AB’ nin Libya olayları nedeniyle uygulamaya koyduğu ‘İrini Harekatı’ çerçevesinde Libya’ya gıda maddeleri götüren Türk gemisi Rozaline A’yı açık denizde durdurularak 16 saat süreyle Alman askerleri tarafından arama yapılması yine yeni ve de çok ciddi bir sorunla karşı karşıya kalmamıza neden oldu. Ve bu soruna yakından baktığımızda Alman harp gemisine arama talimatını veren kişinin de gemi komutanlığını elinde bulunduran Yunanlı bir Amiral olmasını ise olaya farklı bir boyut kazandırdığını düşünüyorum.
Özellikle komşumuz Yunanistan’a baktığımız da Doğu Akdeniz ve Libya ile ilgili olarak başlayan sorunlarda arkasına aldığı başta Fransa ve Almanya olmak üzere AB ülkelerinin verdikleri desteklerle ülkemize karşı uzlaşmaz tavırlar içinde siyaset yapmaya çalıştığını görüyoruz.
Hatırlarsak eğer aynı Yunanistan tas tamam 100 yıl öncesinde de o dönemlerde dünyanın süper gücü olan İngiltere ve Fransa’nın desteği ile 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkarak Anadolu’muzu işgal etme teşebbüsünde bulunmuştu. Ama bunu başaramadı ve 9 Eylül 1922 günü Büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ müzün kahraman askerlerinin İzmir’e girmesiyle tası tarağını toplayıp Anadolu’yu terk etmişlerdi biliyorsunuz.
Ve bu gün geldiğimiz noktaya baktığımızda 100 yıl önce yaşadıklarımıza benzer senaryoların yazılmaya çalışıldığını, hak ve hukuklarımızın görmezden gelindiğini ve eskiden olduğu gibi karşımıza yine AB’nin yönlendirme veya destekleriyle Yunanistan’nın çıkarılmaya çalışıldığını görüyoruz.
Yunanistan’nın amacı ne olabilir? Veya ABD ve AB ülkeleri gibi ülkelerin böylesi bir olayla neyi planlıyor olabilirler acaba? Dikkat edersek eğer şu silah yardımı meselesi Azerbeycan Ermeni savaşı sırasında da dile getirilmişti. Hatırlanacağı gibi Libya iç savaşında hatta bizim katıldığımız Suriye iç savaşında da Türkiye silah yardımı yapıyor haberleri ile karşılaşmıştık. Ve bu son olayda da sanıyorum bu silah yardımı üzerinden Türkiye’nin uluslar arası kamu oyu önünde yükselen prestijini bir şekilde düşürmeye dönük planlar olarak görüyorum. Ve bu bağlamda gemide 16 saatlik yapılan aramada bir silah bulunamamış olması Türkiye adına büyük bir diplomatik kazanç olurken karşıda yer alan başta Yunanistan olmak üzere diğer ülkeler üzerinde büyük bir mahcubiyet yaratmıştır.
Yaşanan bu olayla birlikte Yunanistan’nın yapabileceği en iyi şeyin, Türkiye ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirerek bozucu değil yapıcı, iyi niyetli adımlara yönelme olabileceğini düşünüyorum. Bunun da hem Yunan halkının hem de olabilecek dostluklarla Türk halkının birlikte, huzur içinde yaşanabilecek bir coğrafya için gerekli olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak komşumuz Yunanistan’dan aramızdaki sorunların çözümü adına iyi niyetli adımları beklerken bizim de ülke siyaseti olarak özellikle dış siyaset üzerine birlikte hareket ederek, tavizsiz, sert duruşlar sergilememiz gerektiğini, bunun da ülkemizin uzun süreli dış politika kazanımları üzerinde olumlu yansımaları olabileceğini mutlak görmemiz gerekiyor.
