İnsan ve tarih birbirini yaratan iki unsurdur. İnsan tarihin ürünü ise, tarih de insanın ürünüdür.
Eğer devlet görevi yapıyorsanız ve bu dünyada kalıcı iz bırakmak istiyorsanız, tarihi iyi bilmeniz, danışmanız ve çok okumanız gerekir.
Devlet görevi yapanlar kendi tarihlerini bilmiyorlarsa, yaşadıkları zamanın esiri olurlar. Yaşadıkları zamanın ve olayların esiri olan devlet adamlarının tamamına yakını daha sonra “VATAN HAİNİ” olarak anılırlar.
Bizde tarihin ve tarihçilik geleneğinin en önemli sorunlarından biri, araştırma yapmamamız ve bu yüzden (farkında dahi olmadan) Batı merkezli tarihin bize dikte ettirdiklerine körü-körüne inanmamızdır.
Örneğin; Avrupalılar İlk Çağı, Roma’ nın ikiye bölünmesi veya Batı Roma’ nın yıkılması ile sona erdirirler. Oysa o tarihte muazzam bir Çin Kültürü vardı ve
ne Çinlinin ne de Güney Afrikalının Roma’dan haberleri bile yoktu!
Başka bir örnek;
Bize dayatılan resmi tarihe (!) göre Türklerin Anadolu’ya geliş tarihi 1071 dir!
İyi de Kazım Mirşan’ın, Servet Somuncuoğlu’nun, binlerce kaya resmi ve kaya yazıtlarını incelemeleri, İTÜ bünyesinde Van’da kurulan Enstitü ’de yerli- yabancı bilim adamlarıyla tam 25 yıl araştırma yapılıp, Türklerin Milattan Önce 13 Bin yılında Anadolu’ya geldikleri ve Anadolu’ya geldiklerinde okuma-yazmayı bildiklerini, tekerleği keşfettiklerini, böylelikle Anadolu’ nun dip kültürünü oluşturdukları gerçeğini ne yapacağız?
O zaman Batı’nın bize dayattığı; “Türkler at üstünde göçebe olarak yaşayan barbarlardır” yalanını nereye koyacağız?
Değerli Okurlar;
Emperyalistler sınırları her zaman silahla geçmezler. Zaman-zaman değişik kılıklara girerler. Tarihinizi bilmiyorsanız, emperyalist güçlere teslim olur, onların dediklerini “Tarih” olarak kabul edersiniz ve onlar gibi düşünmeye başlarsınız…
Bu konuları “Devlet Politikası” haline getirip, ülkemizin değerli araştırmacı bilim insanlarını desteklerseniz, onları zorlarsanız, ülkenize büyük hizmet etmiş olursunuz.
Ama kafanız bomboşsa- küfür – yarım yamalak futbol bilgisi ve avanta toplamaktan ve dağıtmaktan başka bir şey bilmiyorsanız, kendi ayaklarınızla gider, ülkenizi bölecek bir projeye eşbaşkan olursunuz!
12 senenin sonunda, Cumhurbaşkanlığı- Başbakanlık-Bakanlık yapmış olan bademlerin tarihe nasıl geçecekleri aşağı-yukarı bellidir. Onları feci bir son bekliyor. Sonları ibretlik olacak!
Benim sizlerle paylaşmak istediğim esas konu, Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun Genelkurmay Başkanı’nın Türk Tarihine nasıl geçeceğidir?
Yaşanmış birkaç olayı yazalım ve bakalım Erdoğan’ın özel paşası hakkında tarih neler yazacak?
Kuruluşunu Büyük Hun İmparatoru Mete Han’ın tahta çıkış tarihi olan MÖ 209 yılı olarak kabul eden ve 2223 yıllık bir geçmişe sahip Türk Ordusunun 28 inci Genelkurmay Başkanı Özel Paşa;
-Sizin görev sürenizde, Başkomutanımız ve Türk Devletinin Kurucusu Büyük Atatürk’ün en önemli ilkelerinden olan “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazıları Türkiye’nin her yerinden kaldırıldı.
Yerine PKK Narko-Terör örgütünün kurucusu Bölücübaşı Öcalan’ın posterleri ve PKK paçavraları asıldı, hala yerlerinde duruyorlar.
Hadi Büyük Atatürk’ün sözünü korumaya gücünüz yetmedi!
Asılmaları kanunen suç olan Öcalan’ın ve PKK paçavralarının yırtılıp atılmasına da mı gücünüz yetmedi?
-Sizin görev sürenizde, binlerce Türk Gencini şehit eden çakalların “Şehitlik” adı altında propaganda yerleri açıldı. Kapılarında PKK ve Apo resimleri olan bu yerleri hala seyrediyorsunuz!
Katillerin heykelleri dikildi, siz uyudunuz. “Beni AKP Hükümeti engelledi” demediğinize göre, tüm bu rezilliklerin yaşanmasına siz sebep oldunuz.
-Sizin görev sürenizde Türk Askeri kışlasına hapsedildi. Çarşı iznine çıkan askerler, enselerinden vurularak şehit edildiler. Esnaf Askere mal satmıyor denince kendi sitenizden “Biz kendi araçlarımızla personelimizin ihtiyaçlarını dağıtıyoruz” diye açıklama yaptınız. Türk Ordusunu kendi ülkemizde
“İşgalci” konumuna düşürdünüz.
-Sizin görev sürenizde, Büyük Atatürk’ün heykelleri yıkılırken, Atatürk’ün astırdığı Vatan Hainlerinin isimleri meydanlara verildi!
İçişleri Bakanı Ala, “Bilal Oğlana yaklaşan olursa, vurun” diye emir verdi!
Siz, her Atatürk Heykelinin önüne bir asker koyup, yıkmaya kalkan olursa “VURUN” emrini niçin veremediniz?
Sizce Bilal Oğlan, Atatürk’ ten daha mı kıymetli?
Bunlar acı gerçeklerdir. Ne; “Efendim Demokrasi var, artık yeni Türkiye var, biz ne yapabiliriz” bahanesinin arkasına sığınabilirsiniz, ne de Türk Milletini kandırabilirsiniz!
Size demokrasi dışı bir harekete geçin diyen oldu mu?
Tarihimizi okuyun. Türk Ordusunun Komutanı, nasıl bir demokratik duruş sergilermiş öğrenin. Bilmiyorsanız, sorun anlatalım…
Paşa bana söyler misiniz;
“Hırsızlar İmparatorunun başında olduğu, yolsuzluğun tüm devleti sardığı, sınırlarımızın kevgire döndüğü, ülkemizin Ortadoğu’nun kaçak 2 milyon militanı ile dolduğu, Bizzat Erdoğan’ın Anayasayı paspas yaptığı bir rejimin adına demokrasi mi denir?
Eğer demokrasi denir diyorsanız, bu rejime de sizin gibi demokrat (!) komutan yakışır…
Haa unutmadan söyleyeyim; Dua edin de, tarih sizi hiç yazmasın. Çocuklarınıza yazık…
Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Ağustos 2014
Rifat Serdaroğlu
