Dünkü yazımda orduya güvenin % 92 den nasıl % 60´şın altına düştüğünü anlatacağım demiştim. Ülkede irtica ile en çok mücadele eden ordu idi. Onun için orduda namaz kılmak yasak yalanını devamlı söylüyorlardı. Hâlbuki bu tamamen yalandı. Ben 1965 senesinde namaz kılmaya başladım. Bana kimse namaz kılamazsın demedi. Namaz kılanlar takibe alınırdı. Kimlerle görüşüyorlar. Şehirde kimlerle buluşuyorlar.
Bunları araştırılardı. O senelerde cemaat meselesi yoktu. İrticacı faaliyetlerde bulunanlar vardı. Üst kademeler bunları bulmak ve önlemeyi amaçlıyorlardı. Namaz kılanların bazıları harp çıksa ben harbe katılmam ve tek mermi bile atmam diyordu. Böyle olanlar ordudan ihraç edilirdi. Buda her sene mutat yapılan askeri şurada toplantılarında konuşulur ve şura üyelerinin kararı ile ihraç edilirlerdi. 2002 senesinden sonra yapılan askeri şura toplantılarında.
Hükümet temsilcileri bu kararlara şerh koyuyorlardı. O zamanlar askeri şura toplantısında irticacı eylemlere bulaşmış ve sakıncalı kişilerle birlikte olanlar şurada ihraç edilirdi. Bu ihraç kararına iktidar kanadı şerh kordu. Bir iddiaya göre bu ihraç edilenleri AKP kendi bünyesine aldığı iddia edilmişti. Orduda o zamanlar bizden kıdemli namaz kılanlardan bazıları. Bizlere Atatürk´ü kötülerlerdi. Nerede ise bende Atatürk düşmanı olacaktım.
Bir gün kendi kendime düşündüm. Sana ilkokulda ve ortaokulda Atatürk den kötü bahseden öğretmenin oldu mu? Diye kendi kendime sordum. Ve ondan sonra o kişilerden uzaklaştım. Allaha şükürler olsun. Atatürk sevgim her geçen gün arttı. Bu günlere geldim. Ordu o zamanın değimi ile irtica şimdiki değimi ile cemaatle mücadele edendir. Gülen cemaati ile mücadele eden ordu olduğu için. Ordu iktidar tarafından sevilmiyordu. Terörle mücadele başladı.
O günlerde ulusta bir büyük patlama oldu. Bazı vatandaşlarımız hayatın kaybetti. Esnaf vatandaşları zararı büyüktü. Genelkurmay başkanı Büyükanıt ulusa patlamanın olduğu yere gitti. Oradaki manzarayı gördükten sonra gazetecilerin sorusu üzerine Kandile operasyon yapmamız gerekir dedi. O dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan sınırlarımız içerisindeki 1500 PKK´lıyı hallettiniz de 500 PKK´lı için Kandile mi gideceksiniz? Diye cevap verdi. Zaten bombaları boş araziye atıp gelmişler diye bir ifade de kullandı.
AKP iktidar ordu vesayetinin olduğunu düşünüyordu. Terör olayları arttı. Karakollarımız PKK saldırına maruz kalkıyordu. Millet PKK´yı telin yürüyüşleri tertipliyordu. Aktütün karakoluna PKK saldırısı oldu. 22 askerimiz şehit oldu. Yürüyüşler etkisini gösterdi. Meclise sınır ötesine asker gönderme teskeresi getirildi. Bu teskere meclisten geçti. 48 gün sonra teskere genelkurmaya gönderildi. Ordu hazırlığını yaptı. Bir gece Kandile hava harekâtı yaptı. Hava harekâtından sonra kara operasyonu şarttır. Kara operasyonu başladı.
Birliklerimiz kuzey Irak üzerinden kandile doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada Amerika kara operasyonun durdurulması için Türkiye ye elçi gönderdi. Elçi önce genelkurmay ile görüştü. Genelkurmay başkanı belirlediğimiz hedeflere ulaşana kadar kara operasyonu devam edecek diye cevap verdi. Sonra iktidar ile görüştü ve ülkeden ayrıldı. Sabah kalkığımızda operasyonun durdurulduğu haberi ile karşılaştık.
Gazeteciler iktidara operasyonu siz mi durdurdunuz? diye sorduklarında biz durdurmadık cevabı verildi. Genelkurmay başkanı bunun üzerine. Belirlediğimiz hedeflere ulaştık. Onun için operasyonu durdurduk. Birliklerimiz geri çekiliyor dedi. 4-5 günde ulaşılamayan hedeflere bir gecede mi ulaşıldı? Bu bana göre yanlış bir söylemdi. Genelkurmay iktidarı zorda bırakmamak için söylemişti. O kara operasyonu durdurulmamış olsaydı.
Bu gün kandil diye bir yer olmazdı. Ordu her olayda iktidar tarafından durduruldu. Genelkurmay başkanı emekli olurken ödüllendirildi. Audi araba ve üstün hizmet madalyası verildi. Buraya kadar anlattıklarım ordu ile iktidarın uyumlu olmadığını anlatmaya çalıştım. İç hizmet konunun 35 maddesi ordunun görevi Türkiye cumhuriyetini korumak ve kollamaktır der. İktidar bu iç hizmet kanunundaki bu maddeyi ordunun görevi dışarıdan gelen tehdit ve tehlikeleri önlemektir olarak değiştirdi. Ülke içerisindeki olaylara müdahale edemez hale getirildi. Yarın bu konuya devam edeceğim. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere. Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 17- 04- 2019 Mustafa KOÇAL
