Siyasetçi şaşırıp doğru yoldan sapar, para ve güç hastalığına kapılırsa onun düzelmesi mümkün değildir.
O artık “Şaşkın” biridir. O kadar şaşkındır ki “Selamünaleyküm” der ama
Cami yerine Kilise’ ye girer!
Şaşkınlıktan çareyi de kurtuluşu da, yanlış yerlerde arar.
Tıpkı, sürekli salatalık maskesi yaparak, Allahın vermediği güzelliği “Hıyar’ da” arayanlar gibi!
Öylesine şaşkındırlar ki, çevrelerindeki olayları analiz edemezler ve tuzağa düşerler. Hem kendilerinin hem de ülkelerinin başını derde sokarlar.
Hâlbuki biraz okusalar, bilenlere danışsalar çıkışı görecekler ama nafile!
Örnek verelim;
Erdoğan ve AKP uyguladıkları yanlış Ortadoğu politikasıyla başımızı öyle bir belaya soktular ki, önümüzdeki günlerde Türkiye’yi felaketler bekliyor!
Türkiye “Sıcak Savaş’a” girmek üzere…
Erdoğan ve AKP şu dünya gerçeğini göremedi;
Ortadoğu ülkelerini dik tutan, onları dolaylı olarak koruyan ve “Devlet Geleneği” olan iki ülke vardır. TÜRKİYE- İRAN.
Türkiye parçalanırsa, İran da bütünlüğünü koruyamaz.
Hedef zaten bu iki devletin parçalanmasıdır. Bunlar parçalanırsa, Ortadoğu’da çok sayıda aşiret devletleri oluşacak ve hepsi Büyük İsrail Devletinin köleleri olacaktır.
Bu planın Emperyalist Devletler tarafından dünyanın çeşitli bölgelerinde
“Hedef Ülkeler” için uygulandığını Erdoğan ve AKP Hükümeti göremediler.
IŞİD denen terör örgütünün önüne Türkiye’yi hedef yaptılar.
Türkiye, Erdoğan’ın ABD’den açıkladığına göre, savaşa girmek üzere…
-Erdoğan, “Haftaya Şam Emevi Camiinde namaz kılacağız, inşallah”
demedi mi? Dedi!
-Kılabildi mi? Hayır, peki ne oldu?
-Esat, 2 Milyon Suriyeliyi bize gönderdi hem de içlerine binlerce El-Muhaberat elemanlarını da katarak.
-IŞİD şimdiye kadar 150 bin insanı Türkiye’ye sürdü. Bu hafta 450-500 bin kişi daha sürecek!
-Türkiye ekonomisi bu yükü daha ne kadar kaldırabilecek?
-Bu göç dalgaları esnasında, ülkeye giren kaçaklar-istihbarat elemanları nasıl kontrol edilecek?
Bir Örnek daha verelim;
Daha düne kadar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Güney sınırında iki bayrak vardı;
Irak Bayrağı ve Suriye Bayrağı.
Şimdi;
PYD/PKK Bayrağı- Özgür Suriye Ordusu Bayrağı- Suriye Arap Cumhuriyeti- İslami Cephe Bayrağı- Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Bayrağı ve IŞİD Bayrağı.
Tam altı bayrak!
Bu gerçek, Erdoğan-Davutoğlu-AKP Hükümetinin dış politikasının iflası demektir. Yüzü olan utanır!
Yazının başında dediğimiz gibi, para-güç hastalığına yakalanan siyasetçinin iflahı mümkün değildir.
İşte o zaman, geçen hafta “Terör Örgütü” diyemediğiniz bir katiller çetesine karşı yapılacak müdahale için bugün, “Üzerimize Düşen Görev Neyse Yaparız” dersiniz. Dedirtirler size!
Hâlbuki Bağımsız ve Onurlu bir devlet başkanı;
“TC Devleti, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını, her türlü terör örgütüne karşı korur ve dostlarıyla işbirliği içinde terörle mücadeleye devam eder” derdi…
Ne demişti Denizli’den Halil Arık Bey’in rahmetli ninesi; “Uçkurun ucunu ele verene, kucağındaki çocuk kimin diye sorulmaz.”
Not:
Dün Buca’da iki dostum ile öğle yemeği yedim. Dönüşte bir arkadaşımın işyerine uğradım.
Laf-lafı açtı sohbet koyulaştı. Adının Muammer olduğunu söyleyen bir delikanlı, önüme bir Sözcü Gazetesi attı, Türk Askerine taş atan bir kadını göstererek sordu;
“Bu kadının gözleri ne renk?”
Ne bileyim o hainin gözlerinin rengini, dedim.
“Ben söyleyeyim” dedi; “Bunların gözlerinin rengi KAHPERENGİ…”
Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Eylül 2014
Rifat Serdaroğlu
