Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


TEKNOLOJİ İLİKLERİMİZE KADAR İŞLEMİŞ

TEKNOLOJİ İLİKLERİMİZE KADAR İŞLEMİŞ


Teknoloji çağı yaşıyoruz. Teknoloji her dalda gelişmekte dedir. Elektronik de ilerleme daha hızlı gelişiyor. Teknolojiye bizim kadar bağımlı olan bir ülke var mıdır? Merak ediyorum. Ben bu gün konumu telefona ayırdım. Yaşamımızda iletişimde çok önemli rol oynayan telefonun kaydettiği gelişmeye değineceğim.

Benim çocukluğumda kullanılan manyetolu telefonlar vardı. O zamanlar bu telefona sahip olabilen nadir kişiler vardı. Mali durumu iyi ekâbir takımından olanların evlerinde bu telefon olurdu. Sonra merkezi santralden bağlamalı telefonlar oluşturuldu. Bu telefonlarda yine belirli kişilerde olurdu. Sonra merkezi otomatik aramalı santralar kuruldu. Bu telefona sahip olabilmek için senelerce sıra bekledik.

Bir ara telsizlere merak sardı. Gösteriş ve meraklı şahıslar bu telsizleri kullanmaya başladı. Otomatik aramalı telefon santraları genişletildi. Herkes evlerine iş yerlerine telefon almaya başladı. Teknoloji durmadan gelişin gösteriyordu. Bilgisayar sistemi ve internet sistemi devreye girdi. Bunu hemen arkasından cep telefonları icat edildi. İlk zamanlar yine meraklı ve gösterişe düşkün olanlar bu cep telefonlarına sahip oldu. Evinde veya iş yerinde otomatik aramalı telefonu olduğu halde. Cep telefonu ile konuşurlardı. Hem de evde ise balkona çıkar orada konuşurdu. Veya iş yerinde ise dışarıya çıkar öyle konuşurdu. Sonra cep telefonu yaygınlaştı. Herkes cep telefonuna sahip oldu. Bir ailede kaç kişi varsa herkesin kendisine ait cep telefonu oldu.

7 den 70´şe herkesin elinde bir cep telefonu devamlı konuşur hale geldik. Telefonda mesajlaşmalar. Evlerde bilgi sayar ile yazışmalar derken. Cep telefonlarına internet edepte edildi. Bu arada cep telefonu ile ilgili bir anımı anlatayım. Bir arkadaşımın oğlunun arkadaşı Amerika ya gitmiş. Bu cep telefonları Türkiye de yaygınlaşmaya başladığı zamanlarda Türkiye ye gelmiş. Arkadaşı onu hava alanında karşılamış. O dışarından gelen genç hava alanında tuvalete girmiş. Çıktıktan sonra ya arkadaş gözlerime inanamadım. Tuvaleti temizleyen temizlikçide cep telefonu var demiş. Arkadaşı işte benimde cep telefonum var demiş. Amerika da bu cep telefonlarını ancak iş adamları kullanır. Halkının çoğu cep telefonu kullanmaz demiş. Bunu bana anlattığı zaman benim cep telefonum yoktu. Cep telefonlarına internet adapte edildikten sonra bu sefer böyle telefonlara hücum edildi. İnternetsiz telefon kullanan çok az kişi kaldı.

Sokakta yazışıyorlar. Otobüse biniyorsun gençlerin elinde bir telefon bir şeyler yazıp duruyorlar. Kendimce bu kadarda bağımlı olmak olur mu? Diyordum! Üç hafta önce yeşilli camisine cumaya gitti. Devamlıda o camiye giderim. Camilerin kapısına cep telefonunuzu kapatın veya sessize alın diye her camiye yazmışlar. Buna rağmen daha önceleri her namazda bir iki telefon çalardı. Hiç dikkat etmezler. Yeşilli camisinin balkonu vardır. Ben devamlı o balkona çıkarım. O gün şöyle yukarıda aşağıya doğru bakıyordum. En ön safta birisi telefonla oynuyor. İmam hutbede hutbesini yapıyor. Bir defa hutbeyi dinlemek farzdır. Benim gözüm o en öndeki telefonla oynaya kişide. İmam hutbeyi bitirinceye kadar 4-5 defa telefonunu çıkardı bir şeyler yaptı. Pes artık bu kadarda olmaz dedim. İkinci hafta yine ayni yerimde oturuyorum. O şahıs yine ayni ön safta yine telefonla oynuyor. Şöyle aşağı doğru baktım.

Birde ne göreyim! Göre bildiğim kadarı ile 7-8 kişi telefonla oynuyor. Üçüncü hafta caminin içersine hiç bakmadım. İlk sünneti kıldık yanımdaki kişi telefonunu çıkarıp bir şeyle okumaya başlamaz mı? Sok telefonunu cebine cami adabına aykırı işler yapılmaz dedim. İmam hutbeyi bitirdi. Farzı kıldık. Yine telefonunu çıkarmaz mı? İkaz etmeme rağmen yine ayni şeyi yapıyor. Artık diyecek bir şey kalmadı. Bu kadarda bağımlılık olmaz. İnsan pes demekten başka bir şey söyleyemiyor. Camiye giden birisi cami adabına uyması gerekir. Hiç kimsenin yanındakini veya önünde ve arkasındakini rahatsız etmeye hakkı yoktur. Süreleri okurken dahi yanındakinin duymaması gerekirken, adamlar etrafındakileri rahatsız edecek şekilde süreleri okuyor. Çorapsız camiye gidilmez.

Hele yaz günü çorapsız camiye geldikleri gibi birde şortla camiye gelirler. Erkeklerini diz kapağından üst tarafının kapalı olması gerekir. Bunlara dikkat edilmesi gerekir. Bilhassa kokulu şeyler yiyerek camiye gelinmez. İlkbaharda taze samursak çıktığı zaman yiyorlar sarumursakları camiye geliyorlar. Peygamber efendimizin hadisi vardır. Camiye gelirken kokulu şeyler yemeyin diye buyurmuştur. Vaazlarda hocaların bunları sık sık hatırlatması gerekir. Günlük yaşamımızda bazı adabı Muaşeret kuralları vardır. Buna gerekli ilgiyi nasıl gösteriyorsak. Cami adabına da gerekli özenin gösterilmesi gerekir. Saygılarımla.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 26 ? 12 ? 2015 Mustafa KOÇAL           

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,29% 0,52
  • EURO

    35,13% 0,13
  • GRAM ALTIN

    2242,99% 0,73
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 1,42
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44