Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


ZENGİNDİR FAKİRİ SEVMEZ

ZENGİNDİR FAKİRİ SEVMEZ


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Fakirlik ayıp değil. Zenginlik de ayıp değil.  Ayıp olan sonradan görmeliktir. Zengindir fakiri sevmez. Yanarsın insafa gelmez. Sonradan görmeden hayır gelmez. Ben buraya nereden ve nasıl geldim! Diye düşünmeden dalga geçer. Eski içişleri bakanı Muammer Gülerin 17 Aralık sabahı oğlu ile yaptığı telefon görüşmesindeki konuşmadan bahsediyorum. Arama yapmak için oğlunun evine ekip gelince babasın arıyor. Oğlu savcının ismini söylüyor. Babası ne buldular? Oğlu daha aramaya yeni başladılar.                      

-         Evde ne kadar para var oğlum?

-         Üç beş kuruş kalan para!

-         Kaç para?

-         Sen biliyorsun! Bir trilyon kadar,

Anladığım kadarı ile senin, Reza zarrab’la bir rüşvet ilişkinden bahsediyorlar. Diyeceksin ki “benim bir danışmanlık ilişkim var. Gayri resmi yapıyorum. Babanın evdeki paralardan haberi olduğu konuşmadan anlaşılıyor. Neden eve aramaya geldiklerini hemen anlıyor. Senin rüşvet ilişkinin olduğundan bahsediyorlar diyor. Paranın kaynağı için de gayri resmi danışmanlık yaptığını söyle diyor. Danışmanlık yapanlar bu kadar para kazanıyorsa pes doğrusu. O yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan bu damı yalan? Danışmanlık yapmış bir oğlan buda mı yalan? Bu danışman trilyoner oğlan 70 bin TL ev kirası ödüyor. En lüks arabalara biniyor. En lüks yerlerde eğleniyor. Ondan sonrada artan parasını evde kasalarda biriktiriyor. Babası evde kaç para var? Diye sorduğunda. Üç beş kuruş diyor. Babası tekrar oğlum kaç paran var? Dediğinde! “Bir trilyon civarında” diyor. Danışmanlıktan bu kadar zengin oldu ise. Ya birde başka iş yapmış olsaydı?  Her halde Türkiye’nin bütçesi kadar parası olurdu.

Muammer Güler fakir bir ailenin çocuğu olduğunu söylüyor. Yani zengin olmak için alt yapı yok. Alt yapı babanın bakan olmasıdır.

Böyle bir zenginliğe ulaşmışsın. Trilyon paran var. Dalga geçer gibi birde üç beş kuruş diyorsun. İşte bu sonradan görmeliktir. Parayı gördükçe hırslanmış. Hırslandıkça saldırmış. Saldırdıkça çamura batmış. Şimdi battığı çamurdan çıkmak için. Hiçbir şey olmamış gibi olayın üzerinin örtülmesine çabalıyorlar. Bu paraları kendisinin sadık dostu olduğunu zannetmiş. Her kasaya para koyduğunda ejderha gibi bir canavar beslediğini görememiş. Para dost olarak görünür fakat en büyük düşman paradır. Tabii her para düşman değildir. El emeği, göz nuru, alın teri akıtılarak helalinden kazanılan para dosttur. Haydan gelen huya gider. Cebinde haram para olanın eli cebinden çıkmaz. Haram para mutlaka haram olarak elde edildiğini bir yerde ortaya çıkar. Haram paranın bereketi olmaz. Bir yerler den mutlaka çıkar.

Öyle olaylara şahit olduk ki. Kendisi haram para yer. Bir gün gelir. O yediği hurmalar boğazını tırmalar. Evine haram para götürenlerin aile saadeti geçici olur. Allah bu haram paranın emarelerini mutlaka o kişiye gösterir. Bazılarına dert verir, çektirir. Ailesindekilere dert verir. Elinde avucunda ne varsa harcar dertlerine derman bulamazlar. Allah hepimize evimize helal lokma götürmeyi nasip etsin. Alın teri ile kazanılan para daha kıymetlidir. Harcarken dahi düşünerek harcanır.

Zamanın birinde kelepirci hasan diye birisi varmış. Kelepir eşya, ev, tarla alır satarmış. Bir gün birisi evini satmak için kelepirci hasana gitmiş. Hasan bey ben evimi satmak için geldim. Oğlum bu evi sen kendin mi yaptı? Yoksa birilerinde miras mı kaldı? Babamdan miras kaldı. Tamam, kaç para istiyorsun?  10.000 lira! 5.000 lira veririm demiş. Olma! O zaman 100 lira daha veririm. Tamam! Ver parayı demiş. Hemen bir senet yapmışlar. Parayı almış iş bitmiş. Aradan epey bir zaman geçmiş. Evi satan gencin arkadaşı ben evimi satacağım. Tanıdığın birisi var mı? Diye sormuş!  Arkadaşını kelepirci hasana götürmüş. Hasan sormuş, bu ev sana nereden geçti? Evi ben kendim yaptım. Ben senin evini alamam. Neden? Senin bu evde emeğin var. Alın terin var. 10.000 lira istersin. 6.000 versem vermezsin demiş. Genç evet 9. 500 versen dahi vermem! Evet, 10.000 lira istiyorum demiş. Kusura bakma ben senin evini alamam demiş. Yani haydan gelen huya gider derle bu söz çok doğru bir sözdür. Trilyonu olanların o parayı yiyebileceklerini zannetmiyorum. Hayrını göreceklerini zannetmiyorum. Allah az verip aratmasın. Çok verip azdırmasın. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sedalıları!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 13- 02- 2014 Mustafa KOÇAL

 

 

 

  • BIST 100

    8794,79%0,88
  • DOLAR

    32,34% 0,18
  • EURO

    35,08% -0,25
  • GRAM ALTIN

    2237,19% -0,27
  • Ç. ALTIN

    3955,10% 0,13
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44