Tan, açıklamasında şu duygu ve düşüncelere yer verdi:
"Kurtuluş Savaşı'nın son kurşunu burada, Bandırma'da atılmıştır. Bandırma'nın kurtuluşu aslında tüm Türkiye'nin de kurtuluşu olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs'ta, Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkışı ve Hasan Tahsin'in İzmir'de, Konak Meydanı'nda, işgalci Yunan subayına attığı ilk kurşunla başlayan kurtuluş mücadelesi, Bandırma'da, Ayyıldız Tepe'de gerçekleşen çatışmalarda atılan ve düşmanın kaçışıyla sonuçlanan son kurşun ile sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı'nın son çatışmasının yaşandığı Bandırma, 17 Eylül 1922'de, şanlı Türk ordusu tarafından düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bu tarihten sonra her 17 Eylül günü, Bandırma'nın 'Kurtuluş Bayramı' olarak kutlanmaya başlanmıştır. 2 Temmuz 1920'de, Yunanlılar tarafından işgal edilen Bandırma, 2 yıl, 2 ay, 15 gün işgal altında kalmıştır. Bandırma'da, çok uzun yıllar Türklerle bir arada yaşayan Ermeniler ve Rumlar, özellikle işgal yıllarının son zamanlarında Türklere büyük baskılar ve işkenceler yapmışlardır.
Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde birer birer işgalden kurtarılan Anadolu toprakları, özgürlüğün doyumsuz tadını yaşıyorlardı. Bandırma da bu şehirlerden biriydi. Ancak işgalciler kaçarken, her yeri yakıp yıkmışlardı ve taş taş üstünde kalmamıştı. Bandırma, is ve duman kokan bir harabe halindeydi. Çok kısa sürede şehir, yeniden imar edildi. 1911'de, şehrimize ulaşan demiryolu ile deniz ulaşım kolaylığı sağlanmış oldu. Batı Anadolu'nun Avrupa'ya açılan kapısı Bandırma, ticaret ve lojistik şehri konumuna geldi. Cumhuriyetin avantajlarını ve ayrıcalıklarını kullanmayı bilen, girişimci ruh ile isabetli yatırımlar yapan Bandırmalılar, şehri sürekli yeniledi ve geliştirdi. Bandırma, çağdaş yaşam koşulları ile birlikte modern bir kent durumuna geldi. Bandırma'mızın kurtuluşu için mücadele eden, başta büyük komutan ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk ile dava arkadaşları olmak üzere şehitlerimize, gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Kurtuluş Bayramı'mız kutlu olsun!"