Dünden kaldığımız Anadolu ajansından devam edelim. Anadolu ajansı yaptığı icraatla güven kaybetmiştir. Seçimde nereden veri aldığını açıklamıyor. Seçimlerde iktidar partisini yüksek oranla başlatıp algı oluşturmuştur. Veri aldığı yer sandık başındaki AKP müşahitleridir. Bu kurum siyasallaşması neticesinde güven kaybetmiştir.
Seçim gecesini hatırlayın. İktidarı yüksen yüzde ile başlattı. Aradaki fark azalınca görsel basına veri göndermeyi saat 23,30 da kesti. Ondan sonra hiçbir yerden veri alınmadı. Bunun sebebi bu kurumun tamamen siyasallaşmasındandır. Anadolu ajansı tamamen güvenini kaybetmiştir.
Demokrasi bireysel değildir, toplumsaldır. Millet iradesinden bahsedilir. Yüksek oy alan partinin oyları millet iradesi oluyor da. Az oy alan partinin oyları millet iradesi olmuyor mu? Yüksek oy alanın oyları nasıl millet iradesi ise az oy alan partinin oyları da millet iradesidir. İktidar ben millet iradesi ile seçildi diyebiliyorsa. Muhalefette millet iradesi ile seçilmiştir. Muhalefeti yok saymak millet iradesine saygısızlıktır.
Muhalefeti aşağılamak demek millet iradesini aşağılamaktır. Muhalefete saygı göstermemek millet iradesine saygı göstermemektir. Mecliste bir kişi ile dahi temsil edilen parti. Millet iradesi ile meclise gelmiştir. Maalesef ülkenizde çoğulcu demokrasi uygulanmıyor. Zaten demokrasi uygulanmış olsa bu günkü olaylar olmaz. Siyasetçilerin bu günkü davranışları siyasete olan güveni de aşağılara doğru indirmişlerdir.
Siyaset vatan için millet için yapılır. Bu gün Türkiye de maalesef siyaset menfaat ilişkisine dönüşmüştür. Siyasi görüşleri ve ilkeleri birbirinden tamamen farklı olan iki parti birlikte hareket edebiliyor. Sebep gayet açıktır. Kendi ikballeri için bir araya gelebiliyorlar. Artık siyasete de güven kalmamıştır. Menfaatleri için milleti ayrıştırmakta sakınca görmüyorlar. Kurumları siyasallaştırıyorlar. Bunun sebebi ise kendi ikballerini korumak içindir. Ordu siyasallaştırıldı, yargı siyasallaştırıldı, üniversiteler siyasallaştırıldı.
Diyanet işleri başkanlığı dahi siyasallaştırıldı. Cemaatler siyasallaştırıldı. Vakıflar siyasallaştırıldı. Bu kurumlarda güvenini kaybetmiştir. Cemaatler siyasallaşmıştır. Öyle olmasaydı? Cemaatlere mensup kişiler AKP´ye oy vermeyenler kâfirdir diyebiliyorsa siyasallaştırıldığı içindir. 15 Temmuzda köprüde askerin başını kesen ( tövbe ya Rabbim) Hazreti Muhammed idi. Hepimiz gördük aşk ile saldırdık diyen. Cübbeli, sarıklı, sakallı birisiydi. Camilere siyaseti sokan diyanet işleri başkanlığı değil mi? Bu cemaatlere destek olan siyasetçiler değil mi? üniversitelere dekanlar iktidar tarafından atanmıyor mu?
Eskiden üniversite dekanları görüş bildirirlerdi. Şimdi görüş bildiren dekan gördünüz mü? Feytullah Gülen cemaatini başımıza bela eden iktidar değil mi? Senelerce beraber yürüdük bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda diyen iktidar. Bunu cemaate atfet en söylüyordu. Senelerce birlikte hareket etmediler mi?
Bitsin bu hasret diye Gülenin ülkeye dönmesini iktidar istemedi mi? Sonra araları bozulunca ne istediniz de vermedik diyen iktidar değil miydi? Cemaatleri siyasallaştıran iktidar değil miydi? Artık cemaatlere güven kalmamıştır. Bütün kurum ve kuruluşlar güven kaybına uğramıştır. Bunda siyaset eli ile yapılmıştır. Esas yarınki yazımda orduya olan güvenin % 92´lerden nasıl % 50 civarına düştüğünü yazacağım. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 16- 04-2019. Mustafa KOÇAL