Recai ÇEVİK

Tarih: 24.02.2022 20:30

Savruk düşünceler

Facebook Twitter Linked-in

Eğer insanlara “utanmıyor musun?” dediğimizde, o insanların yüzleri kızarmıyorsa, o toplumda ahlaksal çöküntü dip yapmış demektir. O toplum, çağdışı, çürümüş, yozlaşmış, kokmuş bir toplumdur.

X         X         X

Ahlaksızlığın gururla anlatıldığı, sıradan bir şeymiş görüldüğü, yalancılık, hırsızlık ve kötü dilin kutsandığı bir toplum düzeninin sürgit yaşaması olası değildir.

X         X         X

Bu kokuşmuş düzenin insanlardan tek bir isteği vardır: BİAT ve İTİAT! Neden, niçin, kimler ve nereye kadar? İnsanın bilincinde oluşan sorular var oldukça hiçbir düzenin sonsuzluğu olamaz.

X         X         X

İnsanlar nefretle ve cezayla değiştirilemez. Eğitim-öğretimin yüklediği yetenek ve bilgi ile değişir insanların yaşamı. Aslolan eğitim ve öğretimdir.

X         X         X

Her türlü ahlaksızlığın sorgulanmadığı bir dönem…

Hırsızlık, yalancılık, adam kayırmacılık, haksızlık, hukuksuzluk…

İyi de nereye kadar sürecek bu tuzu kokmuş devlet düzeni?

X         X         X

Boğaziçi Üniversitesi’nden bir öğrenci şöyle diyor: “Dinlemediğimi düşünüyorum. Ülkem adına utanıyorum.”

Toplum ve devlet adına ne gerçek, ne acı, ne ders alınacak bir söz.

HEPİMİZ UTANMALIYIZ.

X         X         X

“Biz toprağa ya da tohuma değil, tohumu atan elimize bakacağız” der, Ece Temelkuran.

Sen iyilik, güzellik, çağdaşlık, devrimcilik, adalet ve dayanışma tohumunu toprağa atacak eller yetiştiresin. O eller olmadıktan sonra toprak ve tohum neye yarar ki?

X         X         X

İNSANA OLAN İNANCINI YİTİRME.

BU İNANÇ YİTİRİLDİĞİ GÜN, İŞTE O ZAMAN, BU GERİCİ, YOBAZ, İLKEL DÜŞÜNCE ve ERKE YENİLİRSİN.

Ülkemizi ve dünyayı güzel kuracağız.

Ozanın dediği gibi “BİR GÜN MUTLAKA!”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —