sonra faizler yükseltilince bu kez paralar faize yatırılıyor derken para sahiplerinin her seferinde bir değil iki kez ortamdan para kazandıklarını, esas kaybedenlerin de Türk toplumu ve Türk Ekonomisi olduğunu anlatmıştı bana.
O gün bu konuşmayı dinlediğimde gerçekten şaşırmış ve de ne yalan söyleyeyim çok bilgim olmadığı içinde çok fazla üzerinde de durmamıştım.
Ve şu son yıllara yaklaştığımızda Sayın Cumhurbaşkanımızın her defasında ısrarla neden faizlerin düşürülmesi gerektiğini söylediğinde bana hep bankacı
Arkadaşımın o tarihlerde ne kadar farklı tespitler yaptığını hatırlatıyordu.
Bu bağlamda geçtiğimiz hafta içinde MB’nın her zaman yaptığının aksine bu kez faizi düşürmesi belki çok kimseyi şaşırtmış olabilir ama ben aradan geçen tekrarlara rağmen bankacı arkadaşımın da söylediği gibi farklı ama doğru yola girdiğimizi düşünüyorum.
Sonuçta gelişmekte olan bir ülke ekonomisi olarak sorunlarımız olduğu bir gerçek ama bu sorunları aşmak için gayretlerimizin olduğu da bir gerçek. Unutmayalım ki, bunları aşarken de ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımızın olduğu da bir diğer gerçeklik.
Bu arada kendisinden söz ettiğim bankacı kardeşime de iyi görevler dilerken, alınan kararların onun öngörüsünde de olduğu gibi olumlu yönde gelişmesi dileğimle kendisine buradan başarılı görevler diliyorum.
