Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


ÜLKEYİ BU DURUMA KİM GETİRDİ? -1-

ÜLKEYİ BU DURUMA KİM GETİRDİ? -1-


Bir zamanlar Tayyip Erdoğan bize 27 milyon dolar rezervi bıraktılar. Biz bunu 127 milyon dolara çıkardık. İşte biz buyuz diye övünüyordu. Ayrıca borç yiğidin kamçısıdır diyerek vatandaşı borçlanmaya teşvik ediyordu. IMF ye 23,5 milyon dolar borcu ödedik. Şimdi IMF ye borç veriyoruz diye göğsünü gere gere söylüyordu. Pekiyi bu günlere nasıl geldik?  İktidara geldiklerinde.

O zamana kadar gelmiş geçmiş bütün iktidarların yaptığı borç 220 milyon dolar idi. Şimdi ise borç 500 milyon doları aştı. Bu arada geçmiş iktidarların yapmış olduğu bütün tesisler satıldı. Milli servetimiz diyecek hiçbir tesisimiz kalmadı. 127 milyon olan dolar rezervi bitti. Borç yiğidin kamçısıdır diyerek vatandaş borca teşvik edildi. Vatandaşın o zaman bankalara borcu 5 milyon idi. Şimdi 500 milyon aştı. Devleti borçlu milleti borçlu duruma geldik. Geçmiş iktidarlar yaptıkları tesislerin parasını ödeyerek yaptırdı.

Şimdi ise ne yapılıyorsa yap işlet devret modeli ile yapılıyor. Yaptıkları tesislere para ödemiyorlar. Bu yapılan tesislere milli servetimiz demek için. Yapan şirket o tesisin borcu bitene kadar kullanacak. Bunda bile zarar ediyoruz. Çünkü bu şirketlere günlük gelir garantisi verilmiş. O günlük gelir tutturulamadığında açık hazineden karşılanıyor. Halk arasında devamlı telaffuz edilen bir söylem var. Geçmediğim köprüye geçmiş gibi para ödüyorum dediği gibi. Ülkenin mali geliri nereye gitti. Şimdi diyorlar ya? Dış güçler bizimle uğraşıyor diye. Dolar yükseliyor dış güçlere bağlanıyor. Ülkede olay oluyor dış güçlere bağlanıyor. Libya ya uçaklarla Kaddafi´yi devirenlere gönderilen paraların sorumlusu damı?

Dış güçler? Gülen cemaatine verilenlerde mi? Dış güçlerin sayesinde mi verildi? Barzani ye verilen paralarda da mı? Dış güçler etkili oldu? Gelelim en çok para gömdüğümüz Suriye konusuna. Suriye de ne işimiz vardı? Sorusu her zaman sorulan bir sorudur. Buna net cevap veren şimdiye kadar çıkmadı. Bundan sonrada çıkacağını zannetmiyorum. Suriye ile aramızı bozmak için sanki bahane aranıyormuş gibi bir durum ortaya çıktı. ABD başkanı Obama ben Suriye de Esat´ı istemiyorum. Bize yardımcı olun isteği üzerine Suriye ile ilişkilerimizi bozduk. Eskiden beri aramızda düşmanlık varmış gibi düşman oluverdik. Bu olay bize hem maddi hem manevi olmak üzere çok pahalıya mal oldu. Ayrıca güney sınırımızda terör örgütleri devlet kuracak duruma geldi. Ülke bu duruma İktidarın içeride ve dışarıda uyguladığı yanlış politikalar yüzünden gelmiştir. Her olayın nedenleri araştırılmadı.

Hiçbir karar mecliste alınmadı. Biz yaparsak olur politikası izlendi. Libya konusu meclise getirilmedi. Hatta ilk önce iktidar NATO´nun ne işi var Libya diye karşı çıktı. Fakat sonradan bu fikrinden vazgeçerek, Libya olayında önemli görev aldı. NATO güçlerinin savunulmasında deniz kuvvetlerimiz görevlendirildi. İzmir Libya olayında karargâh olarak kullanıldı. Suriye olayında da meclis devre dışı bırakıldı. Ülkenin önemli sorunları devlet sorunu olmasına rağmen mecliste halledilme yolu denenmedi. Sorunlar sanki iktidarın sorunu olarak görüldü. Hâlbuki bu sorunlar ülkenin sorunu idi. Ülkenin sorunları tek bir parti tarafında çözülmeye çalışıldı.

Biz yaparsak olur. Biz yaparız, biz biliriz düşüncesi ile hareket edilerek ülkenin hiçbir sorununa çare bulunamadı. Çare bulunamayınca hatayı kendilerinde arama yerine dış güçlere bağlandı. Terörle mücadele konusuna gelince, terörle müzakere edilmez mücadele edilir prensibine uymadılar. Müzakere etmeyi benimsediler. Gizli görüşmelerde aldıkları kararlar doğrusunda hareket ederek terör militanlarını adeta koruma altına aldılar. İlk etapta kandil ve mahmur kampında gelen teröristleri içeri aldılar. Bunlar sözde barışa katkı yapacaklardı. Militan devşirdiler. İktidarı kandırdılar. Sonra militanların sınır dışına çıkmaları anlaşması yapıldı.

Çıkıyor süsü verdiler çıkmadılar. Yine iktidarı kandırdılar. Yine Öcalan ile görüşmelerde barış süreci başlatılmasına karar verdiler. İktidar bir akiller gurubu oluşturdu. Bu akiller gurubu barış sürecini millete anlatmak için 7 bölgede 3 ay çalıştılar. Sonra dönemin başbakanına rapor verdiler. Milleti % 80´nin bu barış sürecilini istiyor dediler. Hâlbuki bu da doğru değildi. Çünkü toplantılara AKP il başkanlarının belirlediği isimler alındı. Böylelikler akillerde iktidarı kandırmıştı.

Bu PKK sorunu da mecliste görüşülmesi gerekirken iktidar kendi partisinin sorunu gibi gördü. Meclisi yok saydılar. Barış süreci başlatıldı. Ordunun elinden operasyon yapma yetkisi alındı. Mülki amirlerine verildi. Valilere PKK ya operasyon yaptırmayın talimatı verildi. PKK ülke içersinde istediği gibi hareket etti. Ben bilirim! Biz yaparsak olur. Düşüncesi kafalarına yer etmesinin neticesi başkanlık sistemini getirmiştir. Devamı yarın saygılarımla.

Türkiye laiktir laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE 16-07 -2018 Mustafa KOÇAL

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,29% 0,52
  • EURO

    35,13% 0,13
  • GRAM ALTIN

    2242,99% 0,73
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 1,42
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44