2014 KAYIP BİR YIL OLDU”

 2014 KAYIP BİR YIL OLDU”

Saadet Partisi İl Başkanı Ömer TAŞKIN, 2014 yılının insanımız için kayıp bir yıl olduğunu söyledi.

TAŞKIN, yılın son yönetim kurulu toplantısında yaptığı değerlendirmede;

“Gazetelere, tv’lere bakıyoruz, haberlerin yüzde yetmişi içimizi karartıyor. Büyük gazeteler ve televizyonlarda müstehcen, hayâsız, yayınlar arttıkça artıyor.  Dünyanın sayılı tahıl ambarlarından olan Türkiye, yılda üç milyon ton buğday ithal ediyor. Marketten yoğurt alıyorsunuz, yoğurda benziyor ama yoğurt değil. Çin’de üretilmiş o zehirli, radyasyonlu ayakkabılar gümrüklerden nasıl geçmiş?

Üst üste yaşanan maden kazaları, borcunu yeni borçla kapatan esnafın durumu, Kobani’de yaşanan çatışmaların bahane edilerek ülkemizin ateşe verilmek istenmesi, çözüm süreciyle meşrulaştırılmak istenen PKK terörü, sokakların  ve okul önlerinin uyuşturucu bataklığı haline gelmesi, bonzainin önüne geçilememesi, TÜİK’in asgari geçim ücretini 1425 TL olarak açıklamasına karşın asgari ücretin 890 TL olması, devletin borcunun 600 milyar doların üstüne çıkması, yıl içinde 53 milyar TL faiz ödenmesi, boşanmaların artması, ahlâki erozyon, halkın sağlığını tehlikeye atan zehirli gıda terörüne engel olunamaması, ve benzerleri başlıca ülke sorunlarına yönelik hiçbir sağlıklı çözüm, ne yazık ki; ortaya konulamamıştır. Buna karşın ‘taraf olmayan bertaraf olur, ya bendensin ya ondan’ siyasetiyle kutuplaşma evlerimizin içine kadar girmiş ve  hane halkı  birbiriyle çatışır hale gelmiştir.

Diğer tarafta yolsuzluk ve rüşvet operasyonları, ‘paralel yapı’ söylemleri ve eylemleri… İddialar, ithamlar, ihbarlar havada uçuştu. Operasyonlar birbirini izledi. Türkiye son bir yıldır 17-25 Aralık düğümünü çözmeye çalışıyor.

Bakanların, bakan çocuklarının, bürokratların adlarının geçtiği rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ve ayakkabı kutularındaki dolarlarla başlayan süreçte kılıçlar çekildi; manşetler, söylemler, ithamlar ağırlaştıkça ağırlaştı. Sayısız emniyet mensubu sürgün edildi. Hukuk yeniden dizayn edildi. Ama düğüm çözülemedi. Kim haklı, kim haksız milletimizin önüne çıkarılamadı.

Oysa; hukuk yürüsün, yürütülsün ve hak yerini bulsun. Varsa çeteler, varsa gizli yapılanmalar onlar da ortaya çıksın. Ancak şayiası arşa yükselen, epey zamandır dumanı tütmekte olan yolsuzluk ateşinin, rüşvet belasının, ihale takipçiliğinin, yandaşların sınavsız memur yapılmalarının, komisyonculuğun da önüne geçilsin. İktidar, siyasi iradenin üzerine bir takım planlar kurgulandığını hissedip de `boyun eğmeyiz’ dediği gibi, berrak bir dil ile `biz yolsuzluk yapmayız, yapmadık’ da diyebilmelidir.

Bizler, güç pazarlıkları yapanların, başkalarının ahını alanların, gizli koalisyonlarla menfaat bölüşümü yapanların, kendinden olmayanlara zulmedenlerin, BOP Eş Başkanlığı, Medeniyetler İttifakı, Dinlerarası Diyalog çalışmaları yapanların, `kutsiyetpenahları Papa’ davetlerini yapanların safında olmadık, olmayacağız.,

Allah’a şükür, biz Millî Görüş’çüler her zaman olduğu gibi bugün de halkın ve en önemlisi de Hakk’ın tarafındayız. Bizim tarafımız, karnını doyuramadığı için onuruyla madene inen garibanın yanıdır, Allah’ın yasakladığı faize “dünya gerçeği” diye sıcak bakmayan, kendini sakınanların yanıdır. Hayrın ve şerrin de Allah’tan geldiğine inananların, güçlüden değil de haklıdan yana olanların yanıdır.

Dış politikada irtifa kaybeden, sözü dinlenmeyen bir ülke haline gelen Türkiye Filistin, Suriye, Afganistan, Irak, Libya, Ukrayna ve sorunlu diğer bölgelerde yaşanan vahim olaylarda etkin bir rol oynayamamış, adeta emir eri gibi batılı güçlerin istekleri doğrultusunda pozisyon alan bir konuma düşmüştür. Halkımızın milli ve manevi duygularını okşayan kimi çıkışlarla da, imaj düzeltme çalışması yapılmıştır.

Türkiye’de 2014’ün son çeyreğindeki makro ekonomik göstergelerde de ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Yatırımlar azalıyor, üretim ve ihracat düşüyor, ithalat artıyor. Buna bağlı olarak istihdam azalıyor, işsizlik artıyor.

Görüldüğü üzere ülkemiz sanayi, tarımsal kalkınma, refah, sanat, tarih, estetik, irfan, kültür eksenli bir gündem ne yazık ki; yaşamadı.

Maalesef, 2014 yılı da bundan önceki 12 yıl gibi, politik yoğunluklu sığ polemiklerle geçip gitti. Siyaset hizmet için değil, sadece oy için yapıldı ve ne yazık ki, ülkemiz zaman kaybetti.

2015 yılında da aynı akıbetin yaşanmaması için, 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak olan Milletvekili Seçimlerinde halkımızın bu gidişata ‘artık yeter’ demesini temenni ediyor ve bekliyoruz. Aksi halde sıkıntılarımız artmaya, kurunun yanın da yaş da yanmaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.