Aran KARAN


YARINLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM

YARINLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM


  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  verilerine göre 2018 yılında 6 yaş ve üzeri nüfusta okuryazarlık oranı Türkiye genelinde yüzde 96,74 olarak açıklandı. Oranın yüksekliğini görünce hepimizin gururlanıp, koltuklarının kabarması lazım ama ne yazık ki kazın ayağı hiçte öyle değil. Bu yüksek orana rağmen; toplum olarak maalesef yeteri derecede okumuyoruz, gerek eğitim düzeyimiz, gerekse okuma alışkanlıklarımız Avrupa standartlarının çok çok altında. Bu gün hala toplumda okuduğunu anlamakta ya da öğrendiklerini ifade etmekte sıkıntı yaşayanlarımızın sayısı azımsanamayacak kadar çok. Birçoğumuz için okumak adeta bir ıstırap teşkil ediyor. Oysaki yeni bir şeyler öğrenmenin, bilgiye ulaşmanın anahtarı okumaktan geçiyor.

   Okumak, araştırıp sorgulamak bilgiye ulaşmanın en temel yoludur. Biz de ise genelde her şey kulaktan kulağa söylenen bilgilere dayanır. Gerçekleri araştırıp sorgulamak yerine, yaratılan algı operasyonlarıyla bize anlatılanlarla yetinir, gördüklerimize inanırız. Başta Siyaset olmak üzere, her konuda kendi görüşümüzü ifade eden yayınları takip eder, karşı görüşe asla tahammül etmeyiz. .

 Yaşadığımız toplumda maalesef birçoğumuzun bilgi ve birikimi sağlam temellere dayanmıyor.  Aslında toplum olarak her işin kolayına kaçıyoruz. Nasıl olsa o işi yapan birisi çıkar düşüncesiyle Sorumluluklarımızı hep başkalarının sırtına yüklüyoruz. Her konuda duyarsız ve tepkisiziz. Araştırıp, sorgulama gereği duymuyoruz. Eleştirilerimiz yapıcı ve yol gösterici eleştirilerden oldukça uzak. Yapılanı aşağılayan, değersizleştirip, basitleştiren bir dünya görüşümüz var. Karşımızdakini kırarak küçümseyici ve alaycı bir üslupla hoyratça konuşuyoruz. Durum böyle olunca da İletişimsizliğin sürekli arttığı, konuşma ve uzlaşma kültürünün gitgide yok olmaya başladığı kaba bir toplum olma yönünde hızla ilerliyoruz.

  Kitap, gazete ve dergi gibi yazılı görseller sadece renkli baskılarıyla gözlerimize hitap ediyor. En büyük bilgi kaynağı olan kitaplar kütüphanelerde aksesuar olarak sergileniyor.  Günlük gazetelerin başlıklarını okuyup şöyle bir baktık mı yetip de artıyor? Gazeteleri koskoca spor sayfalarından ibaret sayarak güncel, kültürel ve ekonomik haberlerden bihaber yaşıyoruz.

 Bu gün için 21.yüzyıl Türkiye´sinde hala okuma ve yazma bilmeyen bireylerin mevcut olduğu hatırı sayılır bir nüfusa sahibiz. Uzun yıllardır kısa vadeli günlük politikalar ile hep geçici çözümler ürettiğimiz eğitim politikaları, 2002 yılından bu güne tek başına iktidar konumundaki AKP hükümeti döneminde de tam olarak başarılı olamadı. Daha öncesinde koalisyon hükümetlerinin kendi içlerinde yaşadığı istikrarsızlıklara bağlanan başarısızlık, maalesef tek başına iktidar olma avantajına sahip AKP döneminde de devam etti. 16 yıldır iktidar da olan AKP bu süreçte Eğitim alanında tam 7 kez bakanlık koltuğunu değiştirdi. Neredeyse ortalama iki yılda bir bakan değişirken, her gelen bakanın kendi kafasına göre değiştirdiği yeni sistemlerle devamlılık bir türlü sağlanamadı. Bu süreçte hemen hemen her yıl değiştirilen ve arapsaçına dönen sınav sistemleri karşısında çocuklarımız ve ailelerimiz olumsuz etkilenirken, istikrarsız ve devamlılığı olmayan eğitim politikaları eğitim öğretim sistemini sekteye uğratarak yeni tartışmalarla birlikte yeni sıkıntıları da beraberinde getirdi.

    Unutulmamalıdır ki, Eğitim ve Öğretim de yakalanan başarılar ülkelerin modernlik ve gelişmişlik düzeyinde önemli bir yer teşkil eder. Eğitim sayesinde özgüveni gelişen, bağımsız ve özgür bir düşünce ile toplumun ilerlemesi için mücadele eden bireyler Ulusal Kalkınmada büyük rol oynarlar. Şayet güçlü ve her anlamda bağımsız bir ülke olmak istiyorsak eğitim ve öğretime çok ama çok önem vermeliyiz.  Ülke olarak devamlılığı olan güçlü eğitim politikalarımızı bir an önce hayata geçirmeliyiz. Bu uğurda Bakanlık seviyesinden başlayarak, bürokratından idarecisine herkes sorumluluk alarak taşın altına elini koymalı ve Yarınlarımıza Sahip çıkacak idealist öğretmenlerimizle topyekûn bir eğitim Seferberliği başlatmalıyız.  Ekonomik, Siyasal ve sosyokültürel boyutlarda geri kalmışlığın en ibret verici vesikasıdır, eğitimsizlik? Bizlerde bireyler olarak okumanın önemini kavrayalım ve toplum olarak daha fazla okuyalım. Dinimizin de ilk emri olan okumayı kendimize ilke edinelim. Cehaletin hüküm sürdüğü Kaos ve kavga ortamlarından uzaklaşarak, Aydınlık ve güler yüzün egemen olduğu yarınlarımıza biraz da kendimiz sahip çıkalım.        

06 / 11 / 2018 Aran KARAN

twitter.com/adige1864arnkrn                                                                                       

arnkrn1907@gmail.com                                                                        

  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,60% 0,27
  • EURO

    34,77% 0,34
  • GRAM ALTIN

    2410,39% -0,91
  • Ç. ALTIN

    3997,01% -1,87
  • Salı 28.5 ° / 14.1 ° false
  • Çarşamba 26.4 ° / 14.4 ° Güneşli
  • Perşembe 21.3 ° / 10.9 ° Güneşli

Balıkesir

23.04.2024

  • İMSAK 04:40
  • GÜNEŞ 06:13
  • ÖĞLE 13:12
  • İKİNDİ 16:58
  • AKŞAM 20:01
  • YATSI 21:27