Ülke yalnızlığa doğru hızla ilerliyor. Bu gidişi bu iktidarla durdurması mümkün değil. Hem dış politika hem de ülkenin iç olayları nedeni ile yalnızlığa yelken açılmış durumda. Komşularımız ile sorun yaşıyoruz. Eskiden komşularımızdan Yunanistan ile sorun yaşardık. Sebebi hava sahası ve küçük adalar yüzündendi. Şimdi Yunanistan ile sorun yaşamıyoruz gibi görünüyor. Fakat basından öğrendiğimiz kadarı ile 16 ada Yunanistan kontrolüne geçmiş. Şayet doğru ise 16 adayı Yunanistan işkâl etmiş. Bu adalar işkâl edilirken hiç mi haberimiz olmadı? Millet de infial uyandırmasın diye. Sesimiz mi çıkmadı? PKK'nın sınır dışına çekiliyoruz deyip de. Çekilmediği gibi mi oldu? Başbakan Ahmet Davutoğlu çekilmediklerini biliyorduk. Millette infial uyanmasın diye. Milletten gizledik dediği gibi bir olay mı zuhur etti.
Geçmişte Yunanistan ile senede en az 15- 20 defa hava sahası ihlali yüzünden. Gerilim yaşardık. Havacılıkta uçakların birbirini kovalamasına it dalaşı denir. Bu it dalaşı senede en az 15-20 defa olurdu. Şimdi ya basın haberdar olmuyor. Ya da Yunanistan arzuladığı hedefe mi ulaştı? 16 ada yunanlıların kontrolüne nasıl geçti? İran ile armamız açık değildi. İlişkiler iyi gidiyordu. İran'ın Nükleer santral yapımına ABD'nin karşı çıkması neticesi, bizimde ABD'nin yanında yer almamızdan sonra. Biraz ilişkilerde bozulma oldu. Küreciğe ABD'nin radar üssü kurması ile İran ilişkileri askıya aldı. Çünkü İran bu radar üssünün İsrail'i koruma amaçlı olduğunu ileri sürmüştü. Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan bu radar üssünün NATO'nun malı olduğunu İsrail'i koruma amaçlı olmadığını ve İran'ı hedef almadığını. Komutanının Türk subaylarda olacağını beyan etti.
Birleşmiş Milletler konseyinde Tayyip Erdoğan konuşmasında bunları söylediği zaman İran temsilcisi salonu terk etti. ABD temsilcisi bu konuşmaya değinmedi. Sonra Obama kürecik radar üssü ABD'nin malıdır. İsrail'i koruma amaçlıdır. Kimse bizim işimize karışamaz dedi. İran bize herhangi bir yerden saldırı olursa, ilk vuracağımız yer kürecik radar üssüdür dedi ipleri iyiden iyiye kopardı. Arap ülkeleri ile sorunumuz yoktu. Arap baharı ile başlayan olaylarda. İsyancıların yanında yer almamızdan dolayı Arap ülkeleri ile de ilişkiler bozuldu. Libya, Yemen, mısır gibi ülkelerden adeta kovulduk. Libya inşaat şirketlerin ülkesinden çıkardı. Havadan ve denizde ülkemize yaklaşan Türk gemi ve uçaklarını vuracaklarını ilan etti. Çuvallarla para verdiğimiz Libya bunu yaptı. Ne uğruna? Arap ülkelerin lideri olma hevesi. Kendi vatandaşlarımızın içersinde sefalet içersinde yaşayan binlerce kişi varken yabancı ülkelerin vatandaşlarını besledik.
Gelelim turpun büyüğüne. Dostumuz olan dostluğun göstergesi olan. Suriye bakanlar kurulu ile bizim bakanlar kurulunun müşterek toplantı yapmaları. Esat ailesi ile Erdoğan ailesinin birlikte tatil yaptıkları. Dostluğun bu kadar ileri bir safhada olmasına rağmen, bir hiç yüzünden düşman olduk. Ne için ABD'yi tatmin etmek için. Hemen Esat gidiyordu. Ahmet davutoğlu Şam da Cuma namazı kılacaktır. Bir uçağımız gitti. İki pilotumuz şehit oldu. 2 milyon Suriyeli topraklarımızda barındırılıyor. Dünyanın parasını harcadık. Suriye ile aramızın bozulmasının sebebi mezhep ayrımcılığından kaynaklandı. Esat'ı iktidardan göndermek için. Ülke sınırlarımız yolgeçen hanına döndü. Avrupa ülkeleri ülkemiz için terörist ihraç eden ülke demeye başladı. Özgür Suriye ordusunun her türlü ihtiyaçlarını karşıladık. IŞİD diye. Terörist bir devletin kurulmasını sağladık. Türkiye Suriye ile savaşa girmeyi dahi göze aldı. Hedefsiz amaçsız bir mücadelenin içersine balıklama atladık. Vatandaşı Suriye ye düşman etmek için her yol denendi. Esat bir Türlü gönderilemedi. Her şey Türkiye'nin aleyhine döndü.
Hâlbuki bu mezhep kavgasının içersine hiç girmeseydik. Bir hiç uğruna bu kadar para harcamaz idik. Suriye ile savaşa girmeyi o kadar istedi ki iktidar. Üç bakanın Mit müsteşarı ile yaptıkları toplantıda. Suriye'ye üç beş kişi göndeririz. Şah Süleyman türbesine bir füze, bizim topraklarımıza da birkaç füze sallattırırız. Bunu bir savaş nedeni sayar Suriye ye savaş açarız planları dahi yapıldı. Fakat Türk halkı iktidarın kışkırtmalarına aldırmadı. IŞİD nerede ise dünyanın sorunu haline geldi. Vahşice yapılan infazlar herkesi korkuttu. IŞİD ile mücadele etmek için. Koalisyon gücü bile kuruldu. IŞİD ile mücadelede önce yer almak istemedik. Sonra girmek mecburiyetinde kaldık. ABD Esat ile anlaşacaklarını söyledi. Şimdi sap gibi ortada kaldık. Dünyanın en acımasız örgütü olan IŞİD devleti ile komşu olduk. Topraklarımızda 2 milyon Suriyeli kaldı. IŞİD korkusu iktidarı da sardı. Şah Süleyman türbesini IŞİD korkusundan taşıdık. Başımızda bela yokmuş gibi birde IŞİD belasını aldık. Bu teröristlere destek vermemiz. Ve sınırlarımızı teröristlere açmamız. Diğer devletler tarafından tasvip edilmediği için. Ülkemizle ilişkilerini asgariye düşürdüler. Kendimiz ettik kendimiz bulduk. Bir hiç uğruna ülkenin dışarıda itibarı kalmadı. Bu olaylar ülkeyi yalnızlığa sürüklüyor. Artı bu olayı bu iktidarın durdurması mümkün değildir. Saygılarımla.
19 03 2015 Mustafa KOÇAL