2 Temmuz 1993’teki Sivas katliamında yaşamlarını yitirenler, Bandırma’da da anıldı.
Alevi Kültür Dernekleri Bandırma Şubesi’nin, Cem Evi bahçesinde gerçekleştirdiği anma programına Bandırma Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, başkan yardımcıları Ozan Onur ve Aydın Yağar, Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat, Bandırma Belediyesi önceki başkanı Dursun Mirza, sivil toplum kuruluşları başkanları ve kalabalık bir topluluk katıldı.
Katliamın 30. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma töreninin açış konuşmasını yapan Av. Seray Gönal, “Başta Sivas katliamı olmak üzere ve daha sonra da ülkemizde aydınlara yönelik tüm katliamlar, cumhuriyetimize, demokrasiye, laikliğe, yaşam hakkınadır. Sivas katliamına neden olanları, bu saldırıyı koruyanları ve savunanları affetmedik, affetmeyeceğiz. Ant olsun ki, içinden geçtiğimiz bu karanlık süreci hep birlikte yırtacağız. Laik demokratik düzenimizi yeniden inşa edeceğiz” dedi.
Semah gösterisinin ardından, Sivas katliamında yaşamlarını yitiren, şair, ozan, edebiyatçı ve gazetecilerinin fotoğraflarının bulunduğu panonun önüne anma programını izleyenler tarafından karanfiller bırakıldı.
Hasan Sönmez’in başkanlığındaki Alevi Kültür Dernekleri Bandırma Şubesi’nin 220 üyesi bulunuyor.
"30 yıl önce, 2 Temmuz 1993 günü insanlık tarihine bir utanç eklendi. 33 şair, yazar, müzisyen ile 2 otel görevlisi Pir Sultan Abdal etkinliğine katılmak için gittikleri Sivas’ta kaldıkları Madımak Otelinde, etraflarını çeviren gözü dönmüş gerici güruh tarafından yakılarak katledildiler. Yıllar geçse de bu vahşi katliamı, bu katliamda hayatını kaybedenleri unutmayacağız, unutturmayacağız.
O gün Cuma namazı sonrası şeriat sloganları atarak şehirde dolaşmaya başlayan ve nihayet sanatçıların kaldığı Madımak Oteli’ne yürüyerek binayı kuşatan güruh Madımak’ı ateşe verdiler.
Vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü olan devlet, gözü dönmüş bir kalabalığın 35 canı yakmasına sessiz kaldı. Bu katliam polis ve askerin gözleri önünde alenen işlendi.
Katliamın ardından katillerden hesap sorulamadığı gibi, gerçekler gizlenmeye çalışılarak fatura Sivas’a giden aydınlara çıkarılmak istendi. Olayın gerçek failleri yargı önüne çıkarılmadı, katiller serbestçe dolaştılar, zaman aşımı ile 35 canın katledilmesi cezasız kaldı. Sivas Madımak katliamına sessiz kalanlar, göz yumanlar, failleri savunanlar, katilleri yargılamayanlar bu insanlık suçunun ortaklarıdır.
Sivas katliamı insanların düşüncelerine, kimliklerine, farklılıklarına düşman olmanın yarattığı bir insanlık suçudur. Ve bugün de ülkemizde ayrımcılık, farkı düşüncelere tahammülsüzlük ve düşmanlık ne yazıktır ki devam etmektedir.
Katliamdan sonra yıllarca süren davalarda azmettirenler, örgütleyenler, katilleri koruyanlar dışarıda kaldı. Az sayıda gösterici göstermelik bir yargılama sonunda cüzi cezalar aldılar. Bunların bir kısmı 3-5 sene içinde tahliye edildi. Hiç ceza almayan elebaşları ise 30 yıllık zamanaşımından yararlandılar ve cezadan kurtuldular. Sanıkların avukatlarının bir kısmı milletvekili yapılarak ödüllendirildi.
Biz katliamların bir daha yaşanmaması için unutmaya karşı koyarak toplumsal hafızayı diri tutmaya devam edeceğiz. Yaşanan katliamları anlatacağız, aktaracağız; çünkü bu ülke topraklarında yaşayan insanların dini, dili, farklı diye, etnik kimliği, düşünceleri, inançları farklı diye, kendi sözlerini söyledi diye, haksızlığa karşı durdu diye ayrımcılığa, şiddete, katliama uğramaları son bulsun istiyoruz.
Bu katliamları yaratan zihniyetle mücadele etmezsek, bu zihniyetten türeyen pratikleri teşhir etmezsek, bunları karşımıza almazsak Madımak yanmaya devam edecek ve yeni katliamlar kaçınılmaz olacaktır.
Sivas katliamında diri diri yakılan aydınlarımızı, sanatçılarımızı, gençlerimizi unutmayacağız. Halkın nezdinde bu insanlık suçunun zaman aşımı yoktur. Sivas Katliamının faillerini biliyor, tanıyoruz.
Bir daha böyle katliamlar ve kıyımlar yaşanmasın diye mücadelemiz sürecek, Sivas ölümsüzleri mücadelemizde yaşayacaktır."