Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


ÜLKENİN ÇİVİSİ ÇIKTI

ÜLKENİN ÇİVİSİ ÇIKTI


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi sevmek, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk!  Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ülkede görmeye ve duymaya tahammül edilemeyecek olaylar oluyor. Yolsuzluk ile ilgili yapılan operasyonun üzeri örtülmeye çalışılıyor. Mecliste olaylar oluyor. Güney doğu Anadolu’da olaylar oluyor. Sokaklarda olaylar var. Neye bakarsanız bakın ülkenin çivisi çıkmış durumda. Ülke bu durumda iken iktidar hala her şeyi tozpembe gösteriyor. Bu sorunlar olmamış gibi davranarak. Muhalefete yükleniyor. Böylelikle ortamı germeye çalışıyorlar. Milletin dikkatini başka taraflara çekmeye çalışıyor.

Operasyon kurumlardaki dengeleri değiştirdi. Emniyette birçok şube müdürlerinin yerleri değiştirildi. İstanbul emniyet müdürü görevden alındı. Emniyet müdürleri ile ilgili kararnameyi Cumhurbaşkanı imzalamamıştı. İktidar bu sorunu aşmak için bazı emniyet müdürlerini istediği yerler geçici görevle gönderdi. İstanbul’da neredeyse bütün şube müdürleri görevlerinden alındı. İstanbul emniyet müdürlüğündeki basın odaları iptal edildi. Gazetecilerin emniyet müdürlüğüne girmeleri yasaklandı. Asayişle ilgili konularda üstlerinin ve bağlı olduğu bakanlığın haberi olmadan operasyon yapmaları yasaklandı. İki sene önce idi tahminime göre. Savcılar Diyarbakır’da ele geçen belgelere dayanarak MİT müsteşarını ifadeye çağırdı. İktidar bir gecede MİT müsteşarının ifadeye çağrılmasını başbakanın iznine tabidir diye kanunu çıkarıverdi. Bu olay iktidarı sıkıntıya sokacağı anlaşılmıştı. Hemen tedbirlerini aldılar.  MİT müsteşarını ifade vermekten kaçırdılar. Bu olayın benzeri şimdi yine yapıldı. Yönetmeliği değiştirdiler.

Bu yönetmelik daha önce değiştirilmiş olsaydı. İstanbul emniyet müdürünün ve içişleri bakanının haberi olmadan bu operasyon yapılamayacaktı. Şimdi ayni olayın tekrar yaşandığını var sayalım. Operasyonu yapan şube emniyet müdürüne bilgi verecekti. Ne diyecekti “elimizde bilgi ve belgeler var. Biz içişleri bakanının oğlu hakkındaki bilgi ve belgelere dayanarak operasyon yapacağız. Bunu için izin istiyoruz” deme durumunda olacaklardı. Emniyet müdürü içişleri bakanına “ sizin oğlunuz hakkında şu şube operasyon yapmak istiyor” diyecekti. İçişleri bakanın tamam izin veriyorum” demesini beklemek saf dillilik olurdu. Görevden aldıkları şube müdürlerini üslerine bilgi vermedikleri için görevden aldılar. Şimdi bu emniyetin içersinde böyle bir yapılanmanın olduğunu sağır sultan dahi duydu.

Başbakanın başdanışmanı MGK kararı basında yer aldığında açıklama yaptı. “Biz o kararı yok hükmünde saydık. Emniyeti cemaate verdik” dedi. Şimdi devlet içinde devlet var deme hakları yok. Çünkü siz devletin bir kurumunu cemaate verdi iseniz? Şimdi ah vah demenin hiçbir anlamı olmaz. Bakın bu olay nelere mal oldu. Emniyet bozguna uğradı. Yargıda huzursuzluk başladı. Görevden almalar ardı ardına geliyor. Bu olay nereye kadar gider bunu kestirmek çok zor. İstanbul cumhuriyet başsavcısının ve emniyet müdürünün bu olaydan sonra hükümet yetkilileri tarafından sıkça ziyaret edileceği gözlemleniyor.

Gelelim büyük millet meclisine: Milletin kürsüsünden Kürdistan milletvekiliyiz sözleri söyleniyor. Bu sözlere iktidar partisinden itiraz eden olmuyor. Yalnız muhalefet itiraz ediyor. Milletvekilleri birbirine hakaret ediyor. Küfür ediyor, yumruklar konuşuyor. Böyle bir mecliste ülke menfaatine bir karar alınabilir mi? Adeta bir birlerine düşman gibi hareket ediyorlar. Yolsuzlukla ilgili bir operasyon yapılmış. Daha önce bir deniz feneri olayı yaşanmış. Mehmet Dengir bir yolsuzluk olayından dolayı görevinden ayrılmıştı. İktidar bütçe kapanış konuşmasında hala biz yolsuzlukla mücadele etmeseydik. Ülke bu günkü refah duruma erişemezdi diyeceksiniz. Ülkede açlık sınırı 1.100 TL. Asgari ücret 800 TL.  Böyle bir ülkede refahtan bahsedilebilinir mi?

Güney doğu Anadolu’da devamlı olaylar oluyor. Sınıra yapılan duvarları protesto için polisle çatışıyorlar. Bunlara önderlik edenlerde BDP’li milletvekilleri oluyor. İyice gemi azıya aldılar. Fakat bunlara ses çıkaran olmuyor. Mecliste “Kürdistan milletvekiliyiz” diyorlar. Yani açıktan terör örgütünün sözcüsüyüz diyorlar. Kimseden ses çıkmıyor. Amma ülkenin genelkurmay başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekten hapiste yatıyor. Terör örgütü mensupları mecliste bunları söylüyorsa genelkurmay başkanına verilen cezanın kaldırılması gerekir. Ülkenin çivisi çıkmış bir kere ne yapılsa yapılsın bu çivi yerine oturmaz.  Çünkü iktidar şaşırmış durumda. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!

   NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!  

23 – 12 – 2013 Mustafa KOÇAL

 

  

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,17
  • EURO

    35,17% 0,00
  • GRAM ALTIN

    2246,71% 0,16
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44