Recai ÇEVİK

Tarih: 22.05.2023 13:31

Savruk düşünceler

Facebook Twitter Linked-in

Burada, bu küçük kentte, hayat uyuyan denizle el ele sanki.

Durgun, sessiz, uyuşuk, ölü…

X             X             X

Ortaokuldayım.

Türkçe öğretmenim Muzaffer Bey, bir kitap verdi, “oku bu romanı” dedi.

Reşat Nuri Güntekin’in, ÇALIKUŞU romanı.

Lambanın ışığında geç vakitlere kadar okuyorum.

İlk aşkım da gözümde.

Babam, anneme sesleniyor:

-More, a bu çocuk okucak!

X             X             X

Diyarbakır’da öldürülen avukat Tahir ELÇİ, bir hukukçu, bir barış insanıydı.

BARIŞ diyordu da başka bir şey demiyordu.

Eşi Türkan ELÇİ, şöyle diyor: “Bir ihtimal, eşimin katilini yakalarsanız,

Sakın işkence yapmayınız. İşkenceye karşı ömrünü adamış birinin katili bile adil yargılanmalı.”

Yılar geçti.

Tahir ELÇİ’nin katili bulunamadı.

BİR FAİLİ MEÇHUL DAHA.

X             X             X

Aklıma geldi.

Hrant DİNK öldürüldü.

O gün eşi, cenazenin ardından, balkondan konuşuyor:

“Sevgilim, bir bebekten bir katil nasıl yetiştirilir, sevgilim…”

Ah be güzel kadın,

BURASI FAŞİSTLERİN ÜLKESİ…

X             X             X

“Özgür bir devlette herkes istediğini düşünür ve söyler.”

1640’lı yıllarda Spinoza söylemiş.

ÖYLE BİR DEVLET HİÇ OLMAMIŞ Kİ…

X             X             X

Aydın olmak zor iş.

Cahille uğraş.

Hırsızla uğraş.

Yalakayla uğraş.

Dinci faşistle uğraş.

Kapitalist düzenbazla uğraş.

Aydın geçinen uşaklarla uğraş.

ZAVALLI AYDIN!

İşi ÇOK ZOR!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —