Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)

Tarih: 05.11.2020 00:45

NEREDEN NEREYE GELDİK

Facebook Twitter Linked-in

Herkes bizi kıskanıyor dan nereye geldik. Müminin görevi yoklukta sabretmektir olayına geldik. Fakirliğinize şükredin sesinizi çıkarmayın. Olayına geldik. Fakirliği dinle bağdaştırdık. Fakirlik neden olur? İşsizlikten oluşur. İşçiler günlerce çalışıyor. Ücretini alamıyor. Ücretini alamayınca borçlanıyor. Peygamber efendimiz “çalıştırdığınız kişinin ücretini teri kurumada verin” diye buyurmuştur. Ayrıca “işi ehline tevdi edin” diye buyurmuştur. “Adaletli olun” diye buyurmuştur.

Vatandaş işsizlikten kıvranırken. Birçok kişiye 4-5 yerden maaş alması sağlanırsa bunun adaletle bağdaşması mümkün değildir. İnancımıza göre israf haramdır. Bizde israfa hiç dikkat edilmiyor. Olmadık yerlere para harcanıyor. Peygamber efendimiz “Komşusu aç yatarken kendisi tok yatan bizden değildir” diye buyurmuştur. Bürokrata 140 bin lira maaş ödenirken. Müminin görevi fakirliğine şükretmesi görevidir dersek. Adaletsizlik yapmış olunur. İtibarda tasarruf olmaz deniliyor. Esas itibar yoksullukla mücadele etmektir.

Müminin görevi yoksullukta sabretmektir. Yerin hayır duasını almak önemlidir. İsraf bu konuda çok önem taşımaktadır. Vatandaş ne kadar tasarruf ederse kendisinedir. Tasarrufun devlet tarafından yapılması önemlidir. Devlet tasarrufa dikkat ederse millete yansıyacaktır. Müminin görevi yoksullukta sabretmektir in anlam. Size yardımcı olamayacağız. Başınızın çaresine bakın demektir. Hani peygamber efendimizin komşusu açken tok yatan bizden değildi sözleri. Bir ülkenin itibarı vatandaşının refah içerisinde yaşamasın sağlamaktır.

Esas itibar budur. Emekli bakanlara lüks araba vermek. İtibar değildir. Bir kişi için televizyon kanalında ağlayarak çocuklarıma bakamıyorum diye derdini anlatması onun için züldür. Açız diye bağıranların bu çığlığına kulak verilmelidir. Eskiden esnaflar fakirlere yardım ederdi. Şimdi esnalar dert babası oldu. Siftah yapmada dükkân kapatan esnaflar var. Esnaflığı bırakanlar var. Sorunlara çare bulunması gerekirken, telkinde bulunuluyor. Hani bizi kıskanıyorlardı? Hani ekonomimiz tip yapıyordu. Milleti enflasyon çok kötü vuruyor. Millet her geçen gün fakirleşiyor.

Fakirler ordusuna her ay yüzlerce kişi katılıyor. Enflasyonla mücadele edilmiyor. Mücadele ediliyor deniliyor. Fakat böyle mücadele olmaz. Üretim ile enflasyon düşer. Üreticinin girdilerine zam yapılması demek enflasyona çanak tutmaktır. Bana kalırsa iktidar yaptığı yatırımları yap işlet modeli ile yaptırdığına pişman oldu gibi geliyor. Bu yap işlet modeli ile yapılanlara verilen garantide pişmanlığın bir sebebi oluyor gibi. Dolar durmak bilmiyor. Bakan bey “maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz” demesi. Bu olayları ciddiye almadığını gösteriyor. Evet, dolarla maaş almıyoruz. Amma yediğimiz içtiğimiz her şey dolara endeksli.

Bizim fakirleşmemizin bir nedeni de tarım ürünleridir. Patates yetiştiriyoruz amma anlaşamadığımız Mısırdan patates alıyoruz. Pirinç yetiştiriyoruz pamuk yetiştiriyoruz. Tarihi düşmanımız Yunanistan’dan. Pamukve pirinç alıyoruz. Bu ne lahana turşusu, bune perhiz. Fakirleşen tarımla uğraşanlardır. Bunların fakirleşmesinin sebebi de dışa bağlılığın her geçen gün artmasıdır. Bunlar şimdi fakirleştiklerine şükür mü etsinler. Saygılarımla.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere. Nemutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

                                                      05 -11 – 2020 Mustafa KOÇAL


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —