Amerika’da “Ulusal Muhafız” adıyla mevcudu yaklaşık 1,5 milyon kişilik
“Yedek Güç” vardır. ABD Kongresinin kararıyla kurulmuş bu yedek güç hem eyalet hem de federal hükümete bağlıdır. Görevi İç Güvenliği sağlamak, büyük toplumsal olaylara müdahale etmek, demokrasiyi ve parlamentoyu korumaktır.
Nitekim son parlamento baskınında ulusal muhafızlar, geldiler duruma el koydular ve demokrasiyi korudular.
Hemen her demokratik devletin, ülkeye yapılacak bir saldırıda düzenli orduların dağılması durumunda, halkı direniş için örgütleyecek yedek güçleri vardır.
Bunlar, konularında bilgili, vatan sevgileri ve ahlaki durumları bilinen vatansever kişilerden oluşur.
Türk Devletinin böyle bir organizasyonu var mıdır? Vardı, fakat AKP tarafından yok edildi!
Emekli asker-polis-güvenlik görevlileri-doktor-mühendis-öğretmen-İmam gibi kişilerden oluşan, bu yedek kuvvetler Türk Ordusu Komuta Heyeti tarafından organize edilir ve kendilerinden başka kimse bilmezdi.
Ayrıca bir işgal karşısında, düşmana karşı koymak ve savaşmak için ülkenin belli yerlerinde harp silahları depolanırdı.
Bir adı Seferberlik Tetkik Kurulu diğer adı Özel Harp Dairesi idi.
Bu milli kurum Genelkurmay Başkanlığa bağlıdır ve “Kozmik Oda” denen, içinde önemli devlet sırlarının bulunduğu yer de, buranın içindedir.
AKP, CIA elemanı FETÖ ile iktidarı ortağı iken, “Askeri Vesayeti Kaldırmak” palavrasıyla ve Bülent Arınç’a yapılan sözde suikastı gerekçe göstererek, Kozmik Odaya “Devlet Düşmanı” FETÖ militanlarını soktu.
Türk Devletinin sırları FETÖ eliyle önce CIA’ya, oradan Mossad’a ve PKK Narko-Terör örgütünün eline geçti.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bu operasyon sonucunda
Türk Devletinin terör örgütlerine gizli olarak yerleştirdiği 833 vatan evladının, teröristler tarafından öldürüldüğünü açıkladı. AKP, bu olayı örtbas etti.
Sadece bu olay bile, sorumluların Yüce Divanda yargılanmalarını gerektirir.
AKP’ye göre ister emekli ister muvazzaf olsun, konusunda uzman en az iki lisan bilen bir askerin, ülke meseleleri hakkında konuşması “Askeri Vesayettir.”
Fakat, kafası hala ortaçağ da olan eğitimsiz bir köy imamının, ülke meseleleri hakkında konuşması ise “Demokrasidir.”
Bu anlayışla, Türk Ordusunu düşman olarak gören AKP, kendi “Muhafızlarını” yetiştirdi ve hala yetiştirmeye devam ediyor. Düşmana karşı mı? Hayır!
Peki, kime karşı? Onu, muhafızların Saraydaki komutanına soracaksınız!
Kimler bu muhafızlar?
Başında üst rütbeli eski askerlerin olduğu SADAT denen paralı askerler.
MEHDİ için hazırlık yaptıklarını, İslam Anayasası hazırladıklarını, Başkenti İstanbul, resmi dilinin Arapça olacağı İslam Devleti kurmak amaçlarını televizyonlarda söyleyen SADAT Başkanı Emekli General ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı!
Osmanlı Ocakları-HÖH Halk Özel Harekat gibi özel kuruluşlar!
Türkiye’de yerleşmiş, silahlı El-Nusra ve diğer radikal dinci örgüt militanları!
Diyanet İşleri Başkanlığının yönettiği, sayıları 450 bin olarak planlanan “Cami Gençlik Kolları!”
İçişleri Bakanlığı kadrosuna alınan 200 bin bekçinin büyük bölümü!
Mafya elemanları ve Suriyeli sapıklardan oluşan gruplar!
İşte size AKP’nin “yerli ve milli” (!) muhafızları!
Bu çabalar tarihte çok denenmiştir, ama başarılı olan yoktur. Boşa gayrettir ve her deneme tarihe silahlı isyan olarak kaydedilmiştir.
Türk Milleti ayağa kalktığı an yarasaların, sülüklerin tamamı geldikleri gibi kaçarak gideceklerdir. Hadi uyanalım artık, çok uyuduk!
Ne Mutlu Türküm Diyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Ocak 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
