"Su hayattır" sözü ne kadar anlamlıdır.
Canlılar sudan doğmuştur.
Su hayatın var olmasında, dönüşümün başlangıç kaynağı olmasında ilk ve olmazsa olmaz bir oluşumdur.
Su harekettir.
Güneşin sıcaklığı ile buharlaşan su, bulut olur, yağmur olur, kar olur, toprağa döner yine. Topraktaki tüm bitkiler su ile hayat bulur. Doğa canlanır.
Su canlılıktır.
Canlılık hayatın kendisidir.
Suyun rengi yoktur, derler.
İnanmayın.
Su yeşildir, susuzluksa sarı.
Yeşil yaşam, canlılık, var olma, çeşitlilik, doğurganlık, bitki, hayvan, insan... her şey demektir. Onun için yeşil renk kutsaldır, cennetin rengidir yeşil. Sarı ise yokluk, kuraklık, ölüm demektir.
O çölün rengidir.
Yokluk ve çaresizliğin rengi.
Tam yaşamımızın, doğanın kanıdır su. Koca koca okyanuslardır, okyanusların içindeki milyonlarca canlı-cansız türün varoluşudur su.
X X X
Suyun giderek azalması, hor kullanılması dünyamızda hayatın, canlılığın tehlikede olması demektir. Ekolojik (çevre) dengelerin bozulmasının baş nedeni, insanların var olan su dengesini bozmasıdır. Dünyanın ısınması, atmosfer oluşumunun bozulması, atmosfere kirli gaz salınımının artması, var olan suyun tüketiminin dengelenmemesi, toprağa düşen suyun azalması...
Atık su zengini bölgeler de kuraklığı-çölleşmeyi yaşayacak. Anadolu'nun çok yöresi de bu afeti yaşayacak. Dünyanın birçok yerinde yokluk ve kıtlık toplu ölümlere neden olacak, insanlık büyük göçler yaşamak zorunda kalacaktır.
Su kullanılır ama sahip olunamaz.
Su insanlığın ortak malıdır.
Gelecek yüzyıllarda en büyük savaşlar SU SAVAŞLARI olacaktır.
Gidilen korkunç yol budur.
Bir tek insandan, koca bir insanlık âlemine kadar herkes birbirine bir avuç su vermelidir.
Su varsa hayat vardır.
Su yoksa ölüm vardır.
Biline...