Bir ülkeyi yok etmek istiyorsanız Milli eğitimi ile oynayın derler. Bizim milli eğitimizde değişikliğe uğratıldı. 4+4+4 sistemi uygulamasına geçildi. Milli eğitim aracılığı ile Atatürk unutturulmaya çalışılıyor. Önce biraz Atatürk ten bahsedelim. Atatürk ne yapmıştır? Hıristiyan olanların ülkemizi işkâl etmesini içerisine sindirmemiştir. Bunlara karşı milli mücadeleyi başlatmıştır.
Millî mücadeleden zaferle çıkarak ülkeyi kelimeyi şahadet getirenlere teslim etmiştir. Böyle olmamış olsaydı? Ne olurdu? Türkiye Cumhuriyeti devleti olmazdı. Anamız babamız belli olmazdı. Minarelerimizden yurt sathına ezan sesleri dalga dalga yayılmazdı. Camilerde ibadet edemezdik. Dinimizi özgürce yaşayamazdık. Özgür olmazdık. İsmimiz Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet olmazdı. Hıristiyanlardan ülkenin alınması ve Müslüman Türk milletine teslim edilmesi bir nimet değil midir? Dünyada bazı devletler Atatürk’ü ders kitabı olarak çocuklarına okutuyor.
Yabancı bir ilim adamı şöyle diyor. “Atatürk gibi bir deha 100 senede bir gelir. Buda Türklere nasip oldu” diyor. Bu bizim beğenmeyip yerden yere vurmaya çalıştığımız Atatürk dünya devletleri tarafında asrın lideri seçiliyor. Bununla gurur duymamız gerekir. AKP iktidar olduğu zaman şöyle bir şey söyledi. “Biz dinine, kinine sahip çıkacak nesil yetiştireceğiz” demişti. Sanki hali hazırdaki nesil dinine sahip çıkmıyormuş gibi bir söylemde bulundular.
Dinine sahip çıkmayı anladık da kinine sahip çıkacak nesli anlamamış idik. O zaman ne kastedildi bunu anlamakta zorlanmıştık. Zannedersem Atatürk kastedilmiş. Şimdi anlamaya başladık. 4+4+4 sistemi ile okullar imam hatip okullarına dönüştürüldü. Öğrenci çocuğumuz olmadığı için okulların durumunda haberimi olmuyor. Artık okullarda din ağırlıklı eğitim yapılıyor. Pozitif ilim dersleri seçmeli ders olmuş. Eskiden din dersleri seçmeli ders idi. Şimdi pozitif ilim dersleri seçmeli olmuş.
Eskiden öğrencilerimizin başarısı Avrupa da sırlamaya giriyordu. Şimdi alt sıralarda yer alıyor. Nedeni gayet basit! Pozitif ilim derslerinin seçmeli ders olmasıdır. Son zamanlarda ilim adamı sıkıntısı çekiliyor. Son virüs olayında bilim kurulu oluşturuldu. İçlerinde orta yaşlı kişi yok denecek kadar az. Çoğu yaşlı kişiler. Bu okullarda okuyan çocuklar pozitif ilimden yoksun yetişirse olacağı budur. İmam hatipler vasıtası ile dinine sahip çıkacak nesil yetiştirildi. Eskiden okullarda milli şura sahip çocuklar yetiştiriliyordu. Çocuklar her sabah derse başlarken andımızı okurlar ondan sonra derse başlanırdı.
Biz öyle yetiştik. Andımız çocuklara milli şuur enjekte ediyordu. Andımızın kaldırılmasını birileri istedi diye kaldırıldı. Ne imiş ırkçılık içeriyormuş. Sırf içerisinde Atatürk ve Türk kelimesi geçiyor diye kaldırılmıştır. Anayasa andımızın kaldırılma kararını bozdu. Tekrar okutulmasına karar verdi. Milli eğitim bakanı hala okutmuyor. Eskiden de imam hatip okulları vardı. İsteyen çocuğunu o okullara gönderebiliyordu. Kimsede sen çocuğunu şu okulu göndereceksin demiyordu. Çocuklarımız pozitif ilim öğreniyordu. Nereden nerelere geldik. Bugün yetişen nesillere Atatürk unutturulmak isteniyor.
Ülkemi düşman istilasından kurtarıp bize özgür bir ülke teslim eden böyle bir kişi bizim baş tacımızdır. Mehmet Ali Şahin bir ara şöyle demişti. “Kimseyi birisini sevmesi için zorlayamazsınız demişti”. Bu söylemle Atatürk’ü kastetmişti. Biz Atatürkçüler olarak kimseye Atatürk’ü sevin demiyoruz. Gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz diyoruz. Yarın ayni kanoya Milli eğitim ne yapmak istiyor. Onunlar devam edeceğim. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜEKÜM DİYENE!
13-06-2020 Mustafa KOÇAL
