Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)

Tarih: 19.09.2020 09:28

MESELE 65 YAŞ ÜZERİ DEĞİL

Facebook Twitter Linked-in

Olay 65 yaş üzeri değil. Fakat olay dönüyor dolaşıyor. 65 yaş üzerine geliyor. Sana söylüyorum sen anla gelinim hesabına döndü. Kendileri de biliyor. Bunlar talimatlara, kurallara uyan kişiler.  65 yaş üzerinden başkalarına mesaj gönderiliyor. Ben sokakta maske kullanmayan 65 yaş üzerindeki kişilerden ancak yüzde bir görüyorum.

Bilhassa gençlerde maske kullanmayan %10 civarında.  Fakat maskeyi kuralına göre kullanmayan %40 civarında. Turizmi canlandırmak ve ekonomiye katkı sağlamak amacı için açılan. AVM’ler, kahvehaneler bilhassa cafelercanlı bomba gibi. Buralarda sosyal mesafeye uyulmuyor. Buralarda 65 yaş üstünü göremezsiniz. Bilhassa cafeler 20- 25 yaş arası gençlerle dolu. Maske yok, sosyal mesafe yok. Yan yana, sırt sırta öyle pervasızca oturuyorlar ki? Sanki virüs olayı yok gibi.

Virüse meydan okur gibiler. Bu cafeler madem açıldı. Hiç değilse sık sık kontrol edilsin. 65 yaş altı istediği her şeyi yapabiliyor. Fakat 65 yaş üzeri hastaneye dahi gidemiyor. Ben 80 yaşındayım. Gözümde bir problem oluştu. Randevu alamadım. Doktora telefon ettim. Acilde gözcü var oraya müracaat et dediler. Acilde her cihaz var mıdır? Onu bilmiyorum.

Doktorun muayene odasında olan cihazların olduğunu tahmin etmiyorum. İllaki özel hastaneye mi gidelim? Söylemek istediği şudur. 65 yaş üzerinde olanlar. Hayatın sillesini yemiş kişilerdir. Hayat tecrübeleri vardır. Çünkü hayatın acısını da yaşamıştır. Tatlısını da yaşamıştır. Şimdiki gençler gibi yedikleri önünde. Yemedikleri arkasında değillerdir. Hayat tecrübeleri ve deneyimleri çok olan kişilerdir. Kurallara, tavsiyelere harfiyen uyan kişilerdir. Böyle olmayanlar yok mudur? Mutlaka vardır.

Böyle olanlar devede kulak misalidir. Gençlerin vücut dirençleri 65 yaş üzerine nazaran daha fazladır.  Onun için virüs 65 yaş üzerinde olanlarda daha çok görülüyor. Testlerin daha çok gençlere yapılması gerekir. Gençlerin taşıyıcı olma ihtimali daha fazla olabilir. Benim yaptığım gözleme göre kafeler mutlaka kontrol edilmelidir. Çünkü oralarda ne maske nede sosyal mesafe kurallarına uyulmuyor. İlk kontrolde ceza yazılmasın. Fakat ikincisinden sonrasına her seferinde ceza yazılsın. Yoksa vaka sayısı her gün yukarıya doğru tırmanır. 

Bu saatten sonra buralar kapatılamaz. Bu ekonomi yönden de yıkım olur. Fakat mutlaka kontrol edilmelidir. Zaten bir ekip gidip kontrol edip ikaz ettiğinde. Mekân sahibi gelen müşterilerini ikaz edecektir. Sosyal mesafeyi uygulayacaktır. Maskesiz kimseyi içeriye alamayacaktır. Kontrol olmayınca mekân sahibi ikaz etmez. Bu virüs lanetinden kurtulmanın yolu. Kapatmakla değil kontrol edilmekler olacaktır. Bizler vatandaş olarak kimseyi ikaz edemiyoruz. Edemeyiz de çünkü milletin psikolojisi bozuk. Kimseye gözünün üzerinde kaşın var demeye gelmiyor.

Resmi görevli kişilerin ikazına seslerini çıkaramazlar. Kontrol şart yoksa vaka olaylarının artışı önlenemez. Kural gayet basit temizli, maske ve sosyal mesafe. Bu kurallara uymakla hem kendimizi. Hem sevdiklerimiz korumuş oluyoruz. Birde bu işin vebali var. Virüs bulaştırdığınız kişinin ölmesi demek. Bulaştıran kişi vebal altındadır. Peygamber efendimiz bir kişiyi sebepsiz yere öldürmek. Bütün inşaları öldürmek gibidir. Bir kişiyi ölümden kurtarmak bütün insanları kurtarmak gibidir diye buyurmuştur. Virüs bulaştırmak da aynen böyledir. Saygılarımla.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

19-09-2020 Mustafa KOÇAL


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —