1924 Yılında Kur´ân tefsir tercümesi konusundaki çalışmalar hızlanmıştır.
Kur´ân tefsir tercümesi konusunda 1924 yılındaki meclis kararlarından sonra çalışmalar hızlanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı, Gazi Atatürk´ün isteği üzerine Kur´ân´ın tefsir ve tecrüme görevini, çok usta bir din âlimi olan Elmalı Hamdi Yazır ile dine hâkim bir dil ustası olan Mehmet Akif Ersoy´a vermiştir.
Bu doğrultuda 1925 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Elmalı Hamdi Yazır ve Mehmet Akif Ersoy ile bir ?KUR´ÂN TEFSİR VE TERCÜME SÖZLEŞMESİ? yapmıştır. Bu sözleşme, araştırmacı yazar Übeydullah Kısacık´ın ulaşıp ?BİR İSTİKLÂL ÂŞIĞI MEHMET AKİF? adlı kitabında yayınladığı 10 Ekim 1925 tarihli orijinal belgeye göre Beyoğlu 4. Noteri´nde yapılmıştır.
Sözleşmede Mehmet Akif ve Elmalı Hamdi Yazır´ın yanı sıra Diyanet İşleri Riyaseti adına Aksekili Ahmet Hamdi Efendi´nin imzaları vardır. Sözleşmeye göre Diyanet İşleri Başkanlığınca, Mehmet Akif ve Elmalı Hamdi Yazır´a Kur´ân tefsir ve tercümesi karşılığında 1000´er lirası peşin olmak üzere 6000 lira ödeme yapılması taahhüt edilmiştir. Sözleşmenin aşağıda yer verdiğim maddelerine göz atılacak olursa TBMM´nin (dönemin CHP Hükümeti´nin) ve Gazi Atatürk´ün bu Kur´ân tefsiri tercümesi işine ne kadar büyük önem verdikleri çok açık bir şekilde görülecektir.
Elmalı Hamdi Yazır ve Mehmet Akif´le imzalanan Kur´ân Tefsiri ve Tercümesi Sözleşmesi.
İşte Orijinal Diliyle O Sözleşme:
1- Kur´ân-ı Kerîm´in tercümesiyle muhtasar bir suretle tefsirini Mehmet Akif Bey ile Hamdi Efendi deruhde etmiştir.
2- Riyaset-i müşarunileyha Hamdi Efendi ile Mehmet Akif Bey´den her birine altışar bin lira te´diye edecektir.
3- İş bu meblağın te´diyesi şu suretle olacaktır; Her birine biner liradan cem´an iki bin lirası peşin verilecek ve mütebaki miktar birinci cüz nihayetinde yüz seksen altışar, diğer cüzlerden beheri nihayetinde yüz´seksen altışar diğer cüzlerden beheri nihayetinde yüz altmış altışar lira verilmek suretiyle muksitan te´diye edilecektir.
4- Tarz-ı tahrir şekl-i atide olacaktır. Ayet ve ayat-ı kerime yazılarak altına meal-i şerifi ve bunu müteakip tefsir ve izah kısmı yazılacaktır.
5- Tefsir ve izah kısmında bervech-i ati nukat nazar-ı dikkate alınacaktır.
a) Âyât-ı kerime nisbetindeki mûnasebat, b) Esbab-ı nüzul, c) Kıraat ?Ki aşereyi tecavüz etmemek lazımdır´ d) İktizasına göre terkip ve hükümanın izahat-ı lisaniyesi, e) İtikatça Ehl-i Sünnet mezhebine ve amelce Hanefi mezhebine riayet olunarak ayatın mütazammın olduğu ahkam-ı diniye, şer´iyye ve hukukiyye, ictimaiyye ve ahlakıyye işaret veya alakadar bulunduğu mübahis-ı hikemmiye ve ilmiyeye müteallik izahat bilhassa tevhid ve tezkir-i müteallik ayatın mümkün mertebe basit izahı, alakadar ve yahut münasebatlar olduğu bazı tarih-i İslâm vukuatı, f) ? Müelliflerce yanlış veya tahrif yollu şeyler demayan edildiği görülebilen noktalarda ten bihat-ı muhtevi notlar, g) İnde´l-iktiza nasih ve mensuh ve muhassas, h) Baş tarafa mühim bir mukaddime tahririyle bunda hakikat-i Kur´ân´ın ve Kur´ân´a müteallik mesail-i mühimmenin izahı.
6- Peyderpey takarrür eden müsveddeler üçer nüsha olarak tebyiz edilerek biri Hamdi Efendi´de biri Akif Bey´de diğeri de riyaset namına heyet-i müşavere azasından Aksekili Hamdi Efendi´de bulunacaktır.
7- Müsveddelerin tebyiz, ve inde´l-ikti´za kütüphanelerden bazı eserlerin istinsatı ettirilmesi için mumaileyhimin emrinde ücret-i maktu-a ile güzel yazılı bir yahut icab ederse iki zat istihdam olunacak ve bunlara takdir edilecek ücret riyasetten te´diye kılınacaktır.
8- İlk tab´ın Diyanet İşleri Riyaseti´nin hakkı olup on bin adet olarak güzel kağıda ve nefis ve surette tab ettirilecek ve fakat yüzde yirmisi müselliflere ait olacak ve tabın şeklini müelliflerin tayin edecektir.
9- Eser-i mezkûrin esna-yı tabında formaların tashib ve tab´ına müteallik bütün iştigalat riyaset-i müşarunileyha´ya aittir.
10- Sahifelerin istertopisi alınacak ve bila bedel müelliflere verilecektir.
11- Birinci tabından sonra hakkı tab yalnız müelliflere ait bulunduğu cihetle müellifler dilediği miktarda eser-i mezkûru tab edilecektir.?
Yukarıdaki Kur´ân tefsiri ve tercümesi sözleşmesinde görüldüğü gibi, bu işin nasıl yapılacağı sözleşme taraflarına en ince ayrıntısına kadar maddeler halinde yazılı olarak anlatılmıştır. Bu durum her şeyden önce Genç Cumhuriyet´in bu işe ne kadar büyük bir önemem verdiğini göstermekteydi! Çok daha ilginci, sözleşmede yer alan bu teknik ayrıntıların (bu maddelerin) hazırlanmasında Gazi Atatürk doğrudan bizzat etkili olmuştur. Şöyle ki, Kur´ân tercümesine çok büyük bir önem veren Gazi Atatürk, nasıl bir tefsir ve tercüme istediğini 7 maddeyle açıklamıştır. Gazi Atatürk´ün Kütüphanecisi Nuri Ulusu anılarında bu ?7 MADDE? hakkında şu bilgileri vermiştir:
?Gazi Atatürk yapılacak tefsirle bizzat ilgilenmiştir. Nitekim benim dönemimde de bu çalışmalar süratle devam etti. Sonuçta yedi ana maddeyle bu işi sonuçlandırttı. Tabi şimdi tefsilatlı (ayrıntılı) olarak maddeler pek hafızamda değil. Ana hatlar, hatırladığım kadar, ayetlerin inişlerinin sebeplerini belirtilecek, kelimelerin dil izahatları olacak, ayetlerin anlatmak istediği din, hukuk, sosyal ve ahlaki konular hakkında bilgiler verilecek, bunlarla ilgili eski tarihi olaylar uzun uzun anlatılacak, vs.?
Gazi Atatürk´ün belirlediği bu 7 madde, daha sonra ?yukarıda orijinal belgesini verdiğim- Diyanet İşleri Bakanlığı ile Elmalı Hamdi Yazır ve Mehmet Akif Ersoy arasında imzalanan protokole şöyle yansımıştır:
1- Âyetler arasındaki ilişkiler gösterilecektir.
2- Âyetler iniş (nüzul) sebepleri kaydedilecektir.
3- Kırâat Aşeriyi (10 okuma tarzını) geçmemek üzere kırâatlar hakkında bilgi verilecektir. 4- Gerektiği yerlerde sözcük ve tertiplerin dil açıklaması yapılacaktır.
5- İtikat ta ehlisünnet, amelde Hanefi mezhebine bağlı kalınmak üzere ayetlerin içerdiği dini, şer´i hukuki, sosyal ve ahlaki hükümler açıklanacaktır. Ayetlerin ima ve işarette bulunduğu ilmi ve felsefi konularla ilgili bilgiler verilecek özellikle ?TEVHİD? konusunu içeren, ibret ve öğüt özelliği taşıyan ayetler genişçe açıklanacak, konuyla doğrudan ve detaylı ilgisi bulunan İslâm tarihi olayları anlatılacaktır.
6- Batılı tarihçilerin yanlış yaptıkları noktalarla okuyucunun dikkatini çeken noktalarda gerekli açıklamalar yapılacaktır.
7- Eserin başına Kur´ân gerçeğini açıklayan ve Kur´ân´la ilgili bazı önemli konuları anlatan bir önsüz (mukaddime) yazılacaktır.
Kur´ân tefsir ve tercümesi görevini kabul eden Elmalı Hamdi Yazır ve Mehmet Akif Ersoy hemen çalışmalara başlamıştır, ancak çalışmaları Mısır´a giderek orada sürdüren Mehmet Akif, zaman içinde Kur´ân´ı hakkıyla Türkçe´ye tercüme edemeyeceğini anlayarak tercûme işini yarım bırakmıştır. Ancak Elmalı Hamdi Yazır, Kur´ân tefsir tercümesini 1935 yılında yapıp bitirmiştir. Elmalı Hamdi Yazır´ın ?HAK DİNİ KUR´ÂN DİLİ? adını verdiği bu tefsir ve tercüme 9 ciltlik 6433 sayfalık dev bir eserdir. Bu eser 1936-1939 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 10.000 takım olarak bastırılıp Türkiye´nin her yerine ücretsiz olarak dağıtılmıştır.
Elmalı Hamdi Yazır´ın ?HAK DİNİ KUR´ÂN DİLİ? adlı Kur´ân tefsirinde Gazi Atatürk´ün katkısıyla bir önsöz yazılmıştır. Gazi Atatürk´ün Kütüphanecisi bu gerçeği şöyle ifade etmiştir. ?Eserin bitiminde kendi katkısıyla Kur´ân´ın gerçeğini ve Kur´ân´la ilgili özellikleri açıklayan güzel bir önsöz hazırlandı ve basıma girdi.?
Gazi Atatürk sadece Kur´ân´ın tefsir ve tercümesini değil, İslâm dininin diğer önemli bir kaynağı olan hadisleri de Türkçe´ye tercüme ettirmiştir. Gazi Atatürk´ün işareti üzerine TBMM sağlam hadis kaynaklarının Türkçe´ye tercümü edilmesini Ahmet Naim Efendi´ye vermiştir. Ahmet Naim Efendi de dikkatli bir çalışma sonunda ?BUHARİ TERCÜME VE ŞERHİ?´ni hazırlamaya başlamış. Ancak eseri tamamlayamamıştır. Bunun üzerine eseri tamamlama görevi Kâmil Miras Hoca´ya verilmiştir. Kâmil Miras Hoca´nın 12 Cilt olarak tamamladığı ?BUHARİ HADİSLERİNİN TERCÜMESİ VE ŞERHİ? 1932 yılında bastırılıp Türkiye´nin her yanına yine ücretsiz olarak dağıtılmıştır.
Elmalı Hamdi Yazır´ın 9 ciltlik Kur´ân tefsiri ve tercümesi ile Kâmil Miras´ın 12 ciltlik Buhari Hadisleri tercümesi ve şerhi Gazi Atatürk´ün, Din dilinin Türkçe´leştirilmesi çalışmalarına öncelik vermesi en önemli ve en başarılı yanlarından biridir. Gazi Atatürk´ün 1930´larda hazırlattığı bu eserler, TÜRKİYE´DE BUGÜN HÂLÂ MERTEBE OLARAK AŞILAMAMIŞ EN ÖNEMLİ İSLÂM KAYNAKLARIDIR!..
Cumhuriyet´in ilk 15 yılında devlet desteğiyle Elmalı Hamdi Yazır´ın 9 ciltlik dev eseri başta olmak üzere Kur´ân´ın tefsir ve tercümesiyle ilgili toplam 9 eser yazılıp yayınlanmıştır. Bu eserlerin toplam baskı adedi 100.000´e yakındır.
Hutbelerin çağın gereklerine uygun olmasını isteyen Gazi Atatürk, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi Hoca ile birlikte 50 örnek CUMA HUTBESİ belirlemiştir. Namazın öneminden içkinin zararlarına, Allah´ı sevmekten Peygamberimiz (s.a.v.) uymaya, anaya babaya hürmetten, askerlik şerefine kadar birçok farklı alanda tam 50 örnek Hutbe hazırlanmıştır?
1930´larda Türkiye´de camilerde Cuma günleri bu Hutbeler okunmuştur.