Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


VATANA İHANET

VATANA İHANET


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

İhanet kelimesi her nedense ülkemizde çokça kullanılan bir kelime haline geldi. Bu ihanet kelimesi vatana ihanet olarak da kullanılıyor. Vatana ihanetin cezası kanunlarımıza göre idamdır. Muhalefet ülkenin menfaati doğrultusunda bir eleştiri yapsa, iktidar tarafında “bu ülkeye ihanet etmektir” diye suçlanıyor. Ülkeye ihanet bu kadar basite indirgenemez. Şayet iddialarının belgesi varsa. Divanı harp de yargılanırlar. Vatana ihanet demek çok ağır bir ithamdır.

Açılım sürecinde de bu ithamı çok duyduk. “Açılıma karşı çıkanlar anaların ağlamasını isteyenlerdir. Bunlar kanla besleniyor. Bu ülkeye ihanettir” denilmedi mi? Bu Suriye olayında da kullanıldı. CHP’nin dış ülkelere gezilerin de, “ülkesini şikâyet ediyorlar” bu ihanettir denilmedi mi?  Bunun örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Muhalefet sözlerinden dolayı ihanetle suçlamaya maruz kalıyor. Fakat ülkeye esas ihanet edenlere böyle bir suçlama yapılmıyor. Bu ülkeye ihanet eden PKK değil midir? Ülkeyi bölmeye çalışmak demek ihanet değil de nedir? Ülkenin askerini, polisini kalleşçe tuzak kurarak şehit etmek, İhanet değil midir? Kamu binalarını, okulları, şantiye basıp oradaki araç gereci yakmak, tahrip etmek ihanet değil midir? Daha neler sayayım?  Bunlar söz değil. Bunlar fiili olaylardır. Bunların bu yaptıkları ihanet olmuyor, olmuyor ki? Bunlara ihanet kelimesi kullanılmıyor. Muhalefetin sözleri ihanet oluyor.

Açılım gereği sınır dışına çekileceklerdi. Bu yol denendi! Sınır dışına çıkmıyorlar diyenlere bin bir türlü laf söylendi. Başbakan Ahmet Davutoğlu kendisi itiraf etti. “Çekilmediklerini biliyorduk. Millette infial uyandırması diye gizledik” demedi mi? Bu milleti kandırmak değil midir?  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “ bizi kandırdılar” demişti.

AKP seçim sürecini rahat geçirebilmek için. Ayni yolu denemeye çalışıyor. Silahlarını bırakıp çekilecekler deniyor. Bu yol denendi, olmadı. Bu yolun tekrar denenmesi halkın seçimlere kadar oyalanmasıdır. Sandığa kadar gidip sandıktan başarılı çıkmaktır. İktidar bunu söyleye dursun kandildeki terörist başı Murat Karayılan “hareketimizin gündeminde silahsızlanma, silahlı güçlerimizin çekilmesi gibi bir şey kesinlikle yoktur” diyor. KCK’nın yürütme konseyi üyesi Sabri Ok’un açıklaması devletin ne kadar aciz duruma düştüğünü göstermekte dedir. “Eğer çekilmesi gereken bir güç varsa, o da işgalci güç konumunda olan ordu ve polistir. Türkiye demokratikleşip Kürt sorunu çözülmediği müddetçe, (önce özerklik sonra Kürdistan) ordu ve polisin konumu böyle olacaktır.  Türk devleti ve ordusu yaptığı saldırıları durdurmalıdır. Karakol, baraj ve güvenlik bahaneli yol yapımlarını durdurmalıdır. Nerde ise Kürt nüfusunun yarısı kadar olan asker ve polisi Kürdistan’dan çekmelidir”

Sabri Ok devam ediyor. Bakın neler söylüyor. “Hareketimiz, halkımıza karşı suç işleyen kişi ve kesimleri gözaltına alma ve tutuklama hakkına sahiptir”.  PKK’nın yaptıklarına bakıldığında bölgenin ve açılımın gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Davutoğlu “ öncelikle kamu düzenin sağlanması” diyor. Başbakanın danışmanı “bölgede 11 il de alan savunması PKK’nın elinde” diyor.

Okullar yakılıyor, kamu binaları tahrip ediliyor. Türk bayrakları indiriliyor, yakılıyor, Atatürk heykelleri parçalanıyor.  Devlet yolları trafiğe kapatılıyor. Askerler kalleşçe şehit ediliyor. Yol kesip kimlik kontrolü yapılıyor.  Resmen bizde halkımıza karşı suç işleyenleri gözaltına alır. Tutuklarız buna hakkımız var diyorlar. Devlet bu kadar aciz duruma düşürüldükten sonra, başkalarını vatan ihanetle suçlamak kimseyi kurtarmaz. Esas vatan ihanet edenler bunlardır.

Bu durumları vatandaşlarımızın düşünüp değerlendirmesi gerekir. Bu senaryoları seçimlerde gördük. Ayni senaryo yine oynanıyor. İktidar milleti kandırdıklarını açıkça itiraf ediyor. Sınır dışına çekilmediklerini biliyorduk. Milleten bunu gizledik diyen. Başbakanın kendisi değil miydi? Şimdi ayni senaryo yine önümüzdedir. Silahların gölgesinde barış olmaz. Silahları konuşarak isteklerini iktidara kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu devlet bu kadar tehdide boyun eğmemelidir. Başbakan Davutoğlunun  meşhur bir sözü vardır. “ Hiçbir kimse sabrımızı test etmeye kalkışmasın” der. Bu kadar sabır, sabır taşını bile çatlatır. Şayet AKP seçimlerde hedefine ulaşırsa siz sızlanmayı o zaman görün. Keşke şöyle yapsaydım! Böyle yapsaydım da! Bu vebale ortak olmasaydım diyenler. Onun için bu olayları iyi düşünerek değerlendirmek gerekiyor. Büyük Kürdistan’ın birinci ayağı Irakta, ikinci ayağı Suriye de, üçüncü ayağı da ülkemizde kurulacaktır. Sonra birleşip büyük Kürdistan oluşturulacaktır. Bunu görerek tarafımızı belirlemeliyiz. Ne muhalefet nede bu konulara eleştiri getirenler vatan haini değildir. Vatan hainleri yaptıkları eylemlerle kendilerini milletin gözünden kaçırmayan PKK’dır. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!

Yaşasın Atatürk milliyetçiliği!

Yaşasın Türk milleti!

Yaşasın Atatürk’ün askerleri!

Yaşasın Atatürk sevdalıları!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 26- 11- 2014 Mustafa KOÇAL

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,16% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2240,47% -0,12
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44