Yıl 1986…
Çocukluğumun yeşil-mavi Bandırması gençliğimde giderek beton yığınına dönmüş…
Baktım; Hacıyusuf Mahallesi’nin bahçeli 2-3 katlı evleri yıkılıp daracık sokaklarına 7-8 katlı apartmanlar yapılıyor…
Baktım; özellikle; Atatürk Caddesi, İnönü Caddesi ve Kaşif Acar Caddesi’nde güzelim çınar ağaçları, akasya ağaçları kesile kesile yok ediliyor…
Fotoğraflarla sabit; tahminen yıl 1955 olabilir, ışıklı kavşak Pinti Bekir’in köşesinden PTT’ye kadar olan kaldırımlardaki ağaçlar adeta koruluk gibi…
Hadi diyelim orta refüjdeki ağaçlar yol genişlemesi için kesilerek refüj de kaldırıldı…
İyi de, kaldırımdaki ağaçlar kimin neresine battı?
Buradaki ağaçlar kaldırıldıktan sonra bu sıradaki işyerleri olanlar güneşten adeta yanmaya başladı.
1980’li yıllarda İller Bankası alt yapı işleri yapılırken ve bittikten sonra da Bandırma adeta çamura bulanmıştı.
İşte bu gelişmeler bana kalemi elime aldırmıştı…
Yıl 1986…
O kadar işin arasında 8 sayfa tutan şikâyetname gibi yazdığım bir yazıyı Gürses Gazetesi patronu rahmetli Şemsi ağabeyime verdim.
Sonra baktım bizim şikayetname mektubu Bandırma Gürses Gazetesi’nde “Yaşadığımız Bandırma” adıyla köşe yazısı olmuş.
O kadar uzun yazmışım ki 2 gün yayınlandı.
Bandırma GÜRSES de her yazımın konusu “Yaşadığımız Bandırma” idi…
Yahu ne istiyorsunuz ağaçlardan?
Bandırma 1. derece deprem kuşağı üzerindeydi; dikmeyin bu apartmanları yukarıya doğru…
Bandırma birinci derece deprem kuşağı altında daracık sokaklara yüksek katlı apartmanlar yapılmasın istedim.
Daracık Saatçiler Sokak, 3 katlı bir binanın 8 kat olmasın istedim…
Neye dikiyorsunuz daracık sokaklara 8 katları?
Caddelerimiz bile dar mı dar!
Biz öyle dememişiz…
Hacıyusuf Mahallesi öyle çok apartmana boğuldu ki Bandırma’nın her tarafından abide gibi görülen eski 1. Okul, bugünkü Öğretmen Evi adeta yok oldu.
Bandırma’nın hâkim rüzgârı poyrazın önü kesildi…
Çocukluğumun yeşil-mavi Bandırması gençliğimde giderek beton yığınına dönmüştü…
Son yıllarda ise…
Yukarsını boş gören yapımcılar gözlerini 600 Evler Mahallesi ile Hacıyusuf’un bahçeli evlerine dikmişler…
Villa tipi Bahçeli Evler ile 600 Evler Mahallesi’ndeki tamamı bahçeli 1-2 katlı binalar 5 katlara çıkmaya başladı…
Ama işte depremler kapımıza dayandı…
Ne zaman kapıyı çalacağı hiç belli olmaz…
İzmir sallandı Bandırma huylandı!
İmar komisyonlarının hedefleri, gözleri neden hep daha yükseklerde, biraz daha yükseklerde?
Her gelen belediye, imar izni verirken neden yanındaki binadan daha yüksek olmasına izin veriyor?
Her gelen belediyenin ilk işleri plan değişiklikleri yapmak oluyor…
“Hayır” diyen var mı?
Plan değişiklikleri hayırlı bir işe vesile olsa neyse de!..
Mesela; depremle ilgili ne gibi bir plan değişikleri var mı belli değil…
Onun için diyorum ki yukarısını boş görüp dikmeyin bu apartmanları daracık sokaklara…
Herhalde dikene değil diktirene de bakmalı…
Ama deprem kapıda!..
11-11-2020 ERDEM ÖZCAN
