
Toplantıya Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Bandırma Belediye Başkanı Ahmet Akın, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Güney Marmara Koordinatörü Murat Karakoyun ve Bandırma Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Ergöz de katıldı.

RECEP GÜNGÖR KONUŞUYOR
Toplantıda ilk konuşmayı Bandırma Ticaret Borsası Meclis Başkanı Recep Güngör yaptı.
Konuşmasına, göreve geldikleri ilk günden beri Borsa adına canla başla çalıştıklarını vurgulayarak başlayan Güngör, şunları söyledi:
"Tabii ki bu çalışmaları üyelerimizden ve siz komisyon üyelerimizden aldığımız destekle gerçekleştiriyoruz. Bu süreç içinde ilkemiz, sorumluluk duygusuyla hareket etmek ve temsil ettiğimiz kitlelerin çıkarlarını savunmaktır. Meslek İhtisas Komisyonu ve kurullarda yer alan üyelerimizin sesi, sahadan gelen bilginin en güçlü yansımasıdır. Her bir komisyonumuz ve kurulumuz sektörlerin nabzını tutmakta, sorunları yerinde belirleyerek çözüm önerilerini bizlerle paylaşmaktadır. Ortak akıl ve istişare kültürüyle şekillenen toplantılar, hem bölgemizin hem de reel sektörün gelecek vizyonlarının belirlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden komitelerimizin her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği toplantıları ve bir araya geldiğimiz ortaklaşa meslek komitesi toplantılarını önemsiyoruz."

MELİKE ÇÖMEZ KÜRSÜDE
Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Melike Çömez, şunları aktardı:
"Kadın Girişimciler Kurulumuz, 2008 yılında, girişimcilik kültürünün kadınlar arasında gelişmesine öncülük etmek amacıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin öncülüğünde kurulmuştur. Kurulduğumuz günden bu yana Borsamız çalışma alanında kadınlarımız için girişimciliğin özendirilmesi yönünde yol gösterici çalışmalarımız sürdürüyoruz. Kadın istihdamının artırılması, ekonomik hayatta fırsat eşitliliğinin güçlendirilmesi ve kadınların iş gücüne aktif katılımın desteklenmesi amacıyla kurulduğumuz günden bu yana başarılı projelere imza attık. Güçlü kadın, güçlü bir toplum ve güçlü bir ülke demektir. Bandırma Ticaret Borsası olarak kadın girişimcilerimizin daha görünür, güçlü ve üretken duruma gelmesi için üzerimize düşen her görevi yerine getirmeye devam edeceğiz. Kadının aklı, emeği ve yaratıcılığı olmadan sanayide dönüşüm gerçekleşemez. Kadın girişimcilerimizin sanayide, üretimde ve inovasyonda daha fazla yer alması gerekiyor. Bizler, Türkiye Odalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu olarak yalnızca kendi başarı hikâyemizi yazmakla kalmıyor, aynı zamanda bu ülkede cesaret toplamaya çalışan her kadın için bir örnek oluşturuyoruz. Çünkü biliyoruz ki, bir kadının attığı adım, diğer kadınların yürüyebileceği yolları açıyor. Şunu da ifade etmek isterim ki, kadının toplum içindeki saygınlığı, itibarı ve etkinliği, gelişmişliğin ve medeniyetin de bir göstergesidir. Bununla birlikte, kadına yönelik şiddetin şiddet, ülkemizde gün geçtikçe artmaktadır. Kadına yönelik şiddetin bizim dünyamızda hiçbir gerekçesi ve yeri yoktur. Ülkemizin kadına şiddetle anılmasını değil, eşitlikte dünyaya örnek olmasını diliyoruz."

BURAK OKBAY KONUŞUYOR
Borsa Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Burak Okbay, şöyle konuştu:
"Hem ülkemizin hem de dünyanın geleceğini yakından ilgilendiren üç önemli başlık üzerinde durmak istiyorum. Tarımda dijitalleşme, küresel iklim krizi ve gıda ile tarımın hayati önemi. Aynı zamanda bu toplantı, genç girişimciler olarak bizlerin geleceğe dair vizyonumuzu paylaşmak, tarım ve gıda alanında yeni fikirler geliştirmek ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla bir araya geldiğimiz özel bir fırsattır. Dünya hızla değişiyor. Artık veriye dayalı karar alma mekanizmaları, sensör teknolojileri, uydu görüntüleri ve yapay zekâ uygulamaları tarımsal üretimin vazgeçilmez bir parçası durumuna geldi. Eskiden tarlaya bakarak verdiğimiz kararları bugün veriye bakarak çok daha doğru ve zamanında verebiliyoruz. Topraktaki nemi sensörden okuyor, sulamayı akıllı sistemlerle kontrol ediyor, hastalık risklerini uydu görüntüleriyle önceden tahmin edebiliyoruz. Tüm bu imkânlar, tarımda doğruluğu artırırken, maliyeti düşürüyor, üreticinin, girişimcinin ve ülkemizin gücünü artırıyor. Genç girişimciler olarak bizler, bu dönüşümün sadece takipçisi değil, aynı zamanda öncüsü olmak zorundayız. Tarımın geleceğini şekillendiren teknolojileri kullanmakla yetinmeyip, sahaya uyarlayan ve üreticisiyle buluşturan taraf olmalıyız. Diğer taraftan, tarım sektörünü derinden etkileyen bir başka gerçek ile karşı karşıyayız: Küresel iklim krizi. Bugün, yağış rejimleri değişiyor, kuraklık artıyor, ani iklim olayları sıklaşıyor, yeni hastalık ve zararlılar ortaya çıkıyor. Tüm bu faktörler üretim maliyetini artırırken, verimi de tehdit ediyor. Bu nedenle, bilimi ve teknolojiyi merkeze almadan sürdürülebilir bir tarım modeli kurmamız mümkün değil. Toprağı, suyu ve doğayı korumak artık çevre duyarlılığının ötesine geçmiş durumda. Bu aynı zamanda ekonomik bir zorunluluk, gıda güvenliğimizin temel şartıdır. Covid döneminde hepimiz çok önemli bir gerçeği yeniden hatırladık. Gıda, tüm sektörlerin üzerindedir. Üretim durdu, sanayi durdu, ulaşım durdu. Ama tarım durmadı, gıda üretimi duramazdı. Market raflarının boşaldığı günlerde tarımın aslında bir ülkenin güvenliği kadar kritik bir sektör olduğunu hep birlikte gördük. O dönemde tarımın değeri, kıymeti ve stratejik konumu bir kez daha dünyanın gözünde netleşti. Biz genç girişimciler olarak bu bilinçle hareket ediyoruz. Tarımı sadece bir üretim faaliyeti olarak değil, ülkemizin geleceğini ve bağımsızlığını doğrudan etkileyen stratejik bir alan olarak görüyoruz. Bugün dünyada kim dijitalleşiyorsa, kim iklim krizine uyum sağlayacak adımları atıyorsa, kim tarımsal üretimini teknoloji ile güçlendiriyorsa, geleceğin kazananı da o olacaktır. Bizim hedefimiz, dijital tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak, iklim dostu modellerini geliştirmek, üreticilerimize teknoloji ile güç kazandırmak ve gençlerin, tarıma ilgisini artırmaktır. Çünkü biliyoruz ki, gelecek tarımda, tarımın geleceği ise gençlerdedir."

DOĞAN GÜNGÖR KÜRSÜDE
Hububat-Bakliyat ve Yağlı Tohumlar Meslek İhtisas Komisyonu Başkanı Doğan Güngör de konuşmasında şu değerlendirmede bulundu:
"2024/2025 tarım sezonunun bittiği, 2025/2026 sezonunun başladığı günlerdeyiz. Ülke genelinde 2024/2025 yılı birçok olumsuzlukların yaşandığı dönem olarak hatırlanacaktır. Bahar aylarında yaşanan don felaketi, kuraklık, su havzalarındaki yetersizlikler nedeniyle tüm tarımsal alanlarda sorunlar yaşanmıştır. Bölgemiz genelinde ise buğday, arpa, Kanola hasadında uygun hava koşulları nedeniyle verimlerde artışlar gözlenmiştir. Ancak ayçiçeği ve sulanabilir çeltik, mısır, domates gibi ürünlerde kurak geçen yaz dönemi nedeniyle büyük kayıplar yaşanmıştır. Bandırma Ticaret Borsası olarak, önümüzdeki yıllarda da iklim krizleri nedeniyle oluşabilecek sorunları gidermek için, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklı tohumlar üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Tarımın finansmanı, sektöre verilen her çeşit destek içinde belki de en stratejik olanıdır. Dolayısıyla üreticinin en çok ihtiyaç duyduğu dönemde, bu desteklerin azaltılması değil, rasyonel ve üretimi koruyucu biçimde güçlendirilmesi gerekiyor. Üretimin sürdürülebilirliği, düşük faizli krediye, öngörülebilir politikaya ve güven veren tarımsal finansman sistemine bağlıdır. Tarım alanlarında yapılan üretim planlaması daha etkin ve kontrollü olarak takip edilmeli, bu konuda daha etkin önlemeler alınmadır. Önümüzdeki yıllarda oluşabilecek kuraklıklar nedeniyle çiftçiler az su ile çok verim alınabilecek ürünlere yönlendirilmelidir. Tarım alanlarında kullanılan gübre ve tarım ilaçlarında bilinçsiz tüketim, etken maddelerdeki eksiklikler, hem toprağa zarar vermekte hem de verimi etkilemektedir. Gübre ve tarım ilaçlarının üretim aşamalarından itibaren takip edilerek, son kullanım aşamasına kadar kullanımı sağlanmalıdır. Kullanım sonrasında da veri analizleri yapılmalıdır. 24 Ekim 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan karar ile 31 Aralık 2026'ya kadar geçerli olacak hazine faiz destekli tarımsal kredilerdeki sübvansiyon oranları yaklaşık yüzde 50 oranında düşürüldü. Ayrıca, 2024'ten bu yana değişmeyen kredi üst limitleri de aynı kaldı. Faizlerin yüksek, üretim maliyetlerinin artış eğiliminde olduğu, üreticinin nakit akışının daraldığı bir dönemde gelen bu karar, tarımsal üretimimizi daraltacaktır. Çiftçilerimiz, iş gücüne bağlı üretimden uzaklaştığı için ürün çeşitliliği daralmakta, çok az sayıda makine ile yapılabilen ürünlere yönelmektedir. Ürün çeşitliliğini artırmak için tedbirler alınmadır. Bu yılki tarımsal destekleme modelinde borsa tescili aranmamaktadır. Borsa tescili, üretilen emtianın garantisidir. Ekilen arazilerde dönüm başına verilecek desteklemelerde birçok olumsuzluklar yaşanacaktır. 1 dönüm topraktan 900 kilogram buğday alan çiftçi ile 200 kilogram buğday alan çiftçi, aynı desteği alacaktır. Ekilmeyen veya verimsizlik nedeniyle ekilemeyen, desteklemesi az olan ya da hiç olmayan ürünlerin yerine desteği fazla olan ürünler bildirilerek haksız desteklemeler olacaktır. Tarlada çalışacak iş gücü bulamamak, tarımsal üretimin verimliliğini ve sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen önemli bir sorundur. Üretim takvimine uygun olarak yeterli sayıda işçi temin edemeyen çiftçiler, ekim, bakım ve hasat gibi temel süreçlerde gecikmeler yaşamakta, bu durum, ürün kalitesi ve pazar değerinde olumsuz yansımalarla sonuçlanmaktadır. Ayrıca, iş gücü yetersizliği, maliyetleri artırarak, çiftçilerin kârlılığını azaltmakta ve mekanizasyona duyulan ihtiyacı gündeme getirmektedir. Kırsal nüfusun azalması ve gençlerin kentlere göç etmesiyle giderek derinleşen bu sorun, tarım sektöründe yaşlanan iş gücü ve yüksek işçilik maliyetleri gibi yapısal problemlerin daha da belirgin duruma gelmesine neden olmaktadır. Tarımın geleceği için gençleri bu alana çekmek, eğitim ve teknolojiyle donatılmış yeni kuşak üreticiler yetiştirmek çok önemlidir. İklim değişikliği, doğal afetler, finansmana erişim, girdi maliyetlerinin yüksek olması, tarımsal üretimin önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımızdadır. Bu yüzden üreticilerimizi desteklemek, doğal afetlere karşı önlemleri artırmak, tarım sigortasının kapsamını genişletmek ve tarımsal sürdürülebilirliği sağlamak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım ki, çiftçimizin emeği, yarınımızın hareketidir. Son olarak, Bandırma Ticaret Borsası yerleşkesinde bulunan eski depolarımız, günümüz koşullarını karşılayamaz duruma gelmiştir. Bunun için en önemli adım, yeni imar planlarının iyileştirilmesi ve yerleşke içindeki yolların bakımının yapılmasıdır."

ALİ DEMİRDAL KÜRSÜDE
Yem ve Yem Hammaddeleri Meslek İhtisas Komisyonu Başkanı Ali Demirdal da şu şöyle konuştu:
"Karma yem üretiminde kullanılan başlıca hammaddeler, yağlı tohumlar, kepekler ve katkı maddeleridir. Mısır ve soya fasulyesi, en önemli yağlı tohum ürünleridir. Yüksek talep ve yetersiz üretim nedeniyle önemli miktarda mısır ve soya fasulyesi ithal edilmektedir. Özellikle yağlı tohum üretimindeki yetersizlik devam ediyor. Bu durum, yağ çıkarıldıktan sonra kalan ve hayvancılıkta kullanılan protein deposu küspelerin ithalatını zorunlu kılıyor. Yerli stokların azalması veya yerel piyasa fiyatlarının uluslararası fiyatlara göre cazibesini kaybetmesi, yem sanayicilerini yüklü dış alıma yönlendiriyor. Dış alıma bağımlılığın artması, yem fiyatlarını doğrudan döviz kurlarındaki dalgalanmaya ve küresel emtia fiyatlarındaki artışa karşı savunmasız bırakıyor. Karma yem formüllerinin temelini oluşturan bu hammaddelerdeki dışa bağımlılık sürdükçe, et ve süt maliyetlerinin düşürülmesi gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Hayvancılık yapan çiftçiler, yem, su, gübre, işçilik, elektrik ve yakıt gibi girdi fiyatlarındaki artışlar nedeniyle artan üretim maliyetleriyle mücadele etmeye devam ediyor. Yem hammaddelerindeki fiyat artışları, üretimin sürdürülebilirliği tehdit ediyor. Yem fiyatlarının artması sadece bizim sektörümüzü değil, doğrudan süt ve et üreticilerini de etkiliyor. Bu zincirleme etki, tüketiciye kadar yansıyor. Daha istikrarlı bir piyasa ve güçlü destek mekanizmaları olmadan sektörde kalıcı istikrar sağlamak güç. Yerli yem üretiminin artırılması, alternatif hammadde kaynaklarının kullanımı ve sürdürülebilir tarım uygulamaları, sektörün geleceği açısından büyük önem arz etmektedir."

ŞERAFETTİN ÇIKAR'IN KONUŞMASI
Beyaz Et-Yumurta-Kırmızı Et Meslek İhtisas Komisyonu Başkanı Şerafettin Çıkar da konuşmasında şunları aktardı:
"Hayvancılığın geleceği, küçük ölçekli ama örgütlü, yerel ama verimli, geleneksel ama teknolojik altyapıya entegre bir modelle mümkün olabilir. Sürdürülebilir, veri odaklı, iklim dostu ve ölçek ekonomisine dayalı bir üretim yapısı kurmak zorundayız. Son 13 yılda canlı hayvan ve et ithalatı için 10,6 milyar dolar döviz harcanmışken, aynı dönemde sektörümüze verilen desteklerin karşılığı sadece 8,88 milyar dolar oldu. Bu tablo, üretim yerine ithalata dayalı bir modelin sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Diğer taraftan, kaba yem açığımız yüzde 25 düzeyinde bulunuyor. Meralarımız, mülkiyet sorunları ve düşük verimlilik nedeniyle etkin şekilde kullanılamamaktadır. Hayvanlar ile meralar arasındaki irtibat kopmuş bulunuyor. Bu nedenle meralardaki mülkiyet sorunları çözülerek, etkin bir şekilde kullanılmalarının önü mutlaka açılmalıdır. Bu topraklar, kendi yemini üretip kendi hayvan varlığını besleyebilecek kapasiteye sahiptir. Ne yazık ki, özellikle Doğu Anadolu gibi yüksek çayır-meraya sahip bölgelerde hayvan varlığı azalmakta, aile işletmeleri kapanmakta, kırsal yapılar çözülmektedir. Düşük verimli sütçü anaçlarının et amaçlı kesilmesi engellenmeli, bu hayvanların et yönlü buzağı elde etmek üzere kullanılması sağlanmalıdır. Türkiye'de küçükbaş hayvancılığın en önemli sorunu çoban ve bakıcı bulunamamadır. Çobanların sigorta/Bağkur primleri 5 yıl süreyle destekleme bütçesinden karşılanmalıdır. Kurulacak 'Yeminli Tarım Müşavirliği' sistemiyle işletmelerdeki hayvan sayıları, destek ödemeleri, kayıtlar ve sevkler, mezbaha nelerdeki kesimler dahil bütün hayvancılık istatistiklerinin takip ve denetiminin etkin yapılması sağlanmalıdır. Kuş gribi tehdidi, ülkemizin üç ana göç yolu üzerinde bulunması nedeniyle beyaz et sektörü için önemli bir endişe kaynağıdır. 2025 yılı içinde bazı bölgelerde görülen hastalık, bölgemizde alınan yüksek biyo güvenlik önlemleri nedeniyle görülmemiştir. Yumurta sektörü, artan maliyetler ve ihracat düzenlemeleriyle mücadele ediyor. Yumurta üreticisi, her tavuk için yumurta dönemine kadar yumurta almadan, 5,5-6 kilogram yem verir. İleriki günlerde de 110-120 gram yem vermeden yumurta temin edemez. Verdiği 110-120 gram yem karşılığında, her hayvandan 1 adet yumurta alamaz. En verimli döneminde, 100 tavuktan, 90 yumurta alır. Bu üretim verimlilik, ileriki aylarda yüzde 60'lara kadar geriler ve 25 hafta yaşından sonra hayvanlar, kesime sevk edilir. Yem ve yem hammaddeleri ithal ağırlıklı temin edilmektedir. Mısır başta olmak üzere diğer girdilerimiz de döviz bazlı temin edildiği için yem bedeli, toplam yumurta maliyeti içinde yüzde 80'i bulabilmektedir. Sektör olarak beklentimiz, hammaddelerimizin sabit maliyetli uzun dönem tedarikidir."

CAN ATA TAN, BORSAYI VE HEDEFLERİNİ ANLATTI
Bandırma Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Can Ata Tan da, borsa olarak son 3 yılda gerçekleştirdikleri çalışmalar ve yeni hedefleri hakkında sunum yaptı. Son 3 yılda, Güney Marmara Kalkınma Ajansı(GMKA) desteğiyle beş önemli projeyi yaşama geçirdiklerini vurgulayan Tan, bu projelerin, borsaya 17 milyon 350 bin liralık gelir sağladığını belirtti. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi'ne bağlı Ziraat Fakültesi kurulmasına öncülük ettiklerini belirten Tan, "Bandırma bir tarım kentidir" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin desteğiyle, borsa ve Ticaret Odası olarak Bandırma'ya 12 derslikli bir anaokulu kazandırdıklarına işaret eden Tan, şunları söyledi:
"Öğrenci burslarımızı iki katına çıkaracağız. 2008 yılında, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin akredite ettiği ilk yedi borsa arasına girdik. Halen A sınıfı borsa olarak hizmetimizi sürdürüyoruz. Bandırma'da ilk Tarım Fuarı'nın kurulmasına katkı sağladık. Borsa kampüsümüzün yerleşkesini genişletmek ve burasını, Bandırma'nın bir mahallesi durumuna getirmek istiyoruz. Bu bağlamda, 5 bin dönümlük bir alanda akaryakıt istasyonu, restoran gibi bölümler yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde hedeflerimiz için yaptıklarımızı gösterebilirim."

SALİH AKSU KÜRSÜDE
Balıkesir Toprak Mahsulleri Ofisi Başmüdürü Salih Aksu da konuşmasında, Bandırma Ticaret Borsası ile bir aile gibi işbirliği içinde olduklarına işaret ederek, "İlk ürün alımlarımızı Bandırma'dan başlatıyoruz. Her zaman Bandırma'nın emrindeyiz" dedi.

BAŞKAN DURSUN MİRZA'NIN DEĞERLENDİRMESİ
Konuşmasına, "Bandırma Ticaret Borsası ile gurur duyduklarını vurgulayarak başlayan Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, şunları söyledi:
"Bandırma, her alanda potansiyeli çok yüksek bir kent. Üretim ve tarım sektöründe de büyük potansiyeli var. Borsamızın eski başkanı Halit Sezgin'i de rahmetle anıyorum. Şu anda, Can Ata Tan'ın başkanlığındaki borsa yönetimi de aynı başarılı çizgiyi sürdürüyor. Tarımsal üretim çok önemlidir. Tarım ve hayvancılık, ülkemiz üzerindeki yük değil, ülkemizin gücüdür ve mutlaka desteklenmelidir. Ülkemizin ekonomisinin düzelmesi için sanayi gibi tarım ve hayvancılığa da destek verilmelidir. Tabii, demokrasi ve adalet olmazsa, sanayi ve tarım da olmaz."

REKTÖR BOZ KÜRSÜDE
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, üniversitelerinin, sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere toplum tarafından sahiplenilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Boz, üniversiteye bağlı Ziraat Fakültesi kurulması konusunun da bu heyecan sonucu ortaya çıktığını vurgulayarak, "Bu süreç halen sürüyor" dedi.
Boz, Ziraat Fakültesi kurulması için Bandırma Ticaret Borsası ve Bandırma Ticaret Odası'na teşekkür etti.

AHMET AKIN KÜRSÜDE
Toplantıda son konuşmayı Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın yaptı. Konuşmasına, Bandırma Ticaret Borsası'nın çalışmalarını takdirle izlediğini vurgulayarak başlayan Akın, şöyle konuştu:
"Bugün ne yazık ki, kırsal mahallelerimiz boşalıyor. Çiftçi, karşılığını alamadığı için tarım ve hayvancılıktan kopuyor. Büyükşehir Belediyesi olarak, 20 ilçemizde, toprakta çalışan kadınlarımız için sağlık hizmetleri uygulamasını başlattık. Her makamla ve herkesle uyum içinde görev yapıyoruz. Her zaman Bandırma'nın da emrinde ve hizmetinizdeyiz."
Konuşmaların ardından, "Cumhuriyet Kadınları-Cennet Kuşları" belgeseli ve Bandırma Ticaret Borsası'nı tanıtıcı video izlendi. ÖNDER BALIKÇI
