CHP Bandırma İlçe kongresinde ilçe başkanlığına aday olan Gökhan Yankol, etkili bir konuşma yaptı.
Yankol’un konuşmasını aşağıda sunuyoruz:
“Her alanda faşizme karşı bağımsızlık benim karakterimdir diyebilen partili yol arkadaşlarım , bugün burada sizlerin karşısında olmaktan gurur duyarak hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Delegelerimiz bugün sandık başına giderek partimizi 2 yıl boyunca temsil edecek ve geleceğe taşıyacak kadroları seçeceklerdir. Bize düşen bu süreci sokağın umuduyla birleştirmektir. Biz çıktığımız bu yolda sorumluluklarımızın farkındayız.
Ben Gökhan Yankol olarak, gençlik kollarından başlayarak partimize ve şehrimize bir çok farklı görevde bulunup hizmet verdim. Şimdi de ilçe başkan adayı bir kardeşiniz olarak bugün karşınızdayım. 2007 yılında Başkanım Ömer Lütfü Kayalar döneminde gençlik kolu başkanlığı , 2012 yılında başkanım Metin Ok ile birlikte ilçe yöneticiliği,2014 yerel seçimleriyle birlikte Belediye Başkanım Dursun Mirza başkanlığında partimizin meclis üyeliği ve belediye başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. Ama bizi partinin kapısında kucaklayan rahmetli ilçe başkanım Mustafa Öz’ü , görev sürem boyunca desteğini benden esirgemeyen rahmetli Kadın Kolu Başkanımız Handan Ergül’ü, beni üye olduğum ilk gün kolumdan tutup basın açıklamasına götüren İsmet Koçyiğiti huzurlarınızda anmadan kendimi nasıl ifade edebilirim.
Kısacası siyasi yaşamım boyunca bu basamakları işaret edilen kişi olarak değil mücadele ederek çıktım. Her zaman partimizin emekçisi oldum.Tırnaklarımla mücadele ederek geldiğim bu noktada parti geçmişimle gurur duyan en genç başkan adayınızım. Demek ki Cumhuriyet Halk Partisi kendi başkanlarını da yetiştiriyor.
Halk bizden ne bekliyor ?
Aslında kongremizde yalnızca ilçe başkanı ve yöneticilerini seçmiyoruz. Halkın beklentilerine cevap verecek ve partimizi iktidara taşıyacak kadroları belirliyoruz.
31 Mart Yerel Seçimleriyle birlikte, halkımız bize iktidar yolunu açtı. Artık İnsanlar bizleri bir umut olarak görüyorlar. Bizler de sokağın beklentilerine karşılık vermek zorundayız. Çünkü biz bu vatana borçluyuz. Bunun için iktidara giden yol ilçe örgütlerinden ve yerel yönetimlerden geçer. Partimizin politikalarını, sosyal demokrasiyi; kentin varoşlarına, sanayide çalışanlara, kahvelerde işsiz oturanlara, öğrencilere, annenlere, yaşamını güçlükle sürdüren emeklilere ve yaşlılara anlatmak zorundayız.
Cumhuriyet Halk Partisi bu sorumluluğu nedeniyle kişilerin ya da grupların değil, tüm parti üyelerinindir. Hatta partimize üye olmasa da oy veren, gönül veren her yurttaşındır. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin sigortasıdır. Omuzlarımızdaki sorumluluk görünenden daha büyük. Koca bir ülkenin geleceği bizlerin omuzlarında ve biz, iktidara ancak bu sorumluluğun bilincinde olan ilçe yönetimleri, belediye başkanları ve parti üyeleriyle yürüyebiliriz. Bu dönemde İktidar yürüyüşümüzü farklı yorumlayanlarla da karşılaşacağız. Kendi siyasi gelecekleri için partiyi dizayn etmeye çalışanlar, parti emekçilerinin ve delegelerin omuzlarına basarak kendilerini makamlara taşımak isteyenler olacaktır. Uyanık olmak zorundayız! Yalnızca partimiz için değil, bu ülkenin geleceği için, yoksulun sofrasındaki ekmeği büyütmek için uyanık olmak zorundayız! Unutmayın biz bu ülke için Cumhuriyet Halk Partiliyiz
Şimdi üyelerin de yöneticiler kadar söz hakkına sahip olduğu, ortak tavırla, ortak fikirle partimizi iktidara taşıma zamandır. Bunu oluşturmanın da en önemli yolu, üyelerin görev alacağı komisyonları kurarak yönetime doğrudan katılmasını sağlamaktır. Biz Bandırma’da bunu yapabilecek güce, inanca, kararlılığa ve en önemlisi sizlere sahibiz. Partimizin iktidar koşusunda üyelerimizle kol kola bu koşuyu tamamlayacak bir yönetimi oluşturmaya da talibiz!
Şimdi yapısal sorunlarımıza bu anlayışla çözüm üretme vakti! Kadınlarımızın yalnızca seçim zamanı kahve dağıtan kişiler değil, bu ülkeyi yöneten insanlar olacağına inanıyoruz. Kadınlarımızın fikirlerine değer vermeye, kayıtsız ve şartsız uygulamaya hazırız.
Üniversiteli, işçi, işsiz gençliğin sorunlarının nasıl çözeceğini anlatabildiği, gençlerin isteklerini de, kendi isteği olarak görüp uygulayan bir yönetimi inşa etmenin vakti! Artık üyelerinin siyasette önünü açacak ve yol gösterecek bir yönetim anlayışını tepeden tırnağa oluşturmanın vakti! Halkın karşısına bundan sonra onların taleplerini karşılayan projelerle çıkan, konuşan ve şikâyet eden değil, dinleyen ve çözüm üreten yönetimin vakti.
Kadın Kolları ve Gençlik Kollarıyla ortak koordine edilecek, kadın ve genç dağılımın eşit şekilde sağlanacağı komisyonlar kuracağız. Komisyonlarda “yönetici olmayan” üyelerimizin, doğrudan çalışacağı ve karar sahibi olacağı yeni bir dönemi birlikte başlatacağız.
Bu komisyonlar her meslekten ve her kesimden üyeleri kucaklayacak. Bütün üyelerimizin katılımına açık olacak. Alınan kararlar ilçe yönetimi yani bizler tarafından uygulanacak. Bu yöntemle de Bandırma’nın bütün sorunlarına ortak akılla çözüm üreteceğiz. En kısa surede Edincik ve Aksakal mahallelerimizde kapatılan belde örgütlerinin yerine temsilciliklerimizi açacağız. 55bin oy aldığımız şehirde 3bin üye bize yakışmıyor. Üye sayımızı arttırıp partimize gönül veren vatandaşlarımızın politikalarımızda söz sahibi olmalarını sağlayacağız. Örgütün her makamında yapılacak seçimlerde önseçimi ve üyelerimiz arasında fırsat eşitliğini kırmızı çizgimiz olarak savunacağız.
Saydamlık, hesap verebilirlik anlayışı ile çalışmaya kararlıyım.
Kongre yarışındaki farklılıkların tümünü arkamızda bırakarak büyük görev ve sorumluluğumuzun bilincinde olarak her birimizin yapabileceği en büyük katkıyı ortaya koyacağı bir dönem için adayım.
Örgütümde memleleket yanarken küçük hesaplar peşinde koşanların yerine alınterini mücadeleyi ve liyakatı ön plana çıkarmak için adayım.
Lafla değil Sahici ve samimi, işle var olmak için adayım.
Hep birlikte inanarak kurduğumuz cümlelerin alın terimizle emeğimizle gereğini yerine getirerek sokak sokak, ev ev dertlere derman olmak için adayım.
Çocuklarımız için , geleceğimiz için adayım.
Sevgili yol arkadaşlarım,
bu kavga aslında emperyalizme karşı
onun yerli ve uluslararası her türden işbirlikçilerine karşı
taşeronlaştıran, taşeron firmalar üzerinden insan emeğini kan gibi emen,
emeğin üzerinden beslenen, 4+4 e mahkum kılan insan tüccarlarına karşı
bu kavga gezi
bu kavga balyadan kaz dağlarına kadar giden siyanürlü altının kavgası
bu kavga gönende manyasta tarlada mahsülü kalan çiftçinin kavgası
bu kavga bigadiçte madencinin kavgası
bu kavga kapıdağda doğal yaşamın kavgası
bu kavga edincik merasının kavgası bu kavga bandırmanın kalıbına sığmayan varoluş kavgası sorunları biliyoruz, çözümleri de biliyoruz! Bu memleketin Bandırma'dan Türkiye’ye bütün sorunlarının reçetesi biz gençlerde… Geçmişte sorunlarımızı nasıl çözdüğümüzü bütün dünyaya gösterdik. Kuvayi Milliye ruhunda biz vardık, Bandırma Vapuru’nun güvertesinde, bir çift mavi göz olduk, aslında Mustafa Kemal olduk. Kurtuluş Savaşında her cephedeydik, Sakarya’dan özgürlüğe, İzmir’in dağlarında açan çiçeklere koşturduk. Yılmadık, biz hiç yılmadık! Bir cumhuriyet kuruldu. Türkiye Cumhuriyetini kuran Cumhuriyet Halk Partisi olduk. Biz bu ülke için yurdunu seven cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik, devrimci insanlar olduk. Gelin bayrağımızın ve partimizin rengi olan kırmızıda buluşalım"
