Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, Sedef Kabaş’ın Youtube kanalına konuk oldu.
Dövizdeki sert düşüş için “piyasaya 40-50 milyar dolar sürüldü” tespitinde bulunan Hüseyin Baş “erken seçim yakın” dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, Sedef Kabaş’ın Youtube kanalından yaptığı canlı yayına konuk oldu.
Ekonomi ağırlıklı sohbet sırasında Sedef Kabaş dolardaki 4-5 liralık keskin düşüşü sordu.
Hüseyin Baş “Bu, çok ciddi bir döviz girişinin olduğunun göstergesidir. Bu milyar dolarların üzerinde bir meblağ olmalıdır. Belki de 40-50 milyar dolar döviz girişidir bu. Bu girişi bu ülkede yapabilecek bir kişi tanıyorum, başka birini bilmiyorum. O kişinin kim olduğunu siz de tahmin ediyorsunuz. Eğer kişilerin paraları devreye giriyorsa, seçim de geliyor demektir.” şeklinde yanıt verdi.
Özelleştirmelerin de gündem olduğu programda BTP lideri Hüseyin Baş şu iki çarpıcı örneği verdi:
“Gübre Sanayi İşletmelerini özelleştirmişiz. Bugün et pahalı diye konuşuyoruz ya, biz buğday üretemiyoruz, tarım ürünleri çok pahalandı diyoruz ya, tarım ve hayvancılık ürünleri, Gübre Sanayi İşletmeleri elimizden çıktı diye fahiş fiyatlara bizim önümüze geliyor. Bugün benim çiftçim gübre ithal ediyor. Giresun’daki Seka Fabrikası değerinin 60 milyon TL belirlenmesinin hemen ardından 5 milyon TL’ye Milda isimli yabancı bir firmaya satılmış. Milda fabrikadaki makineleri 11 milyon TL’ye hurdacıya sattıktan sonra fabrikanın arazisini 68 milyon TL’ye Toki’ye devretmiş. Bu hırsızlık değil mi? Bu hırsızlık.”
İktidarın sık sık gündeme getirdiği 70’li yıllardaki tüp kuyrukları için de BTP liderinin çok farklı bir yaklaşımı oldu.
Hüseyin Baş “Tüp kuyrukları nedir? Milletin cebinde para var, alacakları tüp yok. Bu şerefli bir durum. Bugün milletin cebinde tüp alacak para yok. Kuyruk niye oluşur? Ortada bir mal var, benim cebimde para var, malı sen üretememişsin, ürünü pazara çıkaramamışsın kuyruk oluşturmuşsun. İnsanların bunu alabilecek parası vardı. Bugün bu tüpü alacak parası yok insanların. Bugün insanlar mutfak masraflarını karşılayamıyor. Bu politikaların özellikle gençlerde hiçbir karşılığı yok, bundan emin olabilirsiniz” dedi.
“Mülteciler Türkiye’de kalsın mı gitsin mi” sorusunun yanıtında Hüseyin Baş “bu bir demokrasi sınavıdır” dedi ve şöyle devam etti:
“Demokrasilerde seçilen kişi herşeyi yapma hürriyetine sahip değildir. Bu ülkenin en temel problemi bu. Cumhurbaşkanımız İlim Yayma Cemiyeti’nin Ödül Töreninde konuşurken, “Bazı muhalefet partileri mültecileri bu ülkeden yollayacaklarını söylüyorlar, bizim öyle bir derdimiz yok” diyor.
Şimdi çıkalım Cumhurbaşkanımıza oy veren vatandaşımız dahil sokakta referandum yapalım, mülteciler buradan gitsin mi kalsın mı sorusunun cevabı yüzde 90 gitsin şeklinde çıkacaktır. Bizim cumhurbaşkanımız “bizim öyle bir derdimiz yok, bunları göndermeyeceğiz” diyor. Peki, hangi demokraside bunu söyleyebilirsiniz? Benim yönetime koyduğum kişi bana yol yapabilir, havalimanını Yeşilköy’den taşıyıp Arnavutköy’e götürebilir. Ama bir ülkenin yöneticisi senin dış politikanla oynayamaz, başka ülkelerin savaşlarına iştirak edemez, ülkeyi mülteci ile dolduramaz, parana yüzde 150 değer kaybettiremez. Bu kararları demokrasilerde hiçbir yönetici veremez.”