Sorunların çözüleceği yer Ankara değil mi? Sorunları olanlar Ankara’ya neden sokulmuyor? Madenciler aylardır Ankara’ya ulaşmaya çalışıyor. Güvenlik güçleri ve jandarma tarafından engelleniyor. Çiftçiler Ankara’ya sokulmuyor. Vatandaşlar seyahat haklarını kullanamıyor. Demokrasilerde hak aramak mubahtır. Soma ve Ermenek madencileri aylardır Ankara’ya ulaşmak için mücadele ediliyor.
Fakat bir arpa boyu mesafe kat edemediler. Çünkü güvenlik güçleri ve jandarma devamlı karşılarında. Bazen olay arbedeye dönüşüyor. Mağdurlar yerlerde sürükleniyor. Anayasa mahkemesinin verdiği karara göre engellenmemeleri gerekiyor. Güvenlik güçleri bu seferde virüs olayından dolayı engel oluyorlar. Mekânı cennet olsun. Süleyman Demirel zamanında eylem yapmak için sokağa çıkanlara. Yollar yürümekle aşınmaz. Bırakın yürüsünler. Deşarj olsunlar derdi.
Madencileri savunan kimse yok. Fakat çiftçiler için Tarım bakanı Pakdemirli tarım bakanlığının bütçesi görüşürken. Tarım ve hayvan üreticileri için. O kadar olumlu şeyler anlattı ki? Acaba ben mi yanlış biliyorum diye düşündüm. “Çiftçilerimiz rahat, çiftçilerimizin moralini bozmayın” dedi. Çiftçiler Ankara ya gelmeye karar vermişler. Çeşitli illerin çiftçileri Ankara da buluşmak için karar almışlar. Gelin görün ki? Çiftçiler Ankara ya sokulmadı.
Tarım bakanı çiftçiler rahat, çiftçilerin moralini bozmayın diyordu, muhalefete. Bakanın söylediklerine ben inanmamıştım. Bütçe görüşmelerinde her bakan olumlu sözler söylüyor. Çiftçiler Ankara ya sokulmadı. Bir TV kanalı da orada imiş. Polisler bir kişinin kanala konuşmasına izin verdiler. TV ye konuşacak kişi geldi. Polisler biraz ileriye gitti. Çiftçi konuşmasını bitirdi. Polisler geldi. Konuşan çiftçiyi şehir dışına kadar çıkardı. Şimdi tarım bakanına sormak gerekir. Çiftçiler rahattı muhalefete morallerini bozmayın diyordu. Tarım bakanı olarak çiftçiler ayağına kadar gelmişler. Ön ayak olup bu çiftçileri kabul edemez miydi? Demek ki?
Meclis kürsüsünden söyledikleri gerçekleri yansıtmıyormuş. Çiftçileri kabul edip. Dertlerini dinlemek daha iyi olmaz mıydı? Maalesef Ankara sorunları çözen yer değil. Sorunlardan kaçan yer olmuş. Bu gelenler topla tüfekle gelmiyor. Dertlerini alıp gelmişler. Bunlar bu ülkeye vergi veren, askerlik yapan kişilerdir. Aynı zamanda milletin doğal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan kişiler. Bunlar üretmezse aç kalırız. Bu çiftçilerin Ankara ya sokulmaması çiftçilerin moralini bozmuştur. Vatanı için milleti için çalışanlara bu devirde rağbet edilmiyor.
O eli nasırlı, başı kasketli köylüler bu milletin efendisidir. Vatan için canını veren bunlar ve bunların evlatlarıdır. Şehit olanlara bakın hep garibanların çocuklarıdır. O garibanlarda işte bu çiftçilerin çocuklarıdır. Ankara sorunların çözüme kavuşacağı yer olduğu için. Ankara ya gidiyorlar. İzmir’e İstanbul’a gidecek değiller. Ben bu olaydan sonra şunu anladım. Meclis de bütçe görüşmeleri yapılırken bakanların konuşmalarının hiçbir anlamı kalmamış. Çünkü yaraya mehlem olacak hiçbir konuşma yok. Hep kendi menfaatleri için konuşuyorlar.
Öyle konuşmalar oluyor ki? İpe sapa gelecek hiçbir konuşma yok. İktidar vekilleri kendilerini savunurken gaf üzerine gaf yapıyor. Muhalefet vatandaş kuru ekmek yiyor dediğinde. Savunmaya bakın! Demek ki aç değil deniyor. Bunu söyleyen vekilin bu söylemini başka bir vekil öyle demek istemedi diye onu savunmaya kalkıyor. Hiçbir dönemde böyle hak arayanları Ankara sokmamak gibi bir olay olmamıştır.
Sorunlularla karşı karşıya gelmekten kaçınıyorlar. Çünkü sorun çözecek güçleri kalmadı. Çünkü hazine tam takır kuru bakır gibi olmuş. Bu süreç de dış ülkeler. Vatandaşına yardım için ellerinden geleni fazlasını yapıyor. Bizde ise mağdur olanlara bin lira yardım ediliyor. Tuzu kurulardan başka halinden memnun olan hiç kimse yok. Bir dokun bin dert dinlersin. Allah sonumuzu hayır eylesin. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere. Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
17 – 12 – 2020 Mustafa KOÇAL